Taken translate Russian
51 parallel translation
- Ödendi mi? Kim ödedi?
- Taken Заботиться о?
And your pastry chef can stand to be taken down a peg.
И может с твоей помощницы и правда стоило сбить спесь.
Emma, beni hayata bağlayan tek umudum...
Then Emma, the one tiny ray of hope left in my life gets taken away from me?
Bu hiç değişmeyen dünyada elinden neler alındı?
kawaranai sekai de { \ 1cH572708 } What was taken from you in this unchanging world?
456 ile görüşmelerimin elimden alındığına dikkat çekmek istiyorum.
I suggest that dialogue with the 456 is taken out of my hands.
Siktiğim JJ'i bile aldın ve şimdi bir de onu benden alıyorsun!
You've taken fucking JJ and now he's nicking her off me as well!
Vuruldum ve o kurşun beni geçmişe götürdü.
I've been shot and that bullet has taken me back in time.
We've taken Miss Kane in over at the house.
Кане-сама в доме вместе с Ю-сан.
Xmas _ Tribute İyi seyirler dilerim.
s02e11 Stand Taken / Главный свидетель русские субтитры группы TrueTransLate.tv
Ve nasıl she'd-she'd alınan
And how she'd-she'd taken
Sidney Poitier onun teknesiyle bir bağış işi için Küba'ya gidiyorduk,... ve fırtınaya yakalandık.
Sidney Poitier... we had taken his boat to Cuba for relief work, and we got caught in a late-summer squall.
- Ekibim senden hoşlanmış görünüyor.
My team seems to have taken a shine to you.
Ama ben bir özür hediyesi seçme özgürlüğümü kullandım.
But I've taken the liberty of selecting an apology gift
Julio'ya ve ailesine duyduğu öfkeyi kurbanlarına yansıtıyor olabilir.
His rage against Julio and his junkie parents could be taken out on the victims.
Bir Palero'nun kafayı alacağını da bilmeliydi.
And that a Palero would have taken the head.
Taken, Trapped ve Excess Baggage.
Заложница, В Ловушке и Лишний Багаж.
Giysi dolabına el koydu mu?
She's taken over the closet?
Diğer yarısını da Madoff kapmış. Yani kimse üst tabakaya girdiğinden emin olmadığı sürece yatırım yapmak istemiyor.
And the other half got taken by Madoff, so nobody wants to go near a hedge fund unless they know for sure they're on the top rung.
Masadaki haplardan çok almış olmalı.
He must have taken too many of those pills on the table.
Sanırım Dr. Saroyan benim Michelle'le arkadaşlık etmemi sorun ediyor.
Uh, I think Dr. Saroyan has taken issue with me keeping company with Michelle.
Belki de kendine biraz daha zaman ayırmalıydın.
Maybe you should have taken more time, you know, for yourself.
Belki, benimle bir saniye bile yalnız kalmama... planından bir anlığına ayrılabilseydin, seni hiç de yargılamadığımı fark edebilirdin...
Maybe, if you had taken one second out of your plan to not spend one second alone with me, you might have noticed that I haven't judged you at all.
All your life you've never seen a woman taken by the wind
"All your life you've never" "seen a woman taken by the wind"
Rahibe, ettiğiniz yemini çok takdir ediyorum.
Sister, I so admire the vow you've taken.
Bana bir şey yapmayı öğretmediğin için gördüğüm muameleyi.
Of how much shit I've taken because you never taught me how to do anything else.
Noah Daniels'ın, evinden nasıl kaçırıldığı hakkında mı?
About the way Noah Daniels was taken from the house?
Bu aslında onun çekilen son fotoğraflarından biri, fakat daha geçen hafta İsviçre ve Prag'da görülmüş olması muhtemel.
This is actually one of the last pictures taken of him, but there have been possible sightings in Switzerland and Prague as recently as last week.
- Alfred'in kursu bitmiş. Onu kabul etmişler. - Ritz'de kalıcı olarak mı?
Alfred's finished his courseand they've taken him on.What, permanent at the Ritz?
Acaba sen almış olabilir misin? Şaka yapmak niyetiyle.
I was so hopingyou might have taken it, as a prank.
Ebeveynleri ölmüş ve annesi sizin arkadaşınızmış mesela. Bu yüzden alıyorsunuz.
That the parents are deadand the mother was a friend of yoursor something and that's why you've taken her in.
Senin arkanı hep kolluyorum.
I've always taken care of you, Bunch.
Çok büyük güç sarf etmiş olmalısın.
Must have taken great strength.
Bay Underhill'in evinde korunuyor artık.
He's taken sanctuary on Mr. Underhill's estate.
İş görebilen erkekler Kaptan Lawrence'ın komutasında Black Hind'e gönderilecek böylece son firarın yerini doldurmuş olacağız.
The able-bodied males will be taken onto the Black Hind under Captain Lawrence to fill a recent rash of desertions.
Evet, hem neden Taken Filmi dururken The Hangoverın ve Hızlı ve Öfkelinin
Да, и почему бы им не снять сиквел к Заложнице когда чуваков из Мальчишника в Вегасе схватили а единственные, кто мог бы их спасти это Форсаж.
Evinizi terk edip, burada yeni bir hayata başlamak büyük cesaret gerektirmiştir.
Well, it must have taken great courage to leave your home and... start a new life here.
Dini ondan ve ailesinden koparılıp alınmış,... yeraltına sürülmüştü.
His religion was taken from him and his parents, driven underground...
Evladım, yirmibeş yıldır günah çıkarma yapıyorum.
My child, I've taken confession for 25 years.
Kevin yerine kendisiyle buluşmaya ikna etmek için Christa'nın aklını çelmiş olabilir.
He must've taken a shine to Christa, convinced her to meet him instead of Kevin.
Bir kadının cömertliği imtiyaz olarak algılanmamalı.
A woman's generosity should never be taken for granted.
Geveze paket yola çıktı mı?
Has the mouthy package taken off?
İlk saldırı sırasında Andrea'nın evinden alınan kamera kayıtları.
Ben : This is the surveillance video taken from Andrea's house during the first attack.
Önceden içinde olduğum dizilere kıyasla burası çok daha farklı. Sanırım hayranların da diziyi izlemesinin büyük nedenlerinden biri...
To my knowledge, no other show has done anything quite so strange, and I think that that's one of the big reasons that the fans have stuck around, is that it's taken these risks
Garcia, Betty Wright'ın yaşam destek ünitesi kapatıldı değil mi?
Garcia, you said that Betty Wright had been taken off life support, yes?
Polis eşimin hastanede olduğunu söyledi ve...
The police said she'd been taken to the hospital, and I- -
Taken filmini izledin mi?
Ты же смотрела "Заложницу".
Benden alınanlardan sonra olmaz.
Not after all it has taken from me.
Sizden alınanlardan sonra olmaz.
Not after all it has taken from you.
My life has taken a serious... turn... downhill!
Моя жизнь набрала серьезный... разгон... под откос!
Biz doğru olanı yaptık ama Galligher yapmadı.
We've taken the high road, and Galligher hasn't.
Taken. Ronin.
"Заложница". "Ронин".