Throw translate Russian
44 parallel translation
# Well, the teacher could say # # they should lock you away # # and throw away all the keys if you please. #
* Все учителя гoвoрили : "Надo, чтoб егo пoсадили" * Пoзабудьте o ключах, Или всему придет крах
Bazı şeyleri atalım burdan.
Throw a little semi thing here.
O hep gümüş throw-up'lar yapar.
Все, что он делает, это хромовые сроун-апы ( throw-up ).
" O sadece bir throw-up.
" Это - всего лишь сроун-ап.
O iltifat etmeyemi yoksa intikam almayamı çalışıyor, çünkü insanlar onun throw-up'larına gittiklerinde.
Он пытается обратить на себя внимание и что бы ему начали мстить, ведь люди кроссят его сроун-апы своими кусками.
kim yaktı diyecekler- - sen bir throw-up gördüğünde, sen onun yanına gideceksin.
Видишь его сроун-ап и делаешь поверх него.
Kim Cap'in throw-up'larının tren değerinde olduğunu düşünüyor?
Кто считает, что его сроун-апы смотрятся на поездах?
Sen buraları ele geçirebilirsin, throw-up'larla, en üstlerle en aşağılarla, herşeyi yapabilirsin.
Нужно делать всё : и инсайды, и сроун-апы, и топ-ту-боттомы - нужно преуспеть во всём.
Bütün pislik lisansları atacağız
We'll throw out those dirty licenses Выбросим все эти грязные лицензии
Üzerlerine biraz jöle atalım!
Let's throw some Jell-O on them
Matthews'a çok uzun bir atış...
There's a long throw to Matthews- -
"Give a larbage, throw out your garbage."
"Есть отходы, выбрось их"
I need to take the stress and throw all away feelings to discover knowing undercover what it is you really mean to me Bütün stresimi atmam lazım. aslında biliyorum.
В эмоций дебрях новых Понял я, какое
I need to take the stress and throw all away.
В руки нужно взять себя скорей
Açılımı "Seni Hapse Atabilirim" ( Throw Your Ass In Jail ).
Запихать Твою Задницу В Камеру.
Atış için sağa hareketleniyor.
Rolling right to throw back.
Klein, Doğu Hampton'da süper bir yazlık bırakmış. Whit'le orada büyük bir parti vereceğiz. Sermaye bulmak için ağır topları çağıracağız.
Well, Klein left this awesome vacation house in East Hampton, and whit and I are gonna throw this big, fancy party, try to bring in some heavy hitters into the fund.
Giy şunu.
Throw this on.
Bir de her kupon için mağazaya fazladan 8 cent ödüyorlardı.
Not to mention the extra eight cents per coupon they throw in for the store. So...
Bir yanınızı her zaman kendimle özdeşleştirdim. Kaç yaşına gelirseniz gelin bir kadın o tarafını çıkarıp atabilmek için zora düşer.
Некоторых из вас девушки Я всегда сравниваю с... не важно сколько лет тебе, a woman's hard-pressed to throw off that part of herself.
Neden sözünü kesmediğini veya topu ahlakbilimciye atmadığını bilmiyorum.
I don't know why he didn't cut him off or throw it to the ethicist.
Ya da çöpe et atıp çıkışta konteynırdan alabilirim?
Or I could throw away some meat and pick it up from the dumpster later. Не беспокойся.
Bir dahakine yanında Debbie, Carl ya da Liam'ınkileri de atarsın.
Maybe next time you wanna throw in Debbie or Carl or Liam's with yours.
Sana lazım olacak bir şeyi atmayacağım.
We're not gonna throw away anything that you need.
Onun peşine düşmekle işleri bozabileceğimi biliyordun...
I knew by pursuing him that I could throw a wrench in- -
Balıkları yakaladıktan sonra göle geri bırakıyorlar. Gölün doğasını düzende tutmak içinmiş.
They- - they throw the fish back in the lake after they catch'em in order to keep the chi aligned with the lake's stratosphere.
Eğer şiddetli bir şekilde buraların canına okusaydı o zaman bu halının bayağı bir haşatı çıkardı ve duvarın her yerinde sürtme izleri olurdu.
If he were kicking and screaming then these throw rugs would be pretty messed up, and there would be scuff marks all over the walls.
- Sanırım not bizi atlatmak içindi.
So I guess the note was meant to throw us off.
Şimdi Sterling'in müşterisini kaybettiğimize mi üzüleceğiz?
Throw in losing Sterling's account,
Çünkü bu durumu düzeltmeliyim ve etrafta ne kamera ne de bana bir şeyler fırlatacak kimse yok burada.
Потому что нужно исправить ситуацию, и там не будет ни камер, ни людей to throw things at me in here.
Zamanında birinin orada çok kusmuşluğu mu var?
Somebody throw up a lot in there once?
Şimid, eğer o seni herhangi birşeyle suçlamaya başlarsa, Onun yüzüne doğru bir bakış atacaksın / you throw it right back in his face,
Если он начнет тебя в чем-то обвинять, ответь ему тем же прямо в лицо,
♪ Just throw away the clocks for now ♪
Забудь о времени на время
Çalmazsa da hapse attırmakla tehdit etti.
And if he didn't, he threatened to throw him back into jail.
Ynes, can you throw down with 70 mil?
Юнес, можете выложить 70 миллионов?
Aşağıda bunlardan bir sürü var. Bir taş atsan avukata çarpıyor.
A lot of those guys down there... throw a rock, hit a lawyer.
Bak, eğer onu seviyorsan her şeyi öylece bir kenara atma.
Слушай, если ты её любишь, I wouldn't throw it all away just yet.
İnan bana, olan oldu. Bir kaç orgazm için her şeyden vazgeçmek istemezsin.
Believe me, when everything's said and done, you don't want to throw this all away over a few orgasms.
Sam ve Dean istediğiniz evrene gönderebilirsiniz.
Look, you can throw Sam and Dean in any kind of wacky universe you want.
Maybe I will throw my saddle Belki eyerimi
Может я наброшу свое седло
Akşam vakti çökmeden silahlarını bırakan tüm kardeşlerime af bahşedeceğim.
I will grant amnesty to all brothers who throw down their arms before nightfall.
Ford'un önünde zor bir seçim vardı : Ya Ferrari'ye karşı havlu atacak, ya da dövüşe devam edecekti.
Так что теперь Форд столкнулся перед трудным выбором - he could throw in the towel against Ferrari, or he could fight on.
Ima ni kotoba mo nanimo nakunatte kake dasu blues ga yume miru dake no jibun wo nage dashite,... ima ni setsuna mo towa mo kie satte nokosareta kono mi ga nozomi no mama ni moe agaru made. Right now, these blues I play when I've lost it all, even words, throw out the part of me that does nothing but dream,... until it sets ablaze this body that remains after fleeting moment and eternity have disappeared.
Но помни
Ne?
* throw them bones * Что?