Uclu translate Russian
266 parallel translation
Kurban şiddetli bir hareket yaptığında tasmanın keskin uçlu çivileri boynuna saplanacak.
- её метанья были столь яростны, что шипы ошейника глубоко вонзались в шею...
Karıştırmak için bir deste A4 kağıdı. 5 keskin uçlu kalem ve çizip durman için karalama kağıtları.
Стопки бумажек, 5 карандашей и блокнот, чтобы записывать цифры,..
Beyaz köknar, Douglas köknarı, gümüş uçlu ladin.
Белые ели, ели Дугласа, серебристые ели.
- Gümüş uçlu ladin mi?
- Серебристую ель?
Tebessümü ve sivri uçlu dişleri bana eski vampir filmlerini hatırlatmıştı. ... Sinerama ( 3 boyutlu, sesli sinema tekniği ) müzelerinde gösterilen cinsten.
Ее ульiбка и острьiе зубки напоминали мне старьiй фильм о вампирах, которьiй как-то показьiвали в музее кино.
- Flöre. Sivri uçlu ince kılıç.
Это рапира, тонкий меч.
Sivri uçlu sopayla saldıran biri gibi?
Например, как защищаться от нападающего с острым колом?
Sivri uçlu sopa mı?
Острым колом?
Demek sivri uçlu sopalara karşı kendimizi savunmayı öğrenmek istiyoruz.
Да, да, да... Мы хотим знать, как защищаться от нападающего с острым колом, да?
- Ya sivri uçlu sopası varsa?
А вдруг у него острый кол?
- Ve sivri uçlu sopalara.
И острых колов. Молчать!
Sivri uçlu sopalardan bahsedecektiniz.
Вы обещали нам, что будете рассказывать нам про острые колья.
- Sivri uçlu sopa yok mu?
Без острого кола? Молчать!
- Buyur, Japon işi, çift uçlu.
-... у меня нет ручки! - Вот, японская двух-перьевая!
24 saat kesintisiz, çift uçlu Japon işiymiş. Buyur, monsenyör.
24 часа без перерыва, Японская двухперьевая... пожалуйста, монсиньор.
Bu büyüklükte bir silahı, kesik uçlu mermileri olan... 357'lik bir Magnum'dan daha iyi kontrol edebiliyorum.
Пистолетом такого размера легче управлять и отдача меньше, чем у Магнума 357 с нарезкой.
Oyuk uçlu, yakın mesafeden atılmış, bilirsin.
Точечный прицел, выстрел в упор.
Tek gereken sivri uçlu ayakkabılarla sahte elmaslar.
Супер, супер... Блин...
Pekala. Bize iki tane sivri uçlu, bir tane de büyük düz ver.
Ладно, мы возьмем два с острием и один большой плоский.
Çift uçlu süper mavi.
Супер Блю с двойным лезвием.
Bu bir çeşit iki uçlu kılıç. Değil mi? Bir ne?
— Это палка о двух концах.
Bu iş için bir tane saklıyorum, yuvarlak uçlu.
Есть у меня одна на этот случай, специальная.
Beni sivri uçlu aletinle dürttün!
Ты уколол меня!
Vajinanın iç yüzeyinde keskin uçlu bir cisimle, birçok yara açılmış, kızlık zarı yırtılmış.
Слизистая влагалища травмирована : множественные разрывы. Вероятно, нанесены острым предметом, им же разорвана девственная плева.
Sivri uçlu mu?
Он заостренный?
Bu sivri uçlu hançeri ödünç veriyorum size.
Тогда возьми вот этот острый меч,
Sivri uçlu, sızdıran borular var.
Там мокро и края острые.
Niye, ters uçlu bir kılıç kullanıyorsun?
Итак, почему твой меч так странно заточен?
İki numara uçlu kalem de kullandım.
Я использовала карандаш номер 2.
Yumuşak uçlu kalemimi kırdım.
Я сломала свой карандаш второй твердости.
Bilardo sopasıyla ya da sivri uçlu bir aletle olmaz.
Только не кием или другим острым предметом.
Ve Sara sivri uçlu bir kalemi kapıp, havaya kaldırdı. "
И Сара взяла острый карандаш и подняла его. "
Fazla yumuşak uçlu kurşun kalemi olan var mı?
У кого-нибудь есть запасной карандаш?
Küçük şapkası çok tatlı, sivri uçlu.
Симпатичная у него шапочка. Такая заострённая.
İzin bulunmaması için, enjöktöre küçük uçlu iğne takardım.
Я бы использовала иглу малого размера, чтобы было невозможно найти следы от укола. Почти невозможно.
Üç tane yumuşak uçlu kalemim vardı.
Заточил три карандаша.
Ama bu onları sık fundalıklara, sivri uçlu bitkilere, dik enli çalılara dik uçurumlara, 32 C ° sıcağa, böceklere hazırlamadı.
Но это не подготовило их к густым зарослям деревьев, зубчатым виноградным лозам, шипам кустарников... But it didn't prepare them for thicket of trees, spiked vines, thorn bushes почти перпендикулярным утесам, 90-сто градусной температуре, насекомым... ... almost perpendicular cliffs, 90-degree temperatures, insects...
Ayrıca, bana bir sert metal uçlu matkap ve lokma da getirin!
И ещё вот это твердосплавное сверло и бурав!
Ancak, madde Kevlar'a benzer sıkı dokunmuş fiberden oluşuyor, bu da demek oluyor ki küçük ve keskin birşey onu delebilir, iyi uçlu bir trinyum oku mesela.
Однако, материал сделан из тесно связанного волокна, подобного Кевлару, что означает, что что-нибудь тонкое и острое сможет проткнуть его, что типа узкого дротика с Триний наконечником.
Yoksa... "Bana, bunları silecek siyah kalın uçlu bir kalem lazım" diye mi düşünüyordu?
Может, он думал, мне нужен большой черный маркер.
Uzun kolt, kısa kolt, boğa başı, düz burunlu, geniş uçlu, ve her şarjöre uyumlu bir düzine daha.
Подлинней, покороче, со скругленными носами, с плоскими, полые. С дюжину разных - для любых калибров.
Bree dünyasının sarsılmaz olmadığını fark etmeye başlamıştı. Ve açık uçlu şeylerden nefret eden bir kadın için bu kabul edilir bir durum değildi.
Бри начала понимать, что мир ее трещал по швам, и для женщины, презирающей любые мелочи, это было неприемлемо.
Düz uçlu tornavida. Oh, bunu biliyorum.
Плоская отвертка.
Ben daha çok açık-uçlu, karşılıksız aşkların adamıyım.
Мне куда больше нравится незавершенная и безответная любовь
Örneğin, taşıdığınız 9 kalibrelik çukur uçlu mermileri ele alalım.
Возьмем к примеру хотя бы 9 мм пулю с углублением в наконечнике.
Çukur uçlu mermi kafatasına isabet ettiğinde, mantar şeklini alır.
Когда пуля с углублением поражает череп, она сплющивается до формы гриба.
Yüksek uçlu fakat müteahhitler arasında yaygın.
Самая крутая, но распространённая среди контрактных рабочих..
Sivri uçlu başı olan küçük ilham perisi.
Остроконечноголовая мини-муза.
R.A.T. Kaya Aşındırma Aracı, kayaları aşındırarak delebildiğimiz elmas uçlu bir alettir. Böylece kayanın içine açılan bir pencere elde ediyoruz.
Он проникает в скалы своим алмазным наконечником и дает нам возможность изучить из изнутри.
Yontulmuş sivri uçlu.
Скошенная линия лезвия.
Kafamın içi basit korkularla dolu. Etrafımı çeviren ve bana eşlik eden keskin uçlu korkular.
Множество маленьких страхов забили мне голову, сопровождая и окружая меня, как тупые колья.