Ulaştı translate Russian
5,999 parallel translation
Skandalın etkileri Adalet Bakanı'na kadar ulaştı.
Последствия скандала почувствовали все вплоть до министра юстиции.
Patronuna bir mesaj ulaştırmam lazım.
Мне нужно передать сообщение его боссу.
Balık Yemi'nin bizi Sasha Broussard ile birliğe ulaştırmasını bekleyelim dedin.
Сказал, пусть Живец приведёт нас к Саше Бруссард, к синдикату.
" Spencer'a ulaştınız.
Это Спенсер.
Sadece bizi Reggie'ye ulaştır.
Просто сведите нас с Реджи.
'DiLaurent'lara ulaştınız...'
"Вы позвонили ДиЛаурентисам.."
Konsept kanıtı, öngörüldüğü gibi başarıya ulaştı.
Андропов : Эксперимент прошел успешно, как планировалось.
Elizabeth Keen'e ulaştınız.
Вы позвонили Элизабет Кин.
Müdür ona güvenmedi. O yüzden Fitch bana ulaştı.
Поэтому Фитч связался со мной.
- Senden ne haber? Güvenlik kameraları ulaştı.
Привезли новые камеры.
Bu bilgiyi Callen ve Sam'e ulaştır.
Сообщи Каллену и Сэму.
Heathstead'le Beatrix'in mutlu sona ulaştığını göremediğimize sinir oluyorum.
Так жалко, что в конце у Хитстеда с Беатрикс ничего не сложилось.
Striptiz kulübünde Jeff Powers'ı soran adamın eşkali elimize ulaştı.
Эй. У нас есть портрет парня, который спрашивал Джеффа Пауэрса в стрип-клубе.
Fonun değerini hesaplamak için Dubai'deki avukatlara ulaştım.
Я связался с адвокатами из Дубая для получения счетов фонда.
Her şeyi elime yüzüme bulaştırsam da bir çözüme ulaştım.
Я заварила эту кашу... но поняла.
Metropolitan Polis merkezini ara. Ulaştırma polisini alarma geçirin.
Сообщи транспортной полиции.
Bu fırtınada karaya ulaştığı zaman.
Вот тогда циклон ударит.
Ama her nasıIsa Paris'teki... ofisinize bunu ulaştıracağım.
Но я привезу ее вам в ваш офис в Париже, как смогу.
Bir sebepten geri dönmezsem eğer rica etsem bunu benim için San Francisco'ya ulaştırır mısın?
Если по какой-то причине я не вернусь, можно попросить тебя отвезти это в Сан-Франциско?
- Bu bilgiye nereden ulaştın?
Откуда у тебя эта информация?
Bu Dwight'a Kira'yı bulması için zaman kazandırır ama Dwight oraya ulaştığında Kira'nın hayatta olması gerek.
Даёт Дуайту время, чтобы найти Киру, но Кира должна вернуться живой.
Bu görüntüler elimize az önce ulaştı.
Мы только что получили эти снимки.
Sen tazıydın ve bir dağa tırmanıyorduk ve zirveye ulaştığımızda üstüme atladın ve ben boşalana dek kalçalarımı yaladın.
Ты был в образе гончей и мы поднимались в гору. и когда мы достигли вершины, ты начал лизать мои бедра, пока я не кончила.
Tanıdıklarına yalnızca ordu arkadaşımı vurdu diye ulaştım.
Я присоединился к вам потому что военные застрелили моего друга.
Merhaba, Gwen'e ulaştınız.
Привет. Вы дозвонились Гвен.
Görüntümde bir bozukluk vardı, ben de orijinal kaynağa ulaştım.
В моем видео был глюк, поэтому я вернулась, и просмотрела оригинальное видео.
- Beni silaha ulaştır.
Докинь меня до пушки. Хорошо.
Bu insanların yeni bir vatana ihtiyacı var, Alex. Ve senin de onları oraya ulaştırabileceğini düşünüyorum.
Этим людям нужен новый дом, Алекс, и я думаю, ты сможете доставить их туда.
Gerçekler Boston'dakilere ulaştığında benim Salem'e dönmem senin beni öldürme girişiminin yanında soluk kalacak.
И я уверен, когда все факты будут рассмотрены старейшинами Бостона, моё возвращение в Салем не пойдёт ни в какое сравнение с вашей попыткой моего убийства.
Neredeyse yedek sunucuya ulaştı!
Оно почти на резервном сервере.
Her neyse, ofise 2.35'te ulaştı ve...
В общем, он прибыл в офис в 2 : 35 я проинстру...
Köye ulaştığımızda hava saldırısından önce 30 dakikalık bir vaktimiz olacak.
Когда мы приедем в деревню, у нас будет полчаса до авиаудара.
Lewis'in yakınlarına ulaştım.
Я нашел родственников Льюис.
FICO kredi notum az önce 100 puana ulaştı.
Мой счёт FICO только что поднялся на сотню очков.
Sonra Asyalı yatırımcıları başarıya ulaştırdım Vietnam ve Laos'u açan anlaşmayı bitirdim, sonra da ticaret odası yenilikçi ödülünü kabul ettiğim evime uçtum.
Затем повёз моих азиатских инвесторов по районам виноделия, заключил сделку, открывающую нам рынок Вьетнама и Лаоса, затем прилетел домой, где получил награду новаторов в торгово-промышленной палате.
- Sabah seni eve ulaştırırız.
Утром мы поедем домой.
Direniş güçlerinin sahte seyahat belgelerine sahip oldukları kanıtlarına ulaştık.
Мы получили доказательства что Сопротивление производит фальшивые дорожные документы.
Ekip buraya ulaştığında geriye pek bir şey kalmamış.
К тому времени, как они сюда добрались, осталось не много.
Kurşun deliklerini ve kan lekelerini haritalandırdım ve bu sonuca ulaştım.
Я отметила отверстия от пуль и брызг крови, и кое-что поняла.
Sen, onları güvenli bir yere ulaştırabilir misin?
Ты, ты можешь отвести их в безопасное место?
- Evin sahibine ulaştım.
Я нашла владельца здания.
Erişim sırasında devasa bilgiye ulaştılar.
Они обнаружили основной источник во время проникновения.
Zaten aylık limitine ulaştım çoktan.
Да и месячный лимит потрачен.
Kredi kartının limitine ulaştığına göre artık onu nasıl baştan çıkaracaksın?
чем будешь ее обольщать?
Ona çok hızlı ulaştı.
Он так быстро к ней подошёл. Я...
Okbaşı'na tek başıma ulaştım. Girişi buldum ama şifreyi bilmiyordum.
Я добрался сюда, в Эрроухэд, один, нашёл вход, но не знал пароля.
Seni revire ulaştırana kadar idare eder bu.
Это сдержит кровь, пока не доберемся до лазарета.
Filmi alması gereken kişiye ulaştırdın sonuçta?
Ну почему, ты же вроде фильм доставил?
Ben ulaştırayım.
Поведайте мне свои секреты, позвольте мне передать их.
Yeni bir bilgiye ulaştık.
У нас есть новая информация.
- Roth'a ulaştın.
Это Рот.