Understand translate Russian
82 parallel translation
Bugün anlamıyorum olanları
I don't understand what's happening today
# So kiss me and say you understand #
So kiss me and say you understand
He didn't understand what he was involved in.
Послушай, он во что-то впутался, Кейт, во что-то, что он не мог понять.
- Anlayış tarzın. ~ ~
- The way you understand.
Belki zordur anlamak ama ~
It's hard to understand
Neden bunu anlamıyorsunuz?
I can't understand!
Ne olduğunu anlamaya çalış.
Пытайся понять то, что случилось. Try to understand what happened.
Sırf karar ve fiillerinin altında yatan düşünceleri anlayabilmek için.
... and look at us through their eyes лишь только затем, чтобы понимать ход их мыслей... ... just to understand the thoughts что стоят позади лжи их решений и их действий.
Biz Çinlilerle tam bin yıldır savaşıyoruz, anlamıyor musunuz?
"Разве вы не понимаете, что мы боролись с китайцами в течение 1000 лет? " Don't you understand that we've been fighting the Chinese for 1000 years?
Bazı tavsiye ve baskılar Çin'le savaş ve nükleer savaş riski taşıyordu.
Народ не понимает что там были рекомендации и оказывалось давление... People did not understand there were recommendations and pressures которое несло риск войны с Китаем, и к ядерной войне.
Çok sesli konuşuyorsunuz. Hiçbirşey anlamıyorum. You're so loud I can't understand anything.
Я ничего не могу понять.
I understand he doesn't look much like the San Francisco composite.
Я так понимаю, он не сильно похож на смешанный образ жителя Сан-Франциско.
# Ve sen bunu anlayamazsın...
And you won't understand...
Ayrıca öncelikle kendini kanıtlamalısın. Anlaştık mı?
And you gotta prove yourself to me first, d'you understand?
Ben, mesajı pek anlayamadım da.
I couldn't really understand the message.
Ben de anlamaya gayret ediyorum.
So I'm trying to understand.
Bunun bize etkilerini anlamaya başladı.
It's beginning to understand what effect we might be having.
Konu beysbol olunca egonuzun devreye girip kendinizi kaybetmenizi anlıyorum,... ama belki birazcık sakinleşip topu biraz sahada tutmaya çalışsanız nasıl olur?
I totally understand the ego issues involved when it comes to one's Louisville slugger, but maybe you could have been a little more in the ballpark, size-wise?
Anlamıyorsun.
You don't understand.
Anlar.
She'll understand.
Anladın mı?
You understand?
Dedektif, en son ne söylediğini anladınız m?
Detective, did you understand what he was saying at the end?
Yok, çekleri anlıyorum da, hesap dengesi konusunda patlıyorum.
No, I understand checks. It's just the balances that I struggle with.
Biliyorum partide önemli insanlar var.
Okay, I understand there are very important people inside the party.
Neden anlamıyorsun, bu aile olmakla ilgili.
Can't you understand? This is about my family.
Soruyu anlamadım.
I don't understand the question.
# I'm just a man I understand the wind #
Я просто человек Я понимаю ветер
Butters, bu oyunu herkesten daha iyi anlıyorsun.
Butters, you understand this game better than anybody.
Bunu anlıyorum, tamam mı?
I understand that, okay?
O'nunla neden arkadaş olduğunu bir türlü anlamıyorum.
I just don't understand why you're friends with her.
bugün hiç kimseyi anlamıyorum.
I don't understand anyone today.
Ama bu anlamadığım anlamına gelmez.
That doesn't mean I don't understand.
# Elimi tuttuğun zaman #
When you hold my hand I understand
# Yaptığın sihri anladım #
I understand The magic that you do
Ve hiçbir zaman da sebebini anlayamayacağım değil mi?
And I'll probably never really understand why, am I?
Bir anlaşmamız vardı.
We had.. You have to understand, for people like your father and me, who never had any money, ever, as kids, .. an arrangement.
Anlamalısın bunu, kendini beğenmiş küçük nankör seni.
You'd better understand this, you smug little ingrate.
Söylediğini anlayamıyorum.
Can't understand what you're saying.
Dediğim şeyi pek tabii de anl- - Reuters.
You can too understand what I'm- - Reuters.
It is unlikely that the keepers lodge themselves understand what they mean.
Вряд ли хранители ложи сами понимают, о чём речЬ.
Memura rüşvet vermeni bana neden söylemediğini anlamıyorum.
I don't understand why you wouldn't just tell me about the bribe.
Bir milyarderin anlamayacağından emin olduğum bir şey.
Something I'm sure a billionaire wouldn't understand.
İnan bana, seni gayet iyi anlıyorum.
Believe me, I understand you perfectly.
Kaybın yarattığı zayıflıkla başkalarından faydalanma isteğini -
Look, I understand, in the wake of loss, the desire to take advantage of...
Bunu anlıyorum.
I understand that.
Oraya bir çıkarma gemisi gönderdik, ruhları bile duymadı.
We could send a landing craft out there, but they don't understand what we do.
Belki de her şeyi anlamışlardır.
Or they understand it thoroughly.
Anlamadığım şey ise, bunun bir oyun olması gerekiyordu.
( Sam ) What I don't understand is, this is supposed to be a game. How did somebody die?
Ortada bir mücadele olduğunu anlıyorum.
I understand there's challenge.
# Sana bir şey söyleyeyim mi?
Cause we seem to understand the urgency
Bu...
I don't understand.