Verecegim translate Russian
8,330 parallel translation
Ayaklarının üstünde durduğun için hak ettiğini vereceğim.
Так, хорошо, коровка. Это то, что ты получишь за стояние.
Bak ne diyeceğim gitmeden sana öpücük vereceğim.
Я поцелую тебя перед уходом.
Pentagon'da brifing vereceğim ama önce size şahsen teşekkür etmek istedim.
У меня доклад в Пентагоне, но я хотел поблагодарить вас обоих лично.
Bir başlangıç yaptık mı ülkenin en büyük bilgisayar dergilerine reklam vereceğim.
Как только дела пойдут — я дам рекламу в крупнейших компьютерных журналах.
Westgroup'a istifamı vereceğim.
Я подал заявление об уходе из Westgroup.
Şimdilik görsellere vereceğim kendimi.
Я просто собираюсь придерживаться зрительного контакта.
İzin vereceğim ama bir şartla.
Я позволю это... При одном условии.
- Anlıyorum, Sharon ama ekibime bir mücadele şansı vereceğim.
Я понимаю это, Шэрон, но я дам шанс моим ребятам.
Biraz vaktinizi alıp daha sonra o güzel Molly's servisi kokteyllerinize dönmenize izin vereceğim.
Хочу воспользоваться моментом, пока вы все не вернулись к своим замечательным коктейлям, которые подают здесь, в Molly's.
Buna inanacak çünkü ona söz vereceğim.
И он поверит мне, потому что я дам ему своё слово.
Ondan önce sana bundan bir doz vereceğim.
Я сделаю тебе укол задолго до их истечения.
Bu zorbaya biraz yurttaşlık dersi vereceğim.
Я преподам этому нацику урок гражданского права.
Nick'i çöle kadar idare edecek kadarını alıp geri kalanını o kadına vereceğim.
Я оставлю достаточно, чтобы хватило Нику в пустыне, а остальные оставлю этой женщине.
Sana biraz zaman vereceğim.
Оставлю вас наедине.
Seni şimdi cezalandırmalıyım ama kendini affettirmen için bir şans vereceğim.
Мне бы наказать тебя здесь и сейчас, но я дам шанс искупить свою вину.
Bu karanlık tarafın ve seni kaderine terk eden ikiz kardeşin hakkında kafa yorman için sana biraz zaman vereceğim.
Я дам тебе время что бы принять свою темную сторону и подумать о твоих братьях бросивших тебя на произвол судьбы.
Oraya varınca, panzehiri vereceğim.
И я сразу же дам тебе антидот.
Kararı ben vereceğim.
Мне решать.
Onlara Sasha'yı vereceğim. Bağını, en ince ayrıntısına kadar.
Я сдам вам Сашу, со всеми потрохами.
Kolyeyi başka zaman vereceğim anlaşılan.
Предполагаю, Я дам ей это в другое время
Bugün doğum günün diye bunun geçip gitmesine izin vereceğim.
Я пропущу это только по случаю твоего дня рождения.
İki dakika içinde seni arayıp bir adres vereceğim.
Я перезвоню через пару минут, назову адрес.
Dünyaya on bir yaşından beri hazırlandığım şeyi vereceğim Portnoy'un Feryadı'ndan beri çıkan ilk gerçek, edebi erotik romanı.
Я подарю миру то, к чему готовился с одиннадцати лет : первый истинно литературный эротический роман после "Болезни Портного".
- Gazetelere reklam vereceğim.
Помещу объявление в газетах.
Kararımı vereceğim.
Я сам приму решение.
Doğru kararı vereceğim ve dünya da bunu kabullenecek.
Это будет правильное решение, и миру придется с ним смириться.
Bunu ona vereceğim.
Я отдам ему пистолет.
Efendim, bu kalan tüm ömrümü alsa da bu iyiliğinizin karşılığını size vereceğim.
Сэр, даже если это займет всю мою жизнь, я обязательно отплачу за это.
Pekâlâ. Sana istediğin formülü vereceğim.
Хорошо, я отдам тебе формулу.
Eğer bu gerçek kupaysa en kısa zamanda bunu Ulusal Hokey Ligi'ne geri vereceğim.
Если это настоящий кубок, я верну его в НХЛ незамедлительно.
Önce senin ölmene izin vereceğim.
Что позволю тебе... умереть первой.
Sana bir isim vereceğim.
Я дам вам одно имя.
Bunu New York Times muhabirine vereceğim.
Я отдам ее репортеру из Нью-Йорк Таймс.
Sadece üst katta, sana onu vereceğim.
Это наверху, и я дам ее вам.
İkinizi sisin dışına çıkaracağım. Size buradan çok uzakta bir hayat vereceğim.
Я проведу вас сквозь завесу, устрою вам новую жизнь вдали отсюда.
Kaldırabileceği kadar ilaç vereceğim. Stabil hale gelince detoksa başlarız.
Я подведу её к допустимой границе, стабилизирую, и отвезу на детоксикацию.
14,500 ve 9,200 wonluk olanları boş vereceğim.
я откажусь.
Diğerlerini bilmem ama sırf senin gül hatırın için KBS'ye çıkmalarına izin vereceğim. - Çok teşekkür ederim.
спасибо от души.
Karşılığında, bütün insanların güvenli bir şekilde yeni bir ev bulmalarına izin vereceğim.
Взамен я предоставлю всем людям безопасный проход, чтобы найти новый дом.
Yerine şef olacak kişiyi seçerken buna göre karar vereceğim.
Я прослежу, когда буду выбирать нового шефа.
Adamla mülkünü görünce karar vereceğim buna.
Скажу, когда увижу этого мужчину и его больницу.
Kendi hikâyeni anlatmana izin vereceğim. Alice hakkında şu an bilmediğim ve işe yarayacak bir şey söylersen olayın senin ağzından anlatılmasını sağlayacağım.
Я позволю тебе раскказать свою историю, а затем ты расскажешь мне что-нибудь полезное об Элис, чего я ещё не знаю
Sana şunu söyleyeyim. Zor zaman geçiren iyi bir adama benziyorsun. O yüzden sana 900 vereceğim ve ekstra 50 falan da toplum hizmeti şeyinden atacağım.
Ладно, я тебе вот что скажу, ты похож на милого паренька, у которого трудные времена, так что я дам тебе 900, и наброшу сверху 50, на какие-нибудь коммунальные службы, потому что ты мне нравишься.
- Sana vereceğim. - Tamam. İyi, ver o zaman.
- Хорошо, отлично, давай.
İstediğin hapları sana vereceğim. Sadece bir kaç tane.
Что ж, я дам тебе таблетки, которые ты просила.
Öyle yaparsa da paranı vereceğim.
Но я всё равно заплачу тебе.
Pekala Joan, şimdi sana narkoz vereceğim tamam mı?
Джоан, сейчас ты уснешь, хорошо?
Ben de size anlaşmamı kabul etmeniz için 5 dakika vereceğim.
Я даю вам пять минут, чтобы принять моё.
Cevap veriyorum. Sana 3'te birini vereceğim.
А я отвечу, что дам вам треть.
Damarlarımdan ateş fışkırıyor ve sen kırpıştırmadan önce bunu ateşe vereceğim.
По моим жилам течёт огонь, я сожгу эту мумию и глазом не успеешь моргнуть.
Sana parayı vereceğim.
Погоди. Я дам тебе деньги.