English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ V ] / Vereçek

Vereçek translate Russian

7,203 parallel translation
Hissedarlara nasıl bir mesaj verecek bu?
Как объяснишь это акционерам?
Bakalım, medya karar verecek.
Пусть решает пресса.
Muhtemelen bütün Marcellus taş tahta oluşumunu ateşe verecek.
И, возможно, поджечь весь пласт пласт глинистых сланцев Марцелл.
Bugün konuşmak istediği bir gün mü... konuşmak istemediği bir gün mü... konuşmak istediği gün geldiğinde, bana randevu verecek.
Если хочется - он выберет удобный день.
Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. "
Теперь настало время, когда мы открываем наши двери тем, кто не может платить.
Sipariş verecek misiniz?
Готовы заказывать?
-... bomba imha ekibi sana konuşarak direktif verecek. - Bavulunu bulmalıyız.
Нужно найти его багаж.
- Başka ev sahibi var mı kiraya verecek?
– Есть другие дома на аренду? – В настоящий момент нет.
- Şu anda yok. Ama sizi bekleme sırasının başına alacağız. Kiraya verecek biri çıkar.
Но мы вас поместим на верхушку листа ожидания на случай, если появятся.
Krize verecek bir yanıtınız var, değil mi?
У тебя же есть план ответных действий?
Bir şey yapmalarına izin verecek değiliz.
Мы им никого не отдаем.
Görünüşe göre, hücresel yapına zarar verecek özel bir radyoaktivite yayıyor.
Кажется он испускает специфическую радиацию которая разрушает твою клеточную структуру.
Hafızanıza dayanarak, kaybolan kişi kendine veya başkasına zarar verecek davranışta bulundu mu? Bulunduysa, neden?
Насколько вам известно, пропавшая демонстрировала желание ранить себя?
Zarar verecek kadar kendinizi kaybettiğiniz oldu mu?
У вас когда-нибудь появлялось желание ранить себя?
Senatör sadece bir kez poz verecek.
Сенатор даст вам только один шанс.
Verecek, tamam mı?
Пропустит.
Anna biraz çeki düzen verecek.
Анна приведет его в порядок.
Bugün, bana bir tur ve öğle yemeği verecek kadar naziklerdi.
Они были очень любезны - всё мне показали и даже покормили обедом.
Bence size verecek Bay Molesley.
Думаю, это вы будете ею гордиться, мистер Мозли.
Senin hayatın israftı ama ölümün halkımıza umut ve güç verecek.
Твоя жизнь была прожита впустую, но твоя смерть даст нашим людям надежду, силу.
Matt sana zarar verecek!
Мэтт опасен!
- Böylece Mary de sayfiye evini Carsonlar'a verecek.
- и Мэри отдаёт её коттедж Карсонам.
- Daha sonra gelip size bilgi verecek.
Он придёт позже и введёт тебя в курс дела.
Seninle birlikte ölmesine izin verecek kadar yeterince inatçıydın..
И ты такой упрямый, что сдохнешь, не сказав.
Bak Claire, kayıp verecek tek kişi sen değilsin, tamam mı?
Слушай, Клэр, не только ты кого-то потеряла, хорошо?
Verecek yeni haberlerim varken bekletilmeyi sevmediğimi bilirsin.
Ты знаешь, я не люблю ждать, когда у меня есть новости.
- Rasheed bana böyle bir bilgiyi verecek kadar güvenmiyordu. -... dört, beş...
- Рашид не делился со мной такой информацией. - Четыре, пять...
Sen verecek misin?
- Не вижу причин для отказа.
Güçlü birine ihtiyacı olduğunda hemen bana haber verecek. Ben de evden çıkıp geleceğim hemen.
Он даст мне знать, когда нужна будет грубая мужская сила, и я приду на подмогу.
Sana bir şans daha verecek.
Она собирается дать вам ешё один шанс.
Orada oturup beni tehdit etmeni Liz'e zarar verecek herkesi tehdit ettiğini dinledim.
Я сидел, слушал, как ты мне угрожаешь, всем, кто может навредить Лиз.
- Hayır, İç İşleri tavsiye edilen şirketleri sana verecek.
- Я знаю тут человека...
Böylece verecek iki yatağım kalıyor, bir tane de işletmesi için yeğenime.
Две спальни можно сдавать, а одна остается для моей племянницы.
Ondan kurtulmak için evi de verecek misin?
Вы отдадите его другой, лишь бы избавиться от свёкра?
Artık top Larry'de Lord Merton. Pası o verecek.
Мяч у Ларри, лорд Мертон, подача за ним.
- Ona jüri karar verecek.
- Это решать судье.
O zaman aleti sıfırlayıp alarm işareti verecek.
А когда это произойдет, ее браслет обновится и отправит нам предупреждение.
Senin için hayatını verecek erkekler ve kadınları.
Тех, кто отдал бы за тебя жизнь.
Seni ele verecek kadar.
И достаточно хорошо, чтобы вас вычислить.
Bize izin verecek misin, yoksa...
Ты нас впустишь или нам...
Belki de... bütün bunlara bir son verecek.
Возможно она... поможет разобраться во всем это.
- Buna insanlar karar verecek.
Это решать людям.
Onun sende kalmasına izin verecek miymiş?
Он оставит её тебе?
Verecek bir cevap da yok.
А крыть тебе нечем.
Yarın gece kuyrukluyıldız üzerimize parladığında... minik john cehennem kanının nehrinde vaftiz edilecek... ve ölümü bedeni karanlık gücü kucaklayarak..... büyük amacına sonsuz şeref verecek.
Завтра ночью комета вспыхнет над землёй, и малыш Джон будет окрещён в реке адской крови, он исполнит великую честь, через свою смертную оболочку призовёт его тёмную силу.
- Kurul karar verecek.
- Решает правление.
Size umut verecek bir şey arıyorsunuz ama mutlu küçük balonunuzdan ayrılıp büyük, karanlık, kanlı ve korkunç dünyaya adım atmaya hazır mısınız?
Что-то, что даст надежду... Но вы правда готовы оставить свой счастливый пузырь и вернуться назад в этот большой, кровавый, ужасный мир?
Kendi haline terk edersek, bebeğe zarar verecek.
Если ей не помочь, боюсь, она навредит ребёнку.
Bu uygulama her çocuğa kendi Batman sinyalini verecek.
Это приложение будет как бы отправлять свои собственные сигналы Бэтмена.
Caza'nın piyadeleri geçmene izin verecek.
Пехотинцы Каза должны пропустить тебя.
Ahbap, akşam yanımıza gelip bir selam verecek misin?
Приятель, спустишься к нам сегодня вечером?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]