Week translate Russian
87 parallel translation
- Evet? Adım Bay Week. Bayan Warren bir TV almayı düşünebileceğinizi söylemişti.
Миссис Уоррен сказала мне, что Вы желаете приобрести телевизор.
Valerie and Her Week of Wonders Valerie ve Onun Harikalar Haftası
ВАЛЕРИ И НЕДЕЛЯ ЧУДЕС
Not a thing to do
We did last week
Bunu bana geçen hafta söylemiştin.
You said that to me last week.
Haftaya, hırsızlık var.
Next week, stealing.
17 yaşında, Berkeley'deki ilk haftamızda tanıştığım bir kıza kur yapmaya başladım.
Я начал ухаживать за этой молодой особой, которую я встретил, когда нам было 17 лет... I began to court this young lady that I'd met when we were 17 на нашей первой неделе в Беркли. ... in our first week at Berkeley.
Bir hafta sonra Marg aynı belirtilerle geldi.
Неделю спустя, у Марг появились... A week later, Marg came in многие из тех-же самых симптомов. ... many of the same symptoms.
Vietnamlılar hala en çok savaşan ve en çok ölen taraf ama haftalar geçtikçe kayıplarımız artıyor.
Большинство Вьетнамцев все еще продолжает сражаться и большей частью гибнет... The Vietnamese are still doing most of the fighting and most of the dying но неделя за неделей, число американских жертв повышается. ... but week after week, American casualty figures go up.
Geçen hafta Amerika savaşın en ağır kayıplarını verdi.
- Американцы понесли самые тяжелые потери в войне на прошлой неделе. - Americans suffered the heaviest casualties of the war last week.
Güney Vietnam bu haftaki kaybını 522 ölü olarak bildirdi.
Южно-Вьетнамцы оценивают свои потери за неделю в : 522 убитых. South Vietnamese put their losses for the week at 522 killed.
- Shark Week bütün hafta sürüyor.
Будет же повторение.
Ve sen bu hafta yeterince çektin zaten.
And I figured you had a rough enough week as it was.
We're going to be getting a delivery like this every week, bütün çeşitleriyle.
Мы будем получать подобную рассылку каждую неделю, со всеми вкусами.
Old Lyme'deki akrabalarımdan küçük yelkenliyi alarak! Bütün yol boyunca Race Week için Larchmont'a gideriz.
Мы садимся на наше парусное судно из дока в Олд Лайме затем вниз к Ларчмону до Рейс Вика.
- Bir keresinde de bir filmde oynamıştı.
- Она была в фильме "Of the week once", знаешь.
Cuma günü olmaz. Çünkü haftaya başlayacağımızı söylemiştik, hatırladınız mı?
No, it can't be Friday, because, remember, we agreed that we would start next week?
Geçen hafta döşettiği ahşap parkelerde de.
- Oh! Not to mention, her hardwood floors, which she just had installed last week.
Haftada bir kez alınan asit giderici. Bu fikri geçelim hadi.
- Once-a-week antacid is the idea to beat.
Bilmem. Shark Week'tendir belki.
Не знаю, фильм про акул.
İnsanlar tedavi edilmezlerse bir haftadan kısa sürede radyasyon zehirlenmesinden ölebilir.
Если не начать лечение, люди начнут умирать от радиоционного поражения, If left untreated, people can die from radiation poisoning Меньше, чем за неделю in less than a week.
Geçen hafta, sadece "M" yazılı birkaç buluşması olmuş.
Last week, there were a couple of appointments
Onu şu "The Week" dergisine abone yapmalıyız.
Мы должны подписать его на журнал "Неделя"
Seninle bu hafta içinde bağlantıya geçeceğim.
I'll contact you this week.
Shark Week'in DVD'sini aldım.
Я купил тебе двд неделя с акулами.
Elian geçen hafta çıkmış.
Elian got out last week.
Lowell Senior sonraki hafta ortadan kayboldu ve JT tamir için motorunu bir tek ona emanet ederdi.
Lowell Senior disappeared the next week, and he was the only one JT trusted to work on his bike.
Jim Adrianna'yla konuşmuş. Bir haftadır bizi izliyormuş.
Jim talked to Adrianna, he's been watching us for a week.
Geçen hafta muhasebecimizle oturup hesap yaptık. Bu iki canavarın eğitimi bize bir milyon dolara mal olacak.
We sat down with our accountant last week and realized it's gonna cost over $ 1 million to educate those two little animals.
Birilim o testleri. Endişelenme.
Грегор достал нам билеты на Fashion Week.
Haftam gittikçe iyiye gidiyor!
My week just keeps getting better.
Her hafta en az bir kere, kupon yığınıyla gelip raflarımdaki her şeyi süpürürdü.
In here at least once a week with her mounds of coupons, just clearing my shelves.
"Sadece bu hafta 242 Dolar tasarruf ettim."
"Saved $ 242 this week alone."
Şu aşamada sadece 6 aylık bir çocuğa bakabilecek yeterlilikteyim o yüzden, değiştirilmesi gereken bir bebek bezin yoksa ya da emzirilmen gerekmiyorsa, maalesef yardımcı olamam.
Well, at this stage, I'm only equipped to handle the concerns of a six-week-old, so, unless you have a diaper that needs changing or need to be breast-fed, I'm afraid I can't help.
Ruby haftaya gidiyor... bu ayrı yerlerde olma işini bir sene... götürebilirsek, birimiz diğerinin yanına taşınacak... yani O'nu burada yaşamaya ikna etmeliyim... yoksa benim Dallas'a gitmem gerekebilir... bu yüzden tüm haftayı O'na Bluebell'in Noel'de... ne kadar neşeli bir yer olduğunu göstererek geçireceğim.
Руби уезжает на следующей неделе, and we agreed to do this whole long-distance thing if, after a year, one of us moves, so I got to sell her on coming back here or I could wind up in Dallas, which is why I want to spend the week showcasing the joys of BlueBell at Christmastime.
Ruby'yi yeni şirketini önünde sonunda BlueBell'e ya da en azından yakın bir yere... taşımaya ikna etmeye çalışıyorum, bu yüzden bu hafta... buradan hoşlanması çok önemli.
I'm trying to sell Ruby on eventually moving her new company to BlueBell, or at least nearby, and it's very important that this week, of all weeks, she really love it here.
- Bir hafta bekle, bir ay bekle... ama yeni kız ardaşına şimdi evlenme teklif edemezsin. Lemon'un yalnız geçirdiği ilk Noel'de olmaz.
Just wait a week, wait a month, but you can't propose to your new girlfriend now, not on Lemon's first Christmas alone.
Bu hafta Yusuf'u canlandıran tek kişi ben değildim ki.
I'm not the only one who's played Joseph this week.
They hid her in a cottage for a week or ten days.
Они спрятали тело в коттедже на несколько дней.
Bu hafta Elliot'un yerine geçerek tam sana uygun bir iş yaptığını söylemeye çalışıyorum.
I've been meaning to tell you you've been doing a perfectly adequate job filling in for Elliot this week.
Jennica, haftaya yapsak olur mu bunu?
Jennica, could I go for you next week?
Pert olmuş eski karanfilleri eve götürmene izin vermiş alt tarafı.
Ну, он позволяет взять домой week-old carnations that are already dying.
- Bir haftaya buradan gidiyor, tamam mı?
- She's out in a week, okay? - Which one?
Bak sürekli üzerime gelip duruyor yok akşamki planlarımız neymiş, yok arkadaşının grubunu ne zaman..... dinlemeye gidecekmişiz, yok haftaya ne yapacakmışız falan filan.
She is always on me about, you know, our plans for the night and when we're going to see her friend's band and what we're doing next week.
Bir haftadır dolapta bekliyor.
Leftovers keep for a week.
Bu sabahtan beri hiçbir hareket yok, ama geçen hafta Casita Rebecca Restoran'da yapılmış birkaç tane harcama buldum.
Uh, nothing since this morning, but I did find multiple charges to a Casita Rebecca's restaurant over the last week.
Onu geçen hafta görmüştüm.
I just... I saw him last week.
Abisi dışında herhangi biriyle iletişime geçmiş mi geçen bir haftada?
Contact with anyone besides the brother this past week?
Kameralar onarım sebebiyle tüm hafta kapalıymış.
Security cameras have been down for repair all week.
We did last week
The same old thing
20 yıllık Business Week dergisi?
"Бизнес Уик" двадцатилетней давности?
Bu hafta fazladan yapmamın sebebi sen miydin yani?
Я никогда не делала этого. You're the reason why I had to pick up an extra hummer this week?