Yoksulluk translate Russian
201 parallel translation
Siz yoksulluk içinde yaşamadınız.
Вы никогда не жили, как собака в конуре.
Çünkü sürünüzün çobanlığını yapıyorsunuz. Ama sürünüzün pislik ve yoksulluk içinde yaşamasına göz yumuyorsunuz.
Вы выделились, чтобы стать пастухами стада, и вы позволили своим овцам жить в грязи и нищете.
Hayat boyu yoksulluk içinde yaşamana, iyi bir yemek için başkalarından gelecek sadakaya muhtaç kalmana nasıl razı olurum?
Думаешь, я хочу, чтобы ты стала нищенкой, которая зависит от подаяний?
Çocuklarımız başkalarının eskilerini giyerken, biz yoksulluk içindeki bir ev için Tanrı'ya şükür mü edeceğiz?
Наши дети будут расти в одежде с чужого плеча, а мы сами благодарить Бога за родительский долг в доме, полном мелочи? Нет.
Yoksulluk hakkında bir epik yaratmak istiyorsun.
- Он задал тебе вопрос!
Yoksulluk bir şeyin eksikliği değildir.
Но это не так, сэр. Бедность - это не не хватка чего-либо,..
" Yoksulluk ve çirkinlik..... onların hatası mı acaba?
Чего ты добивался? Чтобы нам морду набили? И забрали свинью?
Okyanusun dibinde ne zenginlik vardır ne de yoksulluk.
На дне океана нет ни бедных, ни богатых.
Sonu gelmeyecek bir yoksulluk içinde yaşamaktansa öylece ölmeyi beklemektense hayatını, samuraya yakışır bir şekilde harakiri yaparak sonlandırmak istiyorsun.
Не в силах более жить в нищете, тщетно ожидая смерти, ты решил прервать свою жизнь как надлежит самураю - с помощью харакири.
O, insafsız bir... yoksulluk ve cehaletin... kurbanıdır.
Она жертва бедности и невежества.
Artık ne yoksulluk ne sefalet var.
Чем бедность или уродство.
Kumar beni cezbediyor yoksulluk ve lüks arasındaki saçma karışımla.
Игра привлекает меня смешением шика и бедности.
Karım yoksulluk içinde öldü ve oğlum da ortadan kayboldu.
Моя жена умерла в нищете, сын пропал без вести.
- Ama yoksulluk yemini var! - Neden?
- Делай, что я сказал.
Gerçekler, güzelliğe karşı üstün gelince tropik hastalıkların bahçesinde masumluğumuzu yitirince kansız insanlarla birlikte hayvanların gözeneklerindeki kurtçuklarla aynı havayı soluyunca ya da sokaktan evimize kaçtığımızda yoksulluk da bizi izliyor, hem de en ölümcül şekilde yemek gibi, kitap gibi, plak gibi giysi gibi, tabak gibi, deri gibi.
Когда красота обойдена реальностью, когда мы теряем нашу чистоту в этих тропических садах, когда, среди таких бесжизненных людей, мы дышим... то же дыхание из пор стольких животных... когда мы бежим с улиц, и даже в наших домах нам сопутствует нищета в самых фатальных формах, пища, книга, пластинка, тарелка, кожа... нутро горит, горло сжимается... и необъяснимое забвение самих себя.
Farkındayım, tabi ki, yoksulluk utanılacak bir şey değil. Ama gurur duyulacak bir şey de değil.
Знаю, конечно, что бедняком быть не зазорно... но и великой чести в этом тоже нет.
Ben yoksulluk yemini ettim.
Я давал клятву.
Karım yoksulluk nafakası almak zorunda kalacak.
Старуха получит благотворительность.
Yoksulluk yardımına muhtaç olmamızı istemiyorsun, değil mi?
Ты не хочешь, чтобы мы на благотворительность жили?
Yoksulluk yardımı almaman ne kötü.
Жаль, что ты не на социальном обеспечении.
YOKSULLUK ÇOK BANAL!
- КРУТО! " "Бедные - ОТСТОЙ!"
Savaş, suç yada yoksulluk olmayacak.
В будущем нет никаких войн, преступлений, нищеты.
Hindistan köylerde yaşıyor. Oradaki korkunç yoksulluk ancak yerel becerileri canlandırılırsa biter.
Индия живёт в свих деревнях и ужасная нищета там, может быть изжита только если возродятся их собственные умения и навыки.
Yoksulluk en kötü şiddet biçimidir.
Бедность - это наихудшая форма насилия.
Bu senenin 137. intihar eylemcisi, ne yoksulluk ne de yalnızlık yüzünden intihar etti. O, mutlu bir ailesi ve bankada 40 milyonu olan başarılı bir idareci.
137-ой по счЄту самоубийца в этом году, в этом городе не был ни нищим, ни одиноким... ќн был успешным менеджером с люб € щей его семьЄй и с 40 миллионами долларов в банке.
Bizim sorunlarımız katlandı. Kirlilik, suç, uyuşturucular, yoksulluk, hastalık, açlık, ümitsizlik.
Политики продаются и покупаются, проблемы множатся.
Dünya'da yoksulluk, suç ve savaş yok.
На Земле не знают нищеты, преступности, войны.
Boş ve amaçsız. Bir yoksulluk yaşamının içine. Kel, çirkin, yaşlı sarhoş bir lirik şairin egemenliği altına.
Чтобы бездельничать и влачить бесполезное нищие существование в качестве любовника лысого, страшного, стареющего и пьяного лирического поэта, который цепляется за меня, потому что его жена не хочет его возвращения.
Yoksulluk, hastalık ve savaş ; hepsi50 yıl içinde ortadan kalkacak.
Бедность, болезни и войны исчезнут за 50 лет
- Yoksulluk?
- А нищета?
Kuralları hiçe saymanın sonuçlarını hatırlatmak için buradayım. Yoksulluk, yoksunluk, sürgün.
Я здесь, чтобы напомнить тебе о последствиях неуважения к Правилам - о бедности, нищете, изгнании.
- Yoksulluk programında mısınız?
А вы состоите на учете?
Belki yoksulluk yardimi alan... igrenc bir uyusturucu saticisinin kursunuyla!
Он был застрелен гребаным торговцем наркотиками,... который еще вероятно проходит проверку на принятие гражданства.
"Bu suc degil yoksulluk." Hepsi sacma sapan seyler!
Это не преступление, это бедность. Все это чушь.
~ Yoksulluk bizi ayırdı. ~
~ Нужда разлучила нас. ~
Afro-Amerikalılar uyuşturucu ve yoksulluk tarafından diri diri yeniyorlar.
И целое поколение афро-американцев заживо пожирают наркотики и нищета.
Bu yüzünden acı ve yoksulluk içindeki tüm çığlıklara karşı onun aklını açtı.
Поэтому он открыл ее разум для всех, кто молит о помощи или нуждается в ней.
Bırak bu yoksulluk zırvalarını
Довольно историй о бедности.
Yoksulluk ayıp bir şey değil.
Ты должна быть демократом, помнишь!
Ve sonra yoksulluk.
А потом нищета.
Yoksulluk ve düş kırıklığı.
Нищета и разочарование.
Yaşantıma, eziyet, yoksulluk ve çekişmeden başka bir şey kazandırmadın. Ve her günümü cehenneme çevirdin.
Ты не принёс ничего, кроме боли, неблагополучия и бед в мою жизнь.
En azından Peder Michael yoksulluk yeminini tutuyormuş.
По крайней мере, отец Майкл исполняет обет бедности.
Peder Michael yoksulluk yemini etmiştir.
Отец Майкл принял обет бедности.
Yoksulluk yardımcı olamaz.
Бедность не порок
Beş kız çocuğu, üstüne bir de yoksulluk, hepsi tamam da,
Да ладно.
Yoksulluk her yerde.
Нищета повсюду.
- Yoksulluk ve saygısızlık'da.
- Здрасте, мисс Дог.
Medicaid almanız için yoksulluk programında olmanız gerekiyor.
Для того, чтобы получить медицинскую карточку, нужно стоять на учете.
Yoksulluk ve hastalık.
Но это неправда.
- Yoksulluk yardımı alıyor musunuz?
- Вы состоите в списках неимущих?