English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Y ] / Yt

Yt translate Russian

80 parallel translation
Herhalde o kıytırık ödülün peşinde değiliz.
А ты думал, после чего объявлено такое нешуточное вознаграждение?
Hayat boyu kıytırık bir detektif olarak kalamayacak kadar hoşsun.
Ты слишком хороший, чтобы быть каким-то сыщиком всю жизнь.
O kıytırık şey 2250 dolar etmez.
2250 за эту мазню?
Kıytırık araba soyguncuları.
Опять ничего, всего лишь какая-то свора чертовых угонщиков.
Ona o kıytırık şarabı almamasını söylemiştim.
- Я сказал ему не покупать дешёвое вино.
Havaalanındaki... hediyelik eşya dükkanından aldığın kıytırık bir şeyle beni tavlayamazsın.
Дyмaeшь, чтo cмoжeшь мeня купить зaхудaлым пoдapкoм, кoтopый ты нaвepнякa нacпex купил в aэpoпopту?
Şu giydiği kıytırık kıyafete bir bak.
Посмотри на его маленький наряд.
Kıytırık çoraplar, kıytırık gömlekle uyumlu.
Маленькие носочки подходят к маленькой рубашечке.
50`lerin kıytırık bir tv şovunda kazandın.
Ты выиграл его в подтасованной лотерее в 50-х годах.
O zaman sen kıytırık köyünde kalırsın. Bakın!
Ну и возвращайся в свой вонючий городишко.
Kıytırığı ben yazdım.
Это я написал "шляпки".
Kıytırık Princeton'dan üç kat daha fazla.
В три больше, чем у нечистого, грязного Принстона. Он победил.
Gülme gazı terapisi muhtemelen kıytırık bir contadan daha pahalıdır.
Реабилитация от веселящего газа наверное дороже, чем водопроводчик.
Kıytırık Luberon şarabı değil!
А не как какое-нибудь тощее вино из Люберона!
Bir de kıytırık, ince Fransız bıyığı vardı.
И у него были эти засранные тонкие французские усики.
Çünkü bir yargıca bu tarz bir saldırıyı onaylatmak için elinizde, kıytırık isimsiz bir ihbardan daha fazlası olması lazım.
Потому что нужно нечто большее, чем анонимная наводка, чтобы судья такое санкционировал.
Gerçeğiyle birebir kopyalamak imkânsız yani kıytırık bir büyü sayılır.
Невозможно воспроизвести точный оригинал поэтому это неполное колдовство.
Kızından aldığım kanı, damarlarına zerk etmeseydim, ölmüş olabilirdin.
Ты бы умер, если бы yt вливание крови твоей дочери.
Evet, seyirciler kıytırık Japon motorları süren bir grup uzun saçlıyı izlemek istiyorsa tabii.
Да, если вашей публике будет интересно смотреть.. ... на длинноволосиков на легких мотиках из страны косоглазых.
Kıytırık kulüplerde de çalışmazsın artık.
Ты закончил со своей провинциальной работой?
Ve ben de dışarıda gölgelerde rol yaparken, Time'ı protesto ederken ve bu şehirdeki tüm kıytırık radyo programlarına katılırken sırf para getirebilmek için, bu senin yürütüyor olman gereken koduğumun tiyatrosuna.
А я участвую в дерьмовых радиопостановках, таких как "Тень", только чтобы вложить свои деньги в этот паршивый театр, которым ты якобы руководишь!
Siz bana adamlarımız, birkaç kıytırık mahalli gece devriyesi ile baş edemiyor mu diyorsunuz?
Хотите сказать наши ребята не смогли справиться с лузерами из жалкой ночной дружины?
Hâlâ kıytırık içkiler içiyorsun öyle mi?
Я смотрю ты все еще пьешь это пойло?
Saçında kıytırık boyayla dolaşmak istemiyorsan bana laf yetiştirmeyi bıraksan iyi olur.
Если не хочешь расстаться со своей крашеной мочалкой, то прекращай мне хамить.
Annem kendisine tacizde bulunan birini görmek için Kansas'a gitti gelirken bana kıytırık bir tişört bile almamış.
Моя мам ездила к своему насильнику, не сказав мне ничего.
Chuck yakında kız kıytırık olduğu sürece giysinin kalitesinin önemi olmadığını anlayacak.
Чак скоро осознает что, платье от кутюр не имеет значения, если девушка из нижнего ранга.
Chuck yakında giyen kıytırık olduğunda üstündeki kıyafetin önemsiz olduğunu anlar. Ve uygunsuz olan her şey gibi, sen de yakında evine yollanacaksın.
Чак скоро поймет, что не важно, от кутюр ли вещи, если девушка не того уровня, и тогда как и все неподходящие вещи, ты будешь отправлена обратно, откуда прибыла
Kimse tekneye kıytırık şişme adam getirmiyor. Kesinlikle olmaz.
Никто не будет приносить на эту лодку надувных хрено-человечков.
Beni kıytırık bir pencere temizleyicisi sanıyor.
Он считает что я проклятый мойщик окон!
Tüm söylediğim büyük bir kundakçılık davasını araştırırken onu kıytırık bir sigorta dolandırıcılığından tutuklamak istemiyorum.
Все что я говорю, мне бы не хотелось арестовывать его из-за какого-то мошенничества со страховками... когда мы могли бы раскрыть дело о крупном поджоге.
Eğleneceğiz, parti kıytırık olmayacak.
Мы отлично проведём время. Не вычурно.
Kıytırık meze tabağı olmayacak.
Никаких деликатесов, индийской пищи.
Sana bi alternatif gazetenin verip verebileceği en kıytırık işi veriyorum.
Я даю тебе худшее задание которое только может дать мелкая газета.
Benim ki mesela parasını hep kıytırık şeylere harcar. Örnek verecek olursam...
Вот моя, например, всё время тратит деньги на ненужные вещи, например, э, на...
Beni sevdikçe, bana daha çok güvenir ve güvendikçe, ona Charlie Rhodes'un aslında Ivy Dickens adında kıytırık bir taklitçi olduğunu söylediğimde daha kolay inanır.
Чем больше я ей нравлюсь, тем больше она мне доверяет, тем больше шансов, что она поверит мне, когда я расскажу ей что Чарли Роудс - просто голодранка по имени Айви Диккенс.
Dayımın eşcinselliği çok belli diye senin şu kıytırık pembe ağacını isteyecek sanma.
Очевидно, что мой дядя - гей, но это не значит, что ему нужна эта пошлая розовая елка.
Hiç bir şey imzalamam.
Z ybxtuj gthtgbcsdfnm yt, ele /
Neden gidip başka bir kıytırık işe gireyim ki?
Зачем мне другая паршивая работа?
Eski kıytırık işini kaybettiğin için olabilir mi?
Потому что ты потеряла старую паршивую работу?
Eğer işe yaramazsa, sana söz veriyorum, karşıma çıkan ilk az maaşlı, anlamsız, kıytırık işi kabul edeceğim.
Если это не сработает, обещаю, что возьму следующую низкооплачиваемую унизительную паршивую работу, которая попадется на моем пути.
sadece şu uzun kıytırık ilk kariyerim var. ve kimsenin önesemediği ara.
Ведь у меня сейчас длинный паршивый первый акт, а потом антракт, и всем по барабану.
Kıytırıktan yapmışlar.
Это жульничество.
Buraya hiç adımını atmamış Ottawa'lı kıytırık bir muhasebeciye mi? Yoksa her şeyi daha iyi bilen belediye başkanına mı?
Какому-то крохобору из Оттавы, который здесь никогда не был, или мэру города, который знает наверняка?
Ayrıca hangi kıytırık ülkeden geldiğini bilmiyorum ama burası Amerika.
Не знаю, из какой задницы ты приехала, Но это Америка,
Kıytırık gemini de al ve dünyanın ucundan düşene dek yelken aç.
Забирай свой кораблик и плыви, пока не свалишься за край мира.
Vampirler için kıytırık bir tedaviyi de umursamıyorum.
Меня не волнует дурацкое лекарство для вампиров.
Beni öldürmeye yeltenmek gibi kıytırık düşüncelerini bir kenara bırakırsın umarım.
одолеть меня?
Kıytırık bir de not bırakmış, "Ben pencereden atlıyorum" diye.
"Я вышел в окно".
Kıytırık bir vals bile bulamıyorum.
Не найдешь такой вальс, чтоб твою задницу спас.
Kıytırık ve ne?
Тапки и что еще...
- Kıytırık şey.
Я завалила лося.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]