English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Z ] / Zayıf

Zayıf translate Russian

6,115 parallel translation
Zayıf bir anımda yakaladın beni.
Это был момент слабости.
Eğitimim hasta ve zayıf arasındaydı.
Я учился среди больных и слабых.
Bir şey yapmazsak da zayıf görünürüz ve zaten peşimize düşerler.
Если мы ничего не сделаем, то покажем слабость. И они всё равно доберутся до нас.
Zayıf bir ihtiyar olarak kaybolup gitmeyeceğim.
И я не умру жалким старикашкой.
Senin zayıf noktanı buldum ve ne yapacağım biliyor musun?
Я нашел твое слабое место, и знаешь, что я собираюсь делать?
Bana açıkça beni yıldıracak zayıf noktayı bulduğunu, ve de ben dayanamaz hale gelinceye dek üstüne gitmeye devam edececeğini söyledi.
Да, он ясно дал понять, что нашел слабое место и, чтобы достать меня, собирается давить на него до тех пор, пока я больше не смогу это выносить.
Ona zayıf görünecek olursam o zaman sıkıntılar başlar.
Если я начну показывать слабость... таковы законы природы, верно?
Yanından ayrıldığımdan beri beynimi parçaladım zayıf noktanı düşündüm durdum ta ki farkedene kadar.
Я ломала голову с того дня, как сбежала от тебя, пытаясь найти твою слабость, до тех пор пока я не поняла...
O aldığın haplar zayıf, küçük zihninden gerçekte yaptıklarını silmeni sağladı.
Эти таблетки только давали твоему бессилию немного ума. Чтобы забыть, что ты сделала на самом деле.
Zayıf bir anımı yakaladığınızı zannediyorsunuz.
Вы думаете, что заметили слабость.
Onları durduran şey, kurumun zayıf yönetilmesi.
Что ж, их останавливает плохое руководство прокуратурой.
En zayıf arkadaşım yüz kiloydu ve bir buçuk metreydi.
Мой самый худой друг весил 102кг, и он был полтора метра ростом.
Carol, seksten bahsediyorsan çok ama çok zayıf bir olasılık o.
Кэрол, если ты имеешь в виду секс, это маловероятно.
Birileri bir Gizli Servis Ajanı'nın zayıf noktasını bulmuş, seni gözlerine kestirmiş ve işlerini sana gördürtmüşler.
Кто-то, нашел слабое место, у агента секретной службы. Шантажировал вас и заставил, сделать это. Я ничего не пропустил?
- Ama çoktan ölmüştü. Olay yerinde zayıf bir kalp atışı tespit ettim.
Если бы я обнаружил хотя бы слабый пульс на месте преступления.
Ayrıca içi boş öldürme tehditlerin seni zayıf gösteriyor.
И твои пустые угрозы убить меня... показывают твою слабость.
Vampir biyolojisinde zayıf bir halka bulup, bunu tetiklemek için bir şeyler yapmak.
- Найти слабое звено биологии вампира и разрушить его.
Seni zayıf bırakıyor.
Делает тебя уязвимым.
Zayıf olduğunu hissederlerse, tek bir kelime bile etmeden işin bitmiş demektir.
Если они заметят твою слабость, ты провалишься, не успев сказать и слова, ясно?
- Peki Avrupa? - Dalgalar zayıf ama yansımaları görebilirsiniz.
- Радиосигнал слабый, но можно увидеть маяки.
Geçmişte yaşadığın sıkıntılar zayıf notlarının tolere edilmesini sağlayabilir.
История о трудностях может помочь в сопоставимости со слабой успеваемостью.
Zayıf olduğumu düşünüyorsunuz. Ama bu doğru değil.
Что я слаб, но это не так.
Giderek zayıf düşmeye başlayacaksın.
Вы скоро почувствуете слабость.
İnsanlar zayıf olduğunu düşünüp yararlanıyor.
Люди считают нас слабыми и пользуются этим.
- Sadece zayıf görünmekten endişe ediyorsun.
Ты просто боишься показаться слабым.
Çabanı takdir ederim ama zayıf ihtimal gibi görünüyor, kaybedecek vaktimiz yok.
Спасибо за работу, но очень уж это хлипкая зацепка, а мы не можем зря тратить время.
Bölümün performansını olumsuz etkileyecek zayıf halkaları arıyorum.
Я ищу слабые звенья, которые тянут команду на дно.
Zayıf ve çaresiz...
( ЖЕН ) своё малодушие.
Zayıf ve çaresiz...
* * * ( ЖЕН ) своё малодушие.
Hadi demediler diyelim. Hiç mi yavaş küçük, zayıf falan demediler?
- Нет, это не вопрос, но называли медленным, мелким, слабым.
Ama ben senin zayıf noktanım.
Но я твоя ахиллесова пята.
- Ama ben senin zayıf noktanım.
Я – твоя ахиллесова пята.
Ulaşılamaz kadınlar her zaman zayıf noktan oldu.
Недоступные женщины всегда были твоей ахиллесовой пятой.
Herkesin bir zayıf noktası vardır.
У всех есть слепая зона.
O da benim zayıf noktamdı.
Раньше она была моей.
Belki de artık senin zayıf noktandır.
Возможно, теперь стала твоей.
En zayıfı da depolardakiler ve büyük galerilerdekiler.
Слабые места в хранилище и в основных галереях.
Güvenlik bu müzede olması gerekenden biraz zayıf...
Охрана в этом музее слегка не на должном уровне,
İstediğini yaptırabilmek için insanların zayıf noktalarını yakalıyorsun Tanrın sana bunu yapmanı mı öğretti?
Вы используете человеческую слабость, для достижения собственных целей. Вам этому ваш Бог научил?
Bu durum zayıf hüküm, muazzam bir saygısızlık göstergesi,... bu mahkemedeki sizlerin her etkileşimini ve yargı alanındaki her mahkemeyi hak ettiği gibi değiştirecek.
– Я понятия не имею, о чем... Это показывает неспособность здраво рассуждать, грандиозное неуважение и заслуженно выявляет все взаимоотношения, которые у вас двоих есть в этом суде и в остальных судах в округе.
Boğuluyorum, bu yüzden zayıf anımdan faydalanacaksın.
Я задыхаюсь, а ты бьешь по слабому месту.
Zayıf halkanın peşinden gidiyor.
Он нацелился на наше слабое звено.
Barton iyi bir doktor ancak zayıf bir yargılama eğilimi var üstelik sadece profesyonel hayatında da değil.
Бартон прекрасный врач, но плохо разбирается в людях. И не только в коллегах.
Şimdi anlıyorum ki dört kat merdiven çıkmak seni zayıf tutuyormuş.
Теперь я понимаю : с этой ходьбой по лестнице не растолстеешь.
Virginia acı çeken bir erkeğin zayıf noktam olduğunu söyüyor da.
Вирджиния говорит, что я сочувствую всем страдающим самцам.
Sen zayıf olanlardansın.
Это вы слабаки.
Bence işi ve zayıf muhakemesi yüzünden.
- Его работа и его неверные суждения.
Yani sadece zayıf bir suç oluyor.
Так что это просто проступок
Onları uzaklaştırmak basiretsiz ve zayıf olur.
Отчуждение будет признаком недальновидности и слабости.
Ben zayıf değilim!
Я не слабая!
Açgözlülüğü onun uyuşturucusu ve zayıf noktası.
Жадность – его наркотик и его слабость.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]