Zorlamıyor translate Russian
105 parallel translation
Kimse seni zorlamıyor.
Ты не обязан этого делать.
Bütün geceyi bir katille geçirerek, şansını fazla zorlamıyor musun?
Веселое приключение. Провела ночь с убийцей?
Biliyorsun vazgeçmek için geç değil. Seni kimse evlenmeye zorlamıyor. Özellikle de ben.
Но ещё не поздно, дорогая, никто не заставляет тебя выходить за меня замуж!
Kimse bizi bir şey için zorlamıyor.
Да никто на нас не давит.
Kimse sizi almaya zorlamıyor.
Никто не заставляет вас покупать.
Kimse seni zorlamıyor.
Это ваше дело.
Seni evlenmeye zorlamıyor.
Женить на себе?
Kimse onları zorlamıyor. Herkes ne almak istediğini bilir.
Каждый понимает, за что платит.
Jerry, kimse seni zorlamıyor.
Джерри, никто тебя не заставляет.
Kimse gelmen için zorlamıyor. Bak bir nehir.
- Никто тебя не заставляет.
Senin oraya benimle birlikte gelmen için kimse zorlamıyor.
Силком тебя сюда никто не затягивал.
Seni kimse zorlamıyor, değil mi?
Никто не наколдовал, чтобы так говорила?
Şansımızı biraz zorlamıyor muyuz?
Тебе не кажется, что это рискованно?
Son günlerde programım entelektüel olarak beni zorlamıyor. Kendi kendime zorluk çıkarmak için zihnim, yorumu zor bir rüya üretmiş olabilir mi?
Моей голове было так неинтересно на последних программах, что мой разум создал сон, не поддающийся интерпретации,
Onu zorlamıyor, onu mutlu etmiyor
Он послушен ей во всем,
Amca, kimse seni yemeğe zorlamıyor.
Дядя, никто не заставляет тебя есть.
Tavuk gibi ötmeyi kes. Kimse seni bişey alman için zorlamıyor.
Хватит кудахтать, кусок мяса, никто не заставляет тебя ничего покупать.
- Fazla zorlamıyor musun?
- Ты не слишком на неё давишь?
Kimse seni bakman için zorlamıyor.
Кроме того, никто не заставляет тебя туда смотреть.
- Kimse onu zorlamıyor.
Нельзя его принуждать изменить решение о том... Никто его не принуждает.
Açık Kaynak komünizm değilki insanları bir şeye zorlamıyor
Открытые Исходники, это не коммунизм, потому что они не принуждают людей.
Kimse kimseyi kalması için zorlamıyor.
Никто не заставляет никого быть здесь.
Kimse beni kalmam için zorlamıyor.
Меня никто не заставляет быть тут.
Bize yardım teklif ediyorlar, ve bu sefer onları kimse zorlamıyor.
Они предлагают помочь, и в этот раз их никто не принуждает.
Kimse onu gelmesi için zorlamıyor.
Никто его не будет заставлять.
- Kimse beni zorlamıyor.Gitmeliyim.
Никто меня не заставляет. Я должна идти.
- Ben de bunu söylüyorum. - Kimse seni gitmeye zorlamıyor Jayne.
Дело на миллион.
Kendini biraz fazla zorlamıyor musun?
Слушай. А ты не слишком надрываешься со своим проектом?
- Kimse sizi buna zorlamıyor.
- Вас никто не заставляет это делать
Kimse burada kalmanız için sizi zorlamıyor
Вас здесь никто не держит
- O seni hiçbir şey yapmaya zorlamıyor, Clark.
Нет, не думаю, что этот камень заставляет тебя что-то делать, Кларк!
Onu zorlamıyorsun, o üstün güçler tarafından ezilmiyor. - Senden hoşlanıyor mu?
Ты же не принуждаешь ее сдаться силой.
- Kimse seni gitmeye zorlamıyor.
Не могу... - Никто не заставляет тебя уходить.
Seni zorlamıyor. Bunu sana bir hediye olarak vermek istiyor. Hediye?
вот и раздаю всем подарки.
Kimse seni zorlamıyor.
Твоё дело.
Tek söyleyebileceğim, orada hayal dahi etmediğin şeyler göreceğindir. Hiç kimse seni bir şey yapmaya zorlamıyor.
Но могу вам сказать точно, что вы увидите там такое чего даже не представляли.
House neden Foreman'ı zorlamıyor?
Почему Хаус спустил это Форману?
Kimse onu zorlamıyor.
Никто его не принуждает.
Kimse seni bunu yapmaya zorlamıyor.
Никто тебя не принуждает это делать.
Kimse sizi tutkalla yapıştırılmış gibi peşimizden gelmeye zorlamıyor.
Никто не заставляет вас идти как приклеенными за нами.
Bak, gerçek sürücü kimse seni yarışman için zorlamıyor.
Послушай, реальный водила никто тебя не заставляет.
Hem Bill beni hiçbir şeye zorlamıyor.
К тому же, Билл меня не заставляет.
Peki, bakın, neye inanırsanız inanın ama kimse beni burada olmaya zorlamıyor.
Хорошо, слушайте, верьте во что хотите, Но никто не заставляет меня быть здесь.
Seni hiçbir şeye zorlamıyor değil mi?
- Да, да. Он, кхм, не давит на тебя, верно?
Senin ona bir özür borcun var ama o seni zorlamıyor.
Ты действительно задолжала ей извинения но она вовсе не обязана их принимать.
Kimse istemediğiniz bir şeyi yapmanız için sizi zorlamıyor...
Никто не будет насильно вводить вам что-то против вашего желания.
Kimse kalmaya zorlamıyor.
Если не понравится, уйдешь и все.
Ama kesecek. Kimse kimseyi zorlamıyor.
Не стоит придавать этому значение.
Çünkü okullar yapmaları gerekeni yapmıyor ve seni zorlamıyorlar.
Потому что школа не в состоянии воздействовать на вас как положено.
Çabuk pes ediyor. Beni zorlamıyor.
Вы знаете, я постоянно пытался писать с Брайаном, но ничего не получалось, потому что с ним было слишком легко, вы понимаете?
Çünkü kendini çok fazla zorlamıyor.
Это потому что он недостаточно старается.