Zıkkım translate Russian
126 parallel translation
Sana şu zıkkımı içme demiştim.
Думал, я сказал тебе, оставаться трезвым.
- Jimmy, o zıkkımı nereden buldun?
- вот бы ты вытаращил глаза. - Джимми, где ты достал эту дешевую сигару?
Baba, zıkkım dediğin şey, bir Havana panatella'sı.
Это не дешевая сигара, па. Это "Гавана Панатела".
Bırak zıkkımlanmayı da biraz dinle tamam mı?
Слушай, что я говорю. Есть будешь в перерыв.
Zıkkımın dibini!
Спокойно отдыхай!
Dövüşten önce şu zıkkımı içme.
Не пей это дерьмо перед схваткой.
Eğer şu zıkkımı boğazından aşağı akıtmayı bırakabilirsen... bir şair gibi hissetmeni sağlayacağı umuduyla... belki ne yaptığım ya da ne yapmadığım hakkında konuşmak yerine... böyle şeylerden konuşabilirsin.
А вот если бы вы только сумели бросить надираться этим пойлом в тщетной надежде, что оно поможет вам снова почувствовать себя поэтом, то, может быть, и были способны беседовать о чем-то более важном, чем то, где я раньше работала и где работаю теперь.
Ne zıkkım koydun içine! ?
Что, чёрт побери, Вы в него подложили?
Ben bütün gün bu zıkkımı pişirmek için eşek gibi çalıştım.
Ты, мразь, я целый день вкалываю, чтобы эту дрянь приготовить.
Ne zıkkım yiyorsunuz siz..?
Какого милого вы это- -?
Hey, nasıl oynandığını biliyoruz bu zıkkımın.
- Мы знаем, как играть.
İçme diyorum sana şu zıkkımı.
Эй! Я говорила тебе, не делать этого.
Zıkkımlan. Ben de çok açım.
Эй, я тоже очень голоден.
Bu zıkkımın daha koklamadan leş gibi koktuğunu bilmiyor musun?
Вы что, не знаете, что отбросы воняют, даже если вы ещё этой вони не чувствуете?
Ama beni oraya sen götürdün, o zıkkımı gördüm, hiçbir şey düşünemedim.
Ты меня туда повела, я увидел формалин и не подумал.
- Evet, ama part time, zıkkım.
- Да, но это неполный день, мудак.
Neden hala şu zıkkımı içiyorsun?
Зачем ты пьешь эту дрянь?
ESPN'i ara, çünkü bu zıkkımı kendin yazamazsın.
Звоните скорее на канал "И-Эс-Пи-Эн". Такое нарочно не придумаешь.
Kaldıramıyorsan, içme şu zıkkımı.
Парень, если ты не знаешь меру, тебе не стоит больше пить.
Eh, sen... ve gelmiş, geçmiş ve gelecek... tüm insanlar zıkkımın kökünü içebilir.
Так что ты... и все на свете из прошлого, настоящего и будущего можете выпить ослиной мочи.
Bu zıkkımı almasında ona hiç arka çıkmadım.
Я никогда его не поощрял принимать эту дрянь.
İçme şu zıkkımı odada, kokuyor her taraf.
Не кури эту гадость здесь, она так воняет.
Zıkkım iç!
Чертово курение!
Şimdi git bana biraz zıkkım fitille.
Иди и найди мне дозу.
En doğrusu... Her şey bu zıkkım yüzünden.
- Правильно, все зло от этой водки.
Masuka, bu zıkkım da neyin nesi?
Дьявол. Что это за хрень, Масука?
Bu zıkkım neyin nesi?
Что это такое?
- Ne zıkkım oluyor?
- Что за хрень тут творится?
Böyle mi içilir bu zıkkım!
Кто так курит, блин?
Lütfen o zıkkımın sesini kısabilir misiniz?
Может, сделаете потише, на хрен?
E'si o zıkkımın kayıp olduğunu öğrenecekler demek.
И? Это значит, они заметят, что кое-чего не хватает.
Kafan iyi olduğunda, bu saçmalıkları dinlemek zorunda kalıyorum. Bırak şu zıkkımı, adamım.
Я должен быть совсем укуренным, чтобы слушать всю эту чушь.
Neden yanmaz giysiler giydiğimi? Bu anti bakteriyel zıkkımı neden ellerime sürdüğümü?
Почему я ношу огнестойкую одежду и держу это антибактериальное дерьмо рядом?
Zıkkım, zıkkım, zıkkım, zıkkım, zıkkım.
Вот, блин, блин, блин...
Bütün söylediğim, o zıkkım her neyse jakuziye onsuz girmezdim.
Мне без разницы, что это за пойло.
Tüm zamanımı sana sağlıklı yiyecekler pişirmekle geçirdim, sen de gittin, Allah biliyor ya, nelerle zıkkımlandın.
Я трачу все свое время, готовя тебе здоровую пищу, а ты потом идешь и набиваешь свой живот бог знает чем.
Zıkkımlanmam lazım.
Бухло, твою мать!
Bu zıkkım bomba bir şey.
Это дерьмо как бомба.
- Ne zıkkım kullandığınız umurumda değil.
Мне плевать, какие наркотики принимали твои друзья.
- Çok sağlam zıkkımmış adamım.
- В этом дерьме сильно тесно, мужик.
Nedir bu zıkkım?
Что это за хрень?
Canınız mı sıkkın?
Что-то болит?
Ne zıkkım oldu?
Какого чёрта произошло?
Bu ne zıkkım öyle?
Кто это, чёрт побери?
# Bir başımıza ve canımız sıkkın
Совсем одни и полные тоски.
Bana karşı bıkkınlığınız Noel Baba'yı cezalandırırsa, buna çok şaşıracağımın ve dehşete düşeceğimin kayıtlara geçmesini istiyorum.
Да. Занесите в протокол : "Я был бы шокирован, если бы ваше презрение ко мне наказало Санту Клауса". Ваша Честь, я работала с этим человеком, и когда он начинает делать свои трюки...
Sen her zaman o kanepede, bizi canımız sıkkın olduğu zaman güldürmek için varsın.
Ты постоянно валяешься на диване, и не даёшь нам заскучать.
- Anne? - Zıkkımın kökü var, yer misin diyorum?
- Хочешь арбузные корки?
- Zıkkımın kökü oldu!
Хорошо.
Sen asla bir Amerikalı olamazsın, tamam mı? Gerekirse bütün gün bu zıkkımı içerim.
Ты никогда не будешь американцем, ясно?
şafağın kızıllığı... Akorlarımızda başıboş dolaşan sözler olmaz bıkkınlık veren nakaratlar olmaz...
нежный поцелуй... в румянце рассвета... ни одной фальшивой ноты в наших аккордах, и никаких нудных повторов...