English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Z ] / Zımbırtıyı

Zımbırtıyı translate Russian

89 parallel translation
Tanrı aşkına... O zımbırtıyı çalmayı kes ve bana biraz kuru odun getir!
Ради Бога, прекрати эту волынку и принеси мне сухих дров!
Sanırım bu zımbırtıyı şuna bağlaman gerek.
Я думаю, ты должен присоединить эту штуковину к той фиговине.
Bu zımbırtıyı saklayacağım!
Я собираюсь сохранить все эти записи!
Bu zımbırtıyı dinlemek istemiyorum.
Не желаю слушать это дерьмо.
- O karton zımbırtıyı unuttum.
- Я забыла эту картонку.
Bu kemik kafalı zımbırtıyı çalıştırmayı asla başaramayacağım!
Эта тупая конструкция никогда не будет работать.
Hey Bob, o zımbırtıyı toparla tamam mı, bugün çok duman istiyorum.
Эй, Боб, заставь эту машину работать. Мне надо сегодня много дыма.
Şu küçük zımbırtıyı kullanarak alarmı kapat ve kapıları aç.
Используйте эту маленькую черную вещь, чтобы выключить сигнал тревоги и открыть дверь.
Sana bir şey söyleyeceğim : Sırf kafana o zımbırtıyı takman ve kocaman bir eşarbının olması, sana ahlâksız davranma hakkı vermez.
- Я вам вот что скажу вот та штучка на вашей голове не дает вам права быть злобным.
Dünyada eter aleminde batmış bir adamdan daha çaresiz sorumsuz ve ahlâksız hiçbir şey yoktur ve bu çürümüş zımbırtıyı çok yakında deneyeceğimizi biliyordum.
Ничто в мире не бывает более беспомощным, безответственным и порочным... чем человек в пропасти эфирного запоя... и я знал, что доберёмся мы до этой отвратительной хуйни довольно скоро.
Bu zımbırtıyı biliyorsun.
Ты знаешь... Все эти штуки.
Çok güçIü bir zımbırtıyı arayan bir iblis.
Некий демон, ищущий какую-то всесильную штучку-дрючку.
Şu zımbırtıyı çıkarmalıyım.
Я сниму приспособление.
Demek istediğim, donuna soktuğun şu zımbırtıyı yedirsen daha çok zarar verir.
Мы просто говорим, что кусок дерьма, торчащий у тебя из штанов причинит больше вреда, если ты его скормишь ему.
O zımbırtıyı çek yoksa öleceksin
Дёргай кольцо, разобьёшься!
İyi ki bu zımbırtıyı herkes alamıyor.
Нельзя продавать такие штуки.
Bir zımbırtıyı zihin gücümle patlatmayı öğrenmek istiyorum.
Хочу научиться взрывать силой моей мысли.
Bulduğumuz her zımbırtıyı DNA taramasına gönderdik.
Я пока ищу образцы ДНК. На всём, что мы обнаружили.
Yalan söylüyorlar. O zımbırtıyı çalmaya çalışıyorlar.
Они врут, хотят ее украсть.
Çok eğleniyorum.Bu zımbırtıyı çok seviyorum.Görüyorum
Я развлекаюсь. Как же мне это нравится. Да, я вижу.
Sana tekrar "Çalıştığım kişilerle çıkmam" konuşmamı yapardım ama o zımbırtıyı şimdiye ezberlemişsindir herhalde.
Ну, я бы могла снова толкнуть тебе речь "Я не встречаюсь с коллегами по работе", но, Боже, ты уже должен был вызубрить наизусть эту стервозную речь.
Bu zımbırtıyı saçında mı kullanıyorsun?
- Ты моешь этим свои волосы? - Ага.
- Zımbırtıyı anladım.
Видел.
Bu zımbırtıyı yapmak için erken çıktım.
Смылся пораньше, чтобы всё подготовить.
Bana elindeki zımbırtıyı ver.
.. Подай сюда эту фиговину.
Sonik şeyle yap! Şu zımbırtıyı kullansana!
Так открой дверь звуковой штуковиной!
Madem öldün, şu zımbırtıyı kapatıp yemeğe inebilirsin.
Ну, отлично. Раз ты убит можно спокойно пойти пообедать.
Danny. Kapat şu zımbırtıyı Iütfen, çalışacağım.
Дэнни, убавь звук, я работаю.
Şimdi kaldır o zımbırtıyı.
А сейчас убирай всё это.
Kapa şu zımbırtıyı!
Выключи уже эту штуку!
Bu zımbırtıyı kullanman gerektiğinden emin misin?
Тебе обязательно это принимать?
- Ver şu zımbırtıyı bana.
- Отдай мне это дерьмо.
Bu zımbırtıyı neden bu kadar önemsiyorsun ki? Zımbırtı mı dedin, Elly May?
- Да что такого хорошего в этой штуковине?
Selam, bu zımbırtıyı nasıl kullanacağını öğretmemi ister misin?
Эй. Хочешь, я тебя научу, как этим пользоваться, плохиш?
Tüm bu zımbırtıyı belli bir düzende listelemeliyiz.
Теперь самая сложная часть - - отсортировать все это дерьмо как можно быстрее.
Şu zımbırtıyı diyorum, kardeşim.
Коровы, брат.
Peki o zımbırtıyı şu demirler üzerinde yapabilir misin?
Но сможешь ли ты сделать эту штуку, как её там, на перилах?
Şimdi Dewey seri freni açtığını söyledi yani sürtünme zımbırtıyı birkaç kilometre sonra durdurmalı.
Значит, Дьюи включил кран машиниста. Так что, трение остановит чертов поезд через несколько километров.
Size, bu zımbırtıyı takip edeceğimizi bildirmek isterim.
Увидите, мы догоним этого ублюдка.
- Bu zımbırtıyı satmak zorundayız.
- Нам надо продать эту хрень.
Zımbırtıyı getirebilir misin?
- Мне кое-что нужно.
Adamım, o zımbırtıyı tamir ettir. Ya da benden bir şey bekleme.
Эй, чувак, почини это место соединения, чувак, или ты ничего от меня не получишь.
İndirin şu zımbırtıyı.
Не машите своей деревяшкой ;
... çubuğu, zımbırtısı, arabası Oskar'ı, bıçağı, muzu hıyarı, salamı, sucuğu kulesi, Bay Mutlu'su, Peter'ı, ağaçkakanı, ufaklığı tüfeği, boynuzu, orta bacağı, eti oyun çubuğu tek gözlü canavarı ön derisi, aşk kası, fülütü yılanı...
Хобот, палка. Волшебная палочка. Конец, кожаная флейта, кинжал, штука,..
50 yıl öncesine kadar, atomun en ufak şey olduğuna inanıyordunuz ta ki onu ayrıştırıp şu karmaşık zımbırtı ortaya çıkana kadar.
Да совсем недавно все вы были уверены, что нет ничего меньше атома, но потом вы его расщепили, и оказалось, что там много еще мелкой дряни.
Belki de ona dönen tekerlek zımbırtısından almalıyız.
Может, стоит ей колёсико купить в зоомагазине?
Annen ve Babanla iyi eğlenceler. Tüm bu yıldönümü zımbırtılarında burada olamadığım için üzgünüm
Передай привет маме с папой и скажи, я очень огорчена, что не смогла приехать на их годовщину.
- Sadece senin şu zımbırtıyı biraz kullanmam gerekiyor. - Ne yapıyorsun?
Что ты делаешь?
Sizin gibi gençlerin yılan balıkları ve muhafazakar zımbırtılarla ilgilenmediğinizi anladım.
Я понял, что таким молодым людям, как вы, не интересны угри и викторианская чепуха.
Buna kadeh kaldırmalıyız ama her zamanki zımbırtıyla değil.
Думаю, нужно сказать тост, только не такую чушь, как обычно.
- Ver şu zımbırtıyı bana.
- Отдай мне дерьмо.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]