Zına translate Russian
30,844 parallel translation
O ve kız arkadaşının burada kaldıklarına dair somut kanıtlarımız var.
Нам передали информацию, что она со своей девушкой проживает в этом доме.
Amcam yurt dışına gittiği için ona veda etmeye gelmiş olmalısınız!
Решили проводить его в дальний путь?
O kızın yanına gidecektin ama ardına düştüğümden süpermarkete gelmedin mi?
пришлось идти сюда.
Neden o kızın yanına gidip ona söylemiyorsun?
Так ты сразу ей расскажи!
Başka ne biliyorsun? Uzunca bir zaman bir başına kaldığını yalnız, değişken ve huysuz olduğunu karanlık ve nemli yerleri sevdiğini...
где темно и сыро...
Aslına bakarsanız, bu teoriyi destekleyecek yeterli veri bulunmuyor ama ben somut şeylere bakarım.
В моей области мало данных, которые подтвердили бы эту теорию. Я верю в кости и останки.
Akrabamız olan türleri düşünürsek, soylarının tükenmesini onların şanssızlığına bağladık.
Когда мы говорили про наших прародителей, причиной их вымирания мы считали просто неудачу.
Homo sensoriyum'un varlığına dair kanıt içeren bir tez üzerinde çalıştığınızı duydum.
Мне говорили, вы работаете над диссертацией по гомо-сенсориум.
Bu, bugün de var olduklarına inandığınız anlamına mı geliyor?
Вы верите, что они до сих пор существуют?
Babası, kızımın davasına atanan dedektifti.
Его отец был детективом, который расследовал дело нашей дочери.
İkinizin trajik kaderi bir talihsizlik olsa da yine de insan hayatına müdahil olabilirsin demek değil bu, duyarsız goblin!
но это не повод сеять хаос в человеческих жизнях!
Bir muhafızın yardımına hiç olmadığı kadar ihtiyaçları var.
Сейчас помощь Хранителя нужна им как никогда раньше.
Dünyanızı yok olmasına sebep olan biz değiliz.
Мы не виноваты в уничтожении вашего мира.
Onların icabına sonra bakacağız.
Займёмся ими позже.
Bütün düşüncelerimi çok görebiliyorsun... Onları güvence altına almanız gerekir.
Вы видите все мои мысли, значит должны уметь и защитить их.
Evrimimizin bir parçası olacağımızı düşünüyorlardı. Fakat bizi yarattılar. Yalnız başına gelişmek için...
Они надеялись, что мы станем частью их эволюции, но они создали нас, чтобы мы эволюционировали сами,
Kutuyu, Ulusal Güvenlik Ajansı'na götürürsen başladığımız noktaya döneceğiz.
Если отдашь ящик АНБ, мы опять вернёмся к началу.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız çocuklar.
Молодёжь, вы меня разочаровываете.
Yani bu, cennete gidince bekar olacağımız ve istediğimizi yapabileceğimiz anlamına mı geliyor?
Значит ли это то, что попав на небеса, вы будете свободны и тогда сможете делать всё, что захотите?
Bebeği bile unutuyorsan hiçbir arkadaşımızı unutmadığına inanmakta zorlanıyorum.
Просто если ты забыл ребёнка, не знаю, верить ли тебе, когда ты говоришь, что не забыл сообщить всем друзьям.
İnsanları güneş yanığına karşı koruduğumuzu ve arada bir de boğulmaktan kurtardığımızı sanıyordum.
Мы следим, чтобы люди не обгорели, а ещё не даём им утонуть.
Bulut hesabına girip tüm çerezleri çalacağız, değil mi?
Заходим к ней в облако и крадём её куки, правильно?
Bana yaptığınız her şey onların başına 10 kat gelir.
Всё, что сделаете со мной, к вам вернётся в десятикратном размере.
Bu cömertliği sadece şu an için veya yalnızca kampüste değil elimizde imkan olduğu sürece her gün sunmak isteriz Camiamız ve şehrimizın her yanına. Ülkemize ve hatta sınırlarımızın ötesine.
Мы хотели бы выражать свою благосклонность не только в этот момент, но и каждый день по мере наших сил всем нашим городским сообществом, государством, даже за его пределами.
Yaşanabilir tek gezegen aslına bakarsanız.
Отличный кандидат на заселение.
Senin inancına ihtiyacımız var.
Не отчаивайся!
Kendimizi bebek kılığına sokmalıyız.
Нам нужно переодеться в младенцев.
Oraya yalnız başına gitmiyorsun, ben de geliyorum...
Надеюсь, ты не собирался идти туда один? И раз я здесь...
Yardımına ihtiyacımız var.
Нам срочно нужна помощь.
Avukat tutup onların canına okuyacağız.
Мы наймем адвоката и отсудим у них последние штаны.
Emekli maaşlarımızı kurum faturalarına harcıyorlar.
Они используют наши пенсии, чтобы оплатить счета за услуги.
"Kızın başına bardak attılar ve ben bunu yapan puştu bulana kadar kimse burayı terk edemez."
'Той девушке попaло cтaкaном по голoве! И ни oдин хрен не уйдет, пoкa я не узнaю, чтo зa хpен этo cделaл'.
"Kızın başına bardak attılar ve ben bunu yapan puştu bulana kadar kimse burayı terk edemez."
'Той девушке попaло cтaкaном по голoве. И ни oдин хрен не уйдет, пoкa я не узнaю, чтo зa хpен этo cделaл "'.
Bir kızın babasına veda öpücüğü vermesine izin vermeyecek kadar zalim misin?
Ты настолько жесток, что не позволишь дочери поцеловать на прощание отца?
Şatoya çok yaklaştığımız anlamına geliyor.
Это значит, что замок уже близко.
Tanrı'nın kurallarına göre yaşayamazsınız.
Вы не можете жить по Божьим законам.
Sonra kızı Cennet'teki arkadaşlarına götüreceğiz.
Отвезем её к друзьям в Эдем.
Bağıran, talepkâr bir bebeğin emrine amadesin. Her mızıltısına itaat etmek için her saat uyandırılıyorsun.
Почти круглосуточно бегаешь вокруг плачущего и требующего чего-то ребенка, просыпаясь в любое время из-за его капризов.
Adaya indiğimizde fırtına, gemiyle olan tüm telsiz bağlantımızı kesecek.
Оказавшись на острове, из-за штормов мы потеряем радиосвязь с кораблем.
Yalnız başına yapamam.
Не сейчас. Не в одиночку.
Hiç aklına gelmedi mi? Tek bir kez bile Sherlock'un gizli erkek kardeşinin aslında gizli kız kardeşi olabileceği?
Неужели вы и правда ни разу не думали, что тайный брат Шерлока - на самом деле его тайная сестра?
Eğer kız kardeşimin güvenliği ihlal edildiyse eğer kız kardeşimin asayişi ihlal edildiyse eğer kız kardeşimin tutukluluğu ihlal edildiyse kısacası, eğer kız kardeşimin bu adadan herhangi bir zamanda çıktığına dair bir işaret görürsem, sana yemin ediyorum, sen çıkamayacaksın!
Если безопасность моей сестры под вопросом, если охрана моей сестры под вопросом, если само заключение моей сестры под вопросом, в общем, если я найду любые признаки того, что моя сестра когда-либо покидала этот остров, клянусь, вы его не покинете!
Özellikle odaklandığım şey, genel olarak sezgisel bir ahlak kuralına yönelik stratejiler kurmanın mantıksız bir sonuca yol açtığı iç çatışmalarınız.
Я в частности сосредоточена на внутренних конфликтах, где руководство обширным интуитивным моральным кодексом в итоге приводит к нелогичному результату.
Uçak kalkmadan havalimanına yetişip... Francis Francis'i durdurmalıyız!
Мы должны успеть в аэропорт и остановить Фрэнсиса, пока самолёт не взлетел!
Şu havuzlar bana kızımı dünyamın unutulmuş havuzlarına götürdüğüm zamanı hatırlatıyor.
Эти пруды навеяли воспоминания о том, как я показывал дочери забытые озёра в моём мире.
Hayvanlara yapılan bu zulmü kayıt altına almalıyız.
Нужны кадры ужасных издевательств над животными.
Kentte tek başına dolaşan küçük bir kız var.
Маленькая девочка одна бегает по городу.
Kulağını kaldırıp alıcıyı altına koymalıymışsınız.
Просит поднять ей ухо и поднести трубку.
Yardımına ihtiyacımız olacak.
Нам нужна твоя помощь.
Böyle bir kadına kız denmez tabii.
Такую женщину нельзя называть девочкой.
Bay Filmore, Ruth Davenport'un dairesinin anahtarına ihtiyacımız var.
Мистер Филмор, нам нужен ключ от квартиры Рут Дэвенпорт.