English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Ç ] / Çığlık

Çığlık translate Russian

2,451 parallel translation
Çığlık atmak istedim ama çıkmadı.
Я хотела вскрикнуть, но крик застрял в горле.
Neden çığlık atıyorsun?
Почему ты кричишь?
Blythe küçükken, Mantusun evinin önünde oynardı, Mantusu çıldırtmak için bağırır ve çığlık atardı. Bütün çocuklar böyle yapardı.
Когда Блайт был маленьким, он часто играл возле дома Мантуса, орал и шумел, чтобы выманить Мантуса из дома в полном бешенстве.
Bir kadın çığlık atıyordu,... bir de silahlı iki kişi gördüm.
Женщина кричала, и я думаю, что видел двух человек с оружием.
Çığlık atacağım ve atmaya devam edeceğim.
Я буду и продолжу кричать.
Eğer yardım istemek için çığlık atarsan, veya şifreli mesaj falan vermeye çalısırsan,
Но учти, если ты закричишь о помощи, Попытаешься передать закодированное сообщение или какую-либо подсказку ему, то
- Bilmiyorum, çığlık atalım?
Кто бы это ни был - он вроде уехал.
Luke bazen "olmadık bir şey" yapınca Alex çığlık atardı. Biz de "Merak etme, hayatım. Luke suyu ıLukelaştırıyor" derdik.
И время от времени у Люка происходила авария, и Алекс начинала кричать, а мы говорили : "все в порядке, дорогая, он просто делает ее тепловатой".
Onları öylece arabayla taşımış olamaz. Tam iş çıkış saatleri, çığlık atarlardı.
Не уводит же он их силой, кричащих в самые оживленные часы дня.
Çığlık çığlığa şarkı söylüyordun.
И ты пел, пел в полный голос
Çığlık çığlığa anneni çağırdığın türden.
Это когда ты просыпаешься и зовешь маму.
Tüm duyabildiğimiz bağırtı, çığlık, hatta şarkı olsa bile.
Даже тогда, когда мы слышим крик или плач, или пение.
Çığlık atar diye korktum.
И я боялась, что она закричит.
Yardım almak için çığlık atıyorsun.
Зовешь на помощь.
Her zaman yardım almak için çığlık atıyorsun.
Всегда зовешь на помощь.
Sana garip gelebilecek bir şey söylemem gerekiyor, eğer çığlık atarsam ki atmam, istemediğimden falan değil.
Я тут думала, тебе стоит кое-что знать, так, на случай, если это странно или я странная, вдруг я закричу, хоть я и не закричу, ведь я точно готова заняться сексом.
[Çığlık] Çekil...
Стой...
Köşeden dönerken çığlık atıyordum ve bir böcek yuttum.
И... и тут мы поворачиваем за угол, и я как закричу, и я проглотил жука.
Bir daha çığlık atarsan seni vururum.
Еще раз закричишь, я буду стрелять.
Çığlık atan fanlar.
Крики фанатов.
Bir adım daha yaklaşırsan, çığlık atarım.
Подойдёте ближе - закричу.
Devam et.Çığlık at.
Давайте. Кричите.
Çığlık atma sırası geldi.
А теперь кричи погромче.
Çığlık atmam, terlemem ve telaşlanmam dışında mı?
Вы имеете ввиду, кроме того, что он кричал, был покрыт потом и сыпью?
Onu görünce çığlık attı resmen.
И она буквально закричала, как её увидела.
Bu elbise Tonys diye çığlık atıyor.
Это платье кричит - Тони.
- Çığlık atabilirim.
Я могу закричать.
Daisy ve Mojo'yu birbirinden ayırma çünkü Daisy havlamaktan ziyade çığlık atar.
Не разлучайте Дэйзи и Моджо, иначе Дэйзи начнёт... хотел сказать "гавкать", но это скорее крик.
Yatak ıslatma olayını tartışabilir ya da çığlık atmaya başlayabiliriz.
У меня пациент через 15 минут. Мы можем провести это время, обсуждая ночное недержание, а можем и с пользой.
Bunların hepsi çığlık atan bir grup küçük kızın önünde oldu.
И всё это произошло на глазах кучки вопящих девчушек.
Yine de Travis'in farklı ırktan birini gördüğünde çığlık atmasını unutmak biraz zor oldu.
Тревис визжал при виде цветных.
Tek duyduğun çığlık ve bağırtılardır.
Ты не слышишь ничего кроме крика и стенаний.
Annem eve dönüp bizi gördüğünde feci bir çığlık attı.
И когда моя мама пришла домой и увидела это, она кричала как резанная.
Çığlık attığını biliyorsun değil mi?
Вы ведь понимаете что оно кричит?
İstediğin kadar çığlık at.
Кричи сколько влезет.
Çığlık atmamaya çalışıyorsun.
Ты пытаешься не кричать.
İlk kesimi yaptıktan sonra hepsi çığlık atar.
Они всегда кричат, когда я делаю первый надрез.
- Şimdi çığlık atacaksın.
Время кричать.
- Sen çığlık atacaksın!
Самое время кричать.
Eton Koleji'nde biri beni her öpmeye çalıştığında çığlık atsaydım,... bir ayda sesim kısılırdı.
Если бы я поднимал крик каждый раз, когда кто-то пытался поцеловать меня в Итоне, то потерял бы голос через месяц.
- Çığlık yok.
Без криков.
- Kızı çığlıklar hakkında her hangi bir şey söylemedi, bu yüzden Neel saldırganın yüzünü görmedi ve saldıran onun ağzını kapattı veya...
Девочка не упомянула крики, Нил либо не видел нападающего, и человек закрыл ему рот, либо...
Altına yapma, kusma, her ağzını açtığında çığlık atması.
Постоянно какает, кидается едой, В общем "случайные взрывы из всех щелей."
Kevin da çığlık atarak öğle uykusundan uyanmıştı.
Кевин только что с криком проснулся после его обеденного сна.
İsa yine yüksek sesle çığlık attı ve ruhunu teslim etti.
Тогда Иисус громко возопил и испустил дух.
Duyduğum an çığlığı arzu dolu bir çığlık sandım.
Ну, нет. Тогда я подумала, что это была, ну вы понимаете, страсть.
Koridora çıkıp çığlıkları duyana kadar.
Я это понял, когда вышел в холл, когда услышал крики.
* Uzaktan gelen bir çığlık misali *
* Чтобы услышать отдаленный крик *
O gün koruluktaydım ve küçük bir kızın çığlığını duydum ve başka bir kızın seslendiğini.
В тот день я пошел в лес я услышал крик девушки и еще крик о помощи маленькой девочки.
İçeride birinin çığlık attığını duyuyor musun?
Ты слышала, кто-то кричит внутри?
İlerleyen saatlerde evinden gelen çığlığı duyduk. Kısa süren, şöyle bir şeydi...
А затем мы услышали крик оттуда, короткий такой, типа.. "ааа!"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]