Şey gibi translate Russian
16,689 parallel translation
Onlara biraz eğlence sunarsam şey gibi birini kovmam gerektiğinde olayın etkisini azaltmış olurum demiştim.
Оказывается, подобное смягчает положение, когда тебе приходится увольнять таких как...
Belinize takılan şey gibi mesela.
Ж : Например такая штука, которая оборачивается вокруг пояса?
Sonunun şey gibi olmasını istemiyordum...
О, хорошо, эм...
Her şey olması gerektiği gibi oluyor.
Предсказания не лгут.
Sanki onlarla hiçbir şey yapmak istemiyormuşsun gibi hareket ediyorsun.
Ведешь себя, как будто ты не один из них.
Onların yaptığı şey bizim gibi yıldız gemilerini yok etmek.
Они разнесут наш корабль.
Benim tecrübelerime göre, tam Güç'ü anlamış gibi göründüğünde aslında onun hakkında ne kadar az şey bildiğini anlıyorsun.
Только начинаешь думать, что понимаешь Силу, тут же понимаешь, как мало ты о ней знаешь.
Ne zamandır her şey yolundaymış gibi davranmak yüce kaiden oldu?
С каких пор, представив что все окей, вдруг становилось офигенно нормально?
Senin gibi insanlar sizin sahip olduğunuz şey izin verirsen ilahlık olabilir Elliot.
Люди, как ты... то, что в тебе есть... это может быть божественным, если ты это позволишь.
Sadece CD elemanını ve taslak gibi bir şey yaptılar, yüz terkip olayı.
Только про того парня с диском, и они сделали набросок, как его там, фоторобот,
Ember ve Umber böyle ayarlamışlar, ve fikirlerini de açıklayacak tipler değiller. Sanırsınız ki centaur'lar yada onun gibi bir şey olmalıydı dimi?
Эмбер и Амбер так постановили, а они не из тех, кто объясняет свои великие замыслы, и можно было бы подумать что это будут кентавры или типа того, да?
Sanırım genelde takıldığın tipler inanılmaz aptalca şeyler söylediğinde sana çok zekiymişsin gibi kafa sallıyor, ama şu an ihtiyacımız olan şey fikirler.
Уверена, публика, к которой ты обычно обращаешься, послушно кивает твоим якобы умным речам, когда ты несёшь всем очевидную хрень, но нам нужны идеи.
Bir şey olduktan sonra olmamış gibi yapamazsın.
Сделанного не вернуть.
Tatlı bir şey. Aşağı bakan melek gibi falan.
Что-нибудь красивое, типа... ангела, смотрящего вниз.
Ciddi bir şey gibi geldi.
Звучит серьёзно.
Çok yönlü olmak gibi bir şey demişti.
Говорит... это как быть бисексуалом.
Yaptığın şu boks egzersiz gibi bir şey.
Это почти как занятия бокса.
- Crestbridge onun ikinci evi gibi bir şey.
Крестбридж ей как второй дом.
Yarın hiçbir şey olmamış gibi salona git.
Завтра с утра приходи в зал как будто ничего не случилось.
Yarın sabah hiçbir şey olmamış gibi salona git.
Завтра с утра приходи в зал как будто ничего не случилось.
Sanki bir şey hayat buluyor gibi.
Как будто, рождается нечто живое.
O gece oraya geldiğimde bir şey saklıyormuş gibi görünüyordun.
В ту ночь, когда я приехал, ты выглядела так, будто что-то скрываешь.
Joe Namath'a sıradan bir oyun kurucu demek gibi bir şey bu.
Это как назвать Джо Намата просто квотербеком.
Bu şey belirli bir yol izliyor gibi değil.
Не похоже, что у этой твари есть какое-то расписание.
Kaçabiliriz. Her şey olması gerektiği gibi olur.
Мы убежим, и все так и будет.
Amazon'da alışveriş yapmak gibi bir şey.
Это прям как Амазон.
Sonra da ben rahatsız oluyorum ve bir şey söylemem gerekmiş gibi geliyor.
А потом становится некомфортно мне, и я ощущаю потребность сказать что-нибудь. Отлично.
Yapabileceğiniz tek şey bu gibi günlerin geçmesini beklemektir. Yatağa girip yarın daha güzel bir sabaha uyanacağınızı umarak.
Всё, что ты можешь, это ждать других дней... так что можно пойти спать и надеяться, что проснёшься в лучшем завтра.
Burada kurallara aykırı bir şey yok gibi.
- Никаких признаков грубой игры.
Bak, bu onun için satranç gibi bir şey.
Для него это партия в шахматы.
Bir ajan ya da onun gibi bir şey mi?
Он шпион, или кто?
Pekala, Onbaşı Alex'in bedeninin bulunduğu depo odası bu arkasında tünel gibi bir şey var.
Так, кладовая, где нашли тело капрала Алекса, похоже, за ней какой-то проход.
- Onun gibi bir şey.
М : - Вроде того.
Dediğin gibi, kafamda bir sürü şey var.
И, как вы и сказали, был рассеян.
Bunun gibi değişik bir şey.
Оно могло быть таким же странным, как это?
Bu sana yapışıp kalacakmış gibi duran bir şey.
Нет-нет, ты иди.
Bu tarz incelemeler bu siteler için gizli Pentagon belgeleri gibi bir şey.
Подобная новость для этих сайтов как "Документы Пентагона".
Bu, rüzgârı ya da güneşi kontrol etmeye çalışmak gibi bir şey.
Это как пытаться контролировать ветер.
Bundaki bir şey tanıdık gibi.
Что-то мне здесь знакомо.
Bölgeyi elde etme savaşı gibi bir şey.
Или это война за сферы влияния.
Bunu gibi şeyler son zamana kadar belediyeye gönderilmiyor.. ... bana güven, son saatte onay almış binalar hakkında bir çok şey okudum.
Подобные материалы не выносятся на горсовет до поры до времени, поверь мне, я много знаю случаев утверждения строительства зданий в последний момент.
Her şey yazıyor, aynen anlaştığımız gibi.
Здесь всё, как мы и договаривались.
Bununla ilgili bilgi verirsem ödül gibi bir şey alacak mıyım?
А я получу типа... вознаграждение за имеющуюся информацию?
Her şey yoluna girmiş gibi dedim.
Я сказала, что это всё равно много.
Hayır, aslında, komik bir şey, benim yine insan hissettiriyor olduğunu Her dakika sayar gibi.
Нет, смешно, но на самом деле она позволяет мне чувствовать себя снова живым, потому что каждая минута на счету.
Bu Papa'nın Sophia Loren'le çıkması gibi olur. Asla böyle bir şey olmayacak.
Подобно свиданию папы римского с Софией Лорен, этому никогда не бывать.
Demek tanrı gibi hissetmek böyle bir şey.
Так вот каково быть Богом.
Buradaki kızlar büyüyüp Bayan Dunhill gibi olmak istiyorlar. Bu iyi bir şey. O önemli.
Девочки, они все хотят вырасти и быть как м-с Данхилл, и это хорошо, потому что она успешна.
Tamam, her şey eskisi gibi olsun istiyorum.
Я хочу, чтобы всё было как раньше.
"Kennedy'yi seviyorum. Annem Jackie'nin ağabeyiyle aynı okula gitti," gibi bir şey, değil mi?
Вы обожаете Кеннеди, ваша мама училась в школе с братом Джеки или что-то вроде того, так ведь?
Etkileyici bir şey sanmıştım. Savcının tek asistanı gibi.
Я думала, это что-то впечатляющее, типа, ты помощник прокурора.