A black traducir turco
13,388 traducción paralela
So your analysis of his character notwithstanding, I've activated a black ops team.
Dolayısıyla yaptığın karakter analizi aksini göstermesine rağmen gizli operasyon ekibini harekete geçirdim.
So I've activated a black ops team.
Dolayısıyla gizli operasyon ekibini harekete geçirdim.
Marrying an old man with a black tongue at your tender age makes sense?
Bu kadar genç yaşta kara dilli, yaşlı bir adamla evlenmek saçma değil yani?
I bought that girl a black tourmaline bracelet, and now that shit's on ebay.
Bu kıza siyah tumalinden bilezik aldım ve şimdi Ebay'de satışa sunulmuş.
- You believe in a black hole, man.
- Sen kara deliğe inanıyorsun dostum.
These days any man who can sew a black flag and get 10 fools to follow him can take a prize.
Bugünlerde herkes siyah bir sancak dikip on aptalı ganimet için peşinden gelmeye ikna edebilir.
You could have a white kid stab someone to death and he'll get less time than a black kid caught with a minuscule amount of drugs.
Bir beyaz çocuk birini bıçaklayarak öldürebilir. Ve küçük miktarda uyuşturucuyla yakalanmış siyah bir çocuktan daha az ceza çeker.
Like there's a black hole in my brain and it keeps expanding.
- Sanki beynimde bir delik var gibi. - Ve sürekli genişliyor.
Like there's a black hole in my brain that sounds like a phone.
Telefonun sesi tıpkı beynimin içindeki kara delikten geliyormuş gibi değil mi?
I'll get you a black eye patch. You'll be like a proper pirate.
- Tam bir korsan gibi olacaksın.
Traffic cam picked up a black Escalade.
Trafik kameraları siyah bir Escalade tespit etmiş.
The last thing my father wanted to do was to raise a black criminal.
Babamın en istemediği şey bir suçlu yetiştirmekti.
We've a black male, but need verification.
Siyahi bir erkek fakat teyit etmemiz lazım.
He's a black man being chased by the cops... oh, with special bullets.
Özel mermileri olan polisler tarafından kovalanan siyahi bir adam.
You know, there's somethin powerful about seeing a black man that's bulletproof and unafraid.
Kurşungeçirmez ve korkusuz zenci bir adam görmenin çok etkileyici bir yanı var.
♪ Now we got a hero for hire And he a black one ♪
Zenci olması cabası Artık bizim de bir kahramanımız var
Who would have thought a black man in a hoodie would be a hero?
Kapüşonlu, zenci bir adamın kahraman olacağı kimin aklına gelirdi?
He'd just breakfasted on eggs, toast, and a black coffee. His last breakfast.
Kahvaltıda yumurta, tost ve sade kahve içti, son kahvaltısı tabii.
There's a black man in our kitchen cooking eggs.
Mutfağımızda yumurta pişiren siyahi birisi var.
Just a black coffee, thanks
Sadece sade bir kahve.
There's a black smudge there.
Burada siyah bir leke var.
Whenever I see a black man being chased by armed officers, my guard goes up.
Polisler tarafından kovalanan siyah bir adam gördüğümde hemen gardımı kaldırıyorum.
And that very same LAPD saw a black man driving too fast, and they did what they do.
Ve yine aynı LAPD, sadece hızlı araç süren siyah bir adam gördü ve her zaman yaptığını yaptı.
He's a black man being hunted by the police.
Kendisi polis tarafından kovalanan siyahi biri.
A black man as the public face for one of the world's biggest corporations.
Siyah bir adam, dünyadaki en büyük şirketlerden birinin marka yüzü.
You mean a black person?
Siyahi biri için mi diyorsun?
This is the United States of America, and we are defending a black man who is fighting to prove his innocence. Now, I know
Amerika Birleşik Devletleri'ndeyiz ve masumiyetini kanıtlamaya çalışan siyah bir adamı savunuyoruz.
What is this, a double black diamond?
- Çift siyah elmas pisti mi bu?
I wish it was a triple black.
- Keşke üçlü olsaydı.
I asked his pal, Kendu Wallace, why they called him Black but he didn't know.
Arkadaşı Kendu Wallace'a sordum ama neden Kara dediklerini bilmiyormuş.
Have you ever heard of a gemstone called black tourmaline?
Hiç siyah turmalin denilen değerli taşı duydun mu?
It's a pitch-black gemstone and it casts negative energy away.
Zifiri kara bir değerli taştır ve durmadan etrafa negatif enerji yayar.
That Malcolm survived because he used his big, black cock as a flotation device.
Malcolm hezimete uğramadı çünkü kurtarma planı olarak koca, kara aletini kullanıyor.
I feel a little conspicuous with the black eye.
Morarmış bir gözle çok dikkat çekiyorum gibi.
Oh, well, by all means, then, let us hand over the lamb to be a plaything for that twisted, black-hearted wolf.
- Tabii ya, o zaman bırakalım da kuzucuk o sapık, kötü kalpli kurdun elinde oyuncak olsun.
All that "keep Harlem black" rack-a-bully-ack might get you re-elected.
"Harlem zencilerindir" tantanası sayesinde yeniden seçilme ihtimalin var.
A free black man.
YAKINDA CRISPUS ATTUCKS HESAPLI KONUTLAR Özgür bir siyah adam.
This shooting comes just days after rising tension between black and Latino street gangs after a multiple shooting at a Harlem junkyard.
Bu saldırı, siyahi ve Latin kökenli sokak çetelerinin Harlem'deki bir hurdalıkta silahlı çatışmaya girmesinin ardından yaşandı.
Some big black dude in a hoodie takes on direct bullet shots... slaps, punches and pulls people all over the place and doesn't kill a single one?
Kapüşonlu dev gibi bir zenciye doğrudan ateş ediyorlar adam herkesi tokat manyağı yapıyor ama biri bile ölmüyor mu?
Look, in Harlem, black, wearing a hoodie...
Harlem'de kapüşon takmış zenci...
"three black peppercorns in a glass of port,"
"Bir bardak şaraba, üç parça karabiber atarsan..."
Especially a nice piece of black meat. Sweet. Juicy.
Özellikle siyah bir parça et, tatlı ve sulu olur.
He was on his way to visit his grandma, who was a little black boy named Token.
"Büyükannesini ziyaret etmeye gidiyordu ki büyükannesi de Token adında siyahi bir çocuktu."
But... he lived a long life, had 15 grandchildren, fought bravely with the all-black brigade in Italy...
- Muhtemelen dedim. Ancak o çok uzun bir hayat yaşadı, 15 torunu vardı İtalya'da siyahi askeri birlikle çok cesurca savaştı...
Used to be if you took a really nasty job- - like when you did black cock down?
Eğer gerçekten pis işler yaptıysan. Şu yaptığın sik bağlama olayı gibi mi?
The world needs more black men willing to make a difference.
Dünyanın fark yaratmaya gönüllü daha çok siyahi insana ihtiyacı var.
Nicole had a bruised face, black eye, bleeding lip.
Nicole'un yüzü, gözü morarmış ve dudağı kanıyormuş.
But black women, on the other hand, might be a problem.
Ama siyahi kadınlar bizim için problem olabilir.
I just left private practice, gone back to the L.A. D.A., gonna be the first black assistant attorney in office.
Özel ofisimden yeni ayrılmıştım. Los Angeles Bölge savcılığına gittim. Bürodaki ilk siyahi başsavcı yardımcısı olacaktım.
We're gonna have a downtown jury, which means heavily black.
Jüri merkezden oluşacak, yani çoğu siyahi.
I don't have to give anyone here a civics lesson about the historic injustices visited upon black men for no other reason other than they're black.
Şimdi size siyahi insanlara sadece siyah oldukları için yapılan haksızlıkları anlatarak tarih dersi vermeme gerek yok.
a black man 16
a black hole 26
black 1269
blackmail 201
blackbird 40
blackie 65
blackjack 50
blackout 28
blacky 27
blackstone 17
a black hole 26
black 1269
blackmail 201
blackbird 40
blackie 65
blackjack 50
blackout 28
blacky 27
blackstone 17
blackwell 20
blacksmith 37
blacks 28
blackouts 25
blackbeard 20
blackburn 31
black ops 30
black and white 65
black hair 47
black hole 22
blacksmith 37
blacks 28
blackouts 25
blackbeard 20
blackburn 31
black ops 30
black and white 65
black hair 47
black hole 22
black tie 18
black swan 17
black eyes 26
black guy 29
black coffee 31
black man 25
black holes 21
black sheep 26
black magic 26
blackham 22
black swan 17
black eyes 26
black guy 29
black coffee 31
black man 25
black holes 21
black sheep 26
black magic 26
blackham 22