English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / A name

A name traducir turco

31,311 traducción paralela
He's really made a name for himself.
Çok ünlü oldu.
Leave a name and number after the beep.
Bip sesinden sonra isminizi ve numaranızı bırakın.
If you were human, there'd be a name for what you are.
İnsan olsaydın, olduğun şeyin adı olurdu.
Yeah, but I need a name.
Evet, ama bir isme ihtiyacım var.
Right, because everyone... Everyone has a name, right'?
Doğru, çünkü herkesin bir adı vardır, değil mi?
That is not a name I have ever heard before in my life.
Bu ismi hayatımda daha önce hiç duymadım.
Immunity is on the table in exchange for a name.
Bir isim vermeniz karşılığında, dokunulmazlık seçenekler arasında.
Katie, does that bird have a name?
Katie, bu kuşun bir adı var mı?
No. Not 10K as in a name.
Hayır, 10K isim olarak değil.
Does he at least have a name?
Soy ismin var mı?
We have a name. His brother called in, said he's gone missing.
Erkek kardeşi arayıp kayıp olduğunu söylemiş.
Here's a name tag for you to wear around your neck.
Bu da boynunuza takmanız için isimliğin.
Everyone feels better when a thing has a name.
İsmi olunca insan kendisini daha iyi hissediyor.
I want a name!
İsim istiyorum!
You will give me a name.
Bana bir isim vereceksin.
I can't give you a name!
Sana bir isim veremem!
Looks like a homicide. You call me by the name of my first shell, Pollux.
İlk kabuğumun adı Pollux'la hitap edebilirsin.
On May 22, the U.S. military is conducting a massive so-called "training exercise," code name "Jade Helm," that involves ferrying all the government elite into deep, underground bunkers as "a drill."
22 Mayıs'ta amerika ordusu güya "eğitim" diye kod adı "Jade Helm" ile, tüm hükümettekileri yeraltındaki sığınıklara götürecek buna tatbikat diyecek.
You know, the name was Atelier Papa Crenn, so it's a pretty natural way of thinking about the name.
Oranın adı Baba Crenn'in Atölyesiydi... yani bu ad doğal olarak aklıma geldi.
It's a very, very complex sauce, much more complex than any classical French sauce you could name.
Çok karmaşık bir sos... aklınıza gelen bütün Fransız soslarından daha karmaşık.
"No, no, please take a selfie." I said, "No, they might announce my name."
"Lütfen selfie çekelim." "Yo, adımı söyleyebilirler" dedim.
Okay, it's... the voice thing we need to say, um... the name of a department.
Tamam, galiba şeyi söylememizi istiyor hangi bölümü aradığımızı.
I believe she said a different name.
Sanıyorum farklı bir isim söylemiş.
Although just "San Francisco Bay's doctor, name withheld." Fell of a cliff.
"Adı sır gibi saklanan San Francisco Bay'in doktoru falezden düştü."
Look, when you were living in Oxford, did you happen to know a girl by the name of Hanna Reid?
Oxford'da yaşadığınız zamanlar, Hanna Raid adında birini tanır mıydınız?
My name is Aaron Donner, and I have information on a secret organization that operates worldwide.
Benim adım Aaron Donner ve elimde dünya çapında yürütülen gizli bir teşkilata dair bilgiler var.
Look for a bank account in Prague in her mother's name.
Prague'da annesinin adına olan banka hesabına bir bakın.
We don't want to name our new super crew after a bird.
Yeni süper ekibimize bir kuşun adını vermek istemezsin.
My name is Philip, and I'm a heroin addict.
Benim adım Philip ve ben eroin bağımlısıyım.
We'll come up with a fake name, and It'll all work out.
Sana sahte bir isim buluruz, böylece herşey yoluna girer.
They'll get your name on a chart.
İsminizi listeye yazarlar.
I mean, last time, sure he showed up half-naked, like, swinging a sword around, yelling my name.
Sın geldiğinde yarı çıplak gelmişti etrafta kıIıcı sallıyor ve adımı bağırıyordu.
Name a place no one wants to go.
Kimsenin gitmek istemeyeceği bir yer söyleyin.
Why don't y'all name a place no one wants to go.
Neden hiçbiriniz, kimsenin gitmek istemeyeceği bir yer söylemiyorsunuz?
Well, if we cross-reference that name with a list of patients, we can see...
Bu ismi, hasta listeleriyle karşılaştırırsak, böylece gör...
My name is Stanley Dexenberry, though I'm quite sure all of you already know me... thanks to my one-man show, "Stanley Dexenberry, a One-Man Show."
Adım Stanley Dexenberry. Kaldı ki hepinizin beni önceden tanıdığından eminim. "Stanley Dexenberry, Tek Kişilik Gösterisi." sayesinde.
Can I have the name of a fairy tale?
Bana bir peri masalı ismi söyleyebilir misiniz?
Every time she cries, or she laughs, she takes us to a place that we don't know the name of.
Her ağladığında veya güldüğünde bizi adını bilmediğimiz bir yere götürüyor.
Then maybe we can name something after a woman.
Belki o zaman bir şeye kadın ismi veririz.
Now we've got the name of Jacob's psychiatrist, a Dr. Crowley.
Jacob'ın psikiyatristinin adı elimizde. Dr. Crowley.
To destroy a dead man's good name while his wife sits in the other room chewing Valium?
Yan odada eşi sakinleştiricileri şeker gibi çiğnerken adamın namını mahvetmek için.
Has the name of a man, but... is a ghost.
Bir insan ismine sahip ama aslında hayalet.
You can't just have two people in a family, Paul. Name one family that's two people.
İki kişiyle aile olmaz Paul, iki kişilik bir aile söylesene bana.
My name is Freddie, and I'm a... "
"Benim adım Freddie, ben bir..."
And if I didn't remember everyone's name, I got a very strong electric shock.
Partidekilerin isimlerini hatırlayamazsam vücuduma elektrik şoku veriliyordu.
I want a name!
isim istiyorum!
In the midst of the, uh, presidential campaign, an ad was released about a person by the name of Willie Horton.
Başkanlık kampanyasının ortasında Willie Horton adında bir kişi hakkında bir duyuru yayınlandı.
ALEC sounds like the name of a high school lacrosse player who just got baked and wrecked his dad's Saab.
ALEC AMERİKAN YASAMA DEĞİŞİM KONSEYİ ALEC, otla kafayı bulup babasının Saab'ını hurdaya çeviren liseli bir hokey oyuncusunun adına benziyor.
They just have a different name.
Sadece isimleri farklı.
The name isn't Guy, it's Louis, and I had a two-gallon bottle of prune juice in the refrigerator.
- Adamın değilim ismim Louis. Dolapta 10 litre erik suyum vardı.
I do, because you didn't pick my name out of a phone book.
Ben söyledim çünkü benim adımı öylesine bir defterden çıkarıp seçmedin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]