English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / Act one

Act one traducir turco

1,838 traducción paralela
They play pan flute music like the others, but they talk and act like one of us.
Diğerleri gibi pan flütü çalıyorlar ama bizden biri gibi konuşuyor ve davranıyorlar.
Of all wines, you had to open this one tonight, huh?
Ulan aça aça bu şarabı mı açtın bu akşam?
There's no one to act.
Oynayacak kimse yok.
I thought you wanted to act in one.
Bir filmde oynamak istediğini sanmıştım.
Didn't wear a condom then, didn't want to wear one during the act.
O zaman kondom takmadıysa sonra da takmaz.
act like one and keep your promises.
Öyle davran ve sözlerini tut!
To make up for last night's trouble. I think I owe you one.
Dün gece başına açtığım belalardan dolayı sana borçlu olduğumu düşünüyorum.
For one, the act is terrorism, for the other, they are freedom fighters.
Birisi için bu hareket terörizmdir, digerleri içinse onlar özgürlük savasçisidir.
Hey, did you know that because of one single thief, it has caused this much trouble?
Hey, tek bir hırsızın ne kadar çok soruna yol açtığını biliyor musun?
We need to get her to commit one act of evil.
Ona bir şeytani hareket öğretmeliyiz.
- Honey, we were watching one of his blooper videos, and she asked.
Tatlım, şu komik videolardan izlerken, sohbetini açtı.
Soldiers sealed off the street and fired into the crowd. One of the first Soviet vehicles into Czechoslovakia... The students call the protests in Paris cultural revolution.
Başkanı seçildi Mexico City'de 5000 öğrenci sokaklara döküldü 2000 asker kalabalığa ateş açtı 500 kadar ölü var İlk Sovyet tankları Prag'a ulaştı ve yarım saat sonra Paris'deki olaylar öğrenciler tarafından "Kültür Devrimi" olarak adlandırılıyor.
It's amazing that Gudrun, who considers things very rationally and intelligently, by one foolish act, experienced a holy self implementation.
Beni şaşırtan şey, aslında gayet mantıklı olan ve zekice düşünen Gudrun'un bu olay sayesinde, boyutları sarhoşluğa varan bir... "kendini buluş" olayını yaşamasıdır,
I guess maybe I act like your mother sometimes because I never had one.
Sana anne gibi davranıyor olabilirim, çünkü benim hiç annem olmadı.
But after that courageoυs act... ... that you showed me against the one they call Derek... ... maybe someday we coυld become friends.
Ama Derek isimli şahısın karşısında gösterdiğin o cesur hareketten sonra belki bir gün arkadaş olabiliriz.
No one could say if the disease was the cause of the accidents.
Kimse bu illetin kazalara yol açtığını dile getiremiyordu.
We're handing out candy one minute and the next she's yelling at me in that ridiculous pumpkin suit.
Şeker dağıtmak için kapıyı açtık ki bir baktım ağlayarak karşımda belirdi hem de bal kabağı kostümüyle!
What do you mean you got no one in the area to turn the power on?
Elektiriği açtırmak için civarda elemanınız yok da ne demek?
The truth is no one knows what causes autism.
- Doğrusu şu ki : Kimse neyin otizme yol açtığını bilmiyor.
Not after one of my associates stepped forward to take the plaintiff's case, effectively allowing me to seal it behind, what's it called again, a Chinese Wall?
En azından firmamızdan biri davalının avukatı olduktan sonra hiç gerekmez. Sen o raporu Çin Seddi'yle gizli tutmamızın yolunu açtın.
But each year, For only a few weeks, rain comes to Natron and a grand act of creation takes place, one of Africa's last great mysteries.
Ancak her yıl, sadece birkaç haftalığına Natron'a yağmur gelir ve muazzam bir yaratılış sahnesi perde alır. Bu Afrika'nın en büyük gizemlerinden biridir.
So he puts the kiosk in the middle to pay no one.
Kimseye haraç vermemek için büfeyi tam ortaya açtı. Hak ettiğini buldu.
Act One.
Bölüm bir.
You got one more time to open up your mouth!
Bir defa daha ağzını açtın!
Qatar, one of the world's richest states, has opened its doors to the best universities.
En zengin devletlerden biri olan Katar'da en iyi üniversitelerine kapılarını açtı.
In honor of the chosen one, as my first official act as your queen I'm going to go back and say the line again.
Seçilmişi onurlandırmak için, Kraliçe olarak ilk emrim geri dönüp repliği yeniden okumak olacaktır.
But when I think we're ready, I have the bus driver put on a song something I've chosen, one we all know.
Ama hazır olduğumuzu düşünürsem, otobüs şoförüne bir şarkı açtırıyorum benim seçtiğim ve hepimizin bildiği bir şarkı.
About one bottle's worth.
- Bu şişeyi açtığımızdan beri.
You're a sexy, classy lady, and you act like one.
Seksi ve mükemmelsin ve öyle davranıyorsun.
I need you to act like one.
Öyle davran.
That way, when they open the crates in Denmark, no one's the wiser.
Bu şekilde, Danimarka'da sandıkları açtıklarında, durumu kimse çakmaz.
Cutting one's member with a penknife is a profoundly irrational act.
Bir çakıyla kendini kestin. Bu çok mantıksız bir hakeret.
Every single memory I have is one act of kindness after another.
Tek hatırladığım bana karşı yaptığı bitmek bilmeyen iyilikleriydi.
Their daughter was held for one day, one hour and 11 minutes before Jerry and Buster made their first ransom call.
Jerry ve Buster fidye istemek için ilk telefonlarını açtıklarında kızları bir saat onbir dakikadır alıkonulmuş durumdaydı.
We found one of the security cages wide open, and we started turning on the lights.
Güvenlik ızgarasının açık olduğunu görünce ışığı açtık.
The one who doesn't pee on being born but sues the doctor.. .. will become a big litigator.
İnsan doğarken işemeyebilir ama... doktorun yanlışı dava açtırır.
Every single one of you needs to act with caution.
Herkesin çok dikkatli olmasını istiyorum.
You must learn to act as one unit on both ends of the court.
Oyun alanının her iki tarafında da birlik olmayı öğrenmelisiniz.
No one should act on their own.
Hiç kimse şahsi hareket etmemeli!
One who still had a dream, and was willing to test his courage. Even risking his life to rediscover the true purpose of his life, and, without knowing it, open the world of dreams for all other creatures.
Onun hala hayalleri vardı... ve bütün diğer canlıların... hayal dünyasını açtığını bilmeden... hayatının gerçek amacını yeniden keşfetmek için... hayatını riske atarak... cesaretini test etmeye gönüllü oldu.
Like all important events in our lives the act of love is a one off and can't be repeated.
Hayatlarımızdaki bütün önemli olaylar gibi sevme faaliyeti de tekrarlanabilir bir şey değildir.
In which the unique act of love is committed many times by one person losing its special nature.
Orada, eşsiz sevişme duygusu bir kişi tarafından defalarca - sevişmenin doğasına ters bir şekilde -... gerçekleştirilebilir...
Kureha, between the Act 2 and Act 4, choose one to do
Kureha, 2. ve 4. perde arasında bir tercih yapmak zorundasın.
It was time to bring a new sheriff to town... ( horse whinnies )... one who knew how to act like a president.
Kasabaya yeni bir şerif getirmenin zamanı gelmişti bir başkan gibi davranmasını bilecek biri.
If one of your men was lost, you'd act fast!
Adamlarınızdan biri kaybolsaydı, çoktan harekete geçerdiniz!
" One must act.
Bazen harekete geçmek gerekir.
Act like one.
Öyle davran.
So we did some gender bending with that--that one act by that french guy.
Bu yüzden şu Fransız adamın sahnelerinden birini yapmak için erkek kılığına girmiştik.
And they thought that the other one left it for them.
Her ikisi de diğerinin o siteyi açtığını düşünmüş.
Act like one.
Böyle davran.
Each time the demon opens the door, he admits only the molecules that he chooses, heating the one room and cooling the other.
Cin, kapıyı her açtığında sadece seçtiği molekülleri kabul eder. Bir odayı ısıtır, diğerini soğutur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]