Activity traducir turco
4,974 traducción paralela
The FBI confirms the level of activity of our dear friends at the Secret Service.
FBI aktivitenin derecesini Gizli Servis'teki sevgili arkadaşlarımıza bildirir.
Cold water reduces circulation to the brain, thereby reducing the metabolism and motor activity.
Soğuk su beyne giden kanı dolayısıyla da metabolizma hızını ve motor aktiviteyi azaltır.
There are episodes of activity.
Ara sıra hareket ediyor.
According to this, theres been a major influx of activity around the mine.
Buna göre madenin çevresinde büyük bir hareketlilik var.
I-it shuts down brain activity, causing rapid paralysis and respiratory failure.
Beyin fonksiyonlarını durduruyor,... hızlıca paralize ediyor ve solunumu çökertiyor.
When you reach that state, I need you to perform some sort of physical activity so that your muscles will echo that movement in this realm.
O aşamaya eriştiğinde senin bazı fiziksel tepkiler vermeni isteyeceğim bu sayede kasların da o alemde bunun yankılamasını yapacak.
We've just had activity on Monica Chatwin's phone.
Monica Chatwin'in telefonunda az önce aktiflik yakaladık.
There has still been no official statement on reported abnormal magnetic activity, or why the temporarily opaque dome suddenly cleared.
Rapor edilen anormal manyetik faaliyetden dolayı, ve kubbenin birden mat yüzeyinin yok olmasıyla ilgili, hala resmi bir açıklama gelmedi.
What alleged activity are we exactly talking about?
Tam olarak hangi iddialardan bahsediyoruz?
However, drone surveillance has shown heavy activity near the the Afghanistan / Pakistan border,
İnsansız uçaklar Afganistan-Pakistan sınırında hareketlenmeler tespit etti.
Now, combine that with the output of all the other volcanic activity on the planet.
Şimdi, bu sonucu gezegendeki diğer tüm volkanik etkinliklerle birleştirin.
I checked for suspicious activity around the playground.
Parkın etrafında yaşanan şüpheli olayları araştırdım.
Might there not be an innocent explanation for all this activity?
Bütün bu hareketliliğin masum bir açıklaması olmayabilir mi?
I mean, illegal activity. Breaking into places, getting guns?
Yani yasak faaliyetler, haneye tecavüzler, silah almalar falan?
Worst-case scenario, it's too much activity, completely fries your cortex, and you lose all cognitive ability.
- En kötü ihtimalle fazla etkileşimden beynin komple yanar ve tüm bilişsel yeteneğini kaybedersin. Sakin ol.
There's almost no activity.
Bu doğru olamaz.
This time with concomitant catastrophic decrease in brainwave activity.
Bu sefer beraberinde beyin dalgalarındaki yıkıcı azalma geldi.
Kidnap, attempted murder, murder, conspiracy, perverting the course of justice, sexual activity with a child.
Adam kaçırma, cinayete teşebbüs, cinayet, komplo, adaleti yanıltma, bir çocuk ile cinsel aktivite.
Did an offence take place between you and Carly Kirk, namely sexual activity with a child under the Sexual Offences Act 2003?
Carly Kirk ve sizin aranızda "Çocuk istismarı" olarak adlandırılabilecek "Cinsel Münasebet Suçları Yasası 2003" kapsamında herhangi bir şey oldu mu?
Superintendent Hastings will be submitting your case file to the Crown Prosecutor for the purpose of seeking authority to charge you with the following offences - murder, conspiracy to murder, perverting the course of justice, sexual activity with a child.
Kraliyet Savcısı'na göndereceğini bildirmeye geldim. Cinayet, cinayet komplosu, Adaleti yanıltma,
In respect of sexual activity with a child - .. on the grounds of insufficient evidence, there will be no charge at this time.
Bir çocukla cinsel münasebette bulunmak suçundan kanıt yetersizliğinden dolayı yargılanmayacaksınız
It's an alarm in case of spectral activity.
Hayalet hareketlerine karşı bir alarm.
- Do you realize we log all of your Internet activity here?
- İnternet hareketlerinin... kaydını tuttuğumuzu biliyor muydun?
I cannot be part of a criminal activity!
Bir suça ortak olamam!
... CQ's reporter had arrived in the area to make a report on hyperreligious groups whose activity relates to the complex spiritual legacy
... CQ muhabiri, karışık ayinsel kalıtları olan aşırı dinci gruplar hakkında rapor hazırlamak için bölgeye vardı.
A little EMF activity, but mostly... silence.
Biraz da EMF geri kalanı sessizlik.
Listen, you, uh, if you catch wind of any other demon activity, Give me a holler, all right?
Dinle eğer başka bir şeytan olayı ile karşılaşırsan bana haber ver olur mu?
Seismic activity, radiation...
Sismik aktiviteler, radyasyon...
Without Davina, we can no longer monitor the activity of our witch neighbors.
Davina olmadan etraftaki büyüleri kontrol edemiyoruz.
I've seen a lot of activity the last 48 hours there.
Son kırk sekiz saattir orada bayağı bir hareketliliğe şahit oldum.
A little extracurricular activity could go a long way in getting your badge back.
Küçücük bir yetki dışı operasyon rozetini geri almanı biraz daha geciktirir.
He was working for Cesar and... said there's been a lot of activity on his uncle's property the past couple days.
Cesar'a çalışıyordu ve geçtiğimiz günlerde amcasının malı mülkü üzerinde birçok hareketlilik olduğunu söyledi.
This is the omore, an optical scanning device that uses infrared light to map the subject's brain activity so we can watch what happens when the fusiform face area becomes disconnected from the amygdala.
Bu bir omore. Kızıl ötesi ışınları kullanarak deneğin beyin aktivitelerini saptayan bir optik tarayıcı. Böylece fusiform yüz alanı, amigdala ile bağlantısını koparınca ne olduğunu görebileceğiz.
Okay, so, Dr. Lark is attaching omore, a helmet rigged with fiber-optic cables that'll let us map Anna's brain activity while you talk to her.
Dr. Lark omoreyi yerleştiriyor. Fiber optik kablolardan oluşan bu başlık sayesinde siz Anna ile konuşurken, onun beyin aktivitelerini inceleyebileceğiz.
The... the metabolic activity in the frontal and the parietal regions of the brain is consistent with a patient in a vegetative state.
Beynin ön ve yan bölgelerindeki metabolik aktiviteler hasta bitkisel hayattaymış gibi.
All right, so what we do is, we subdue all the neural activity, and then we administer antiviral drugs.
Yapacağımız şey bu. Tüm sinirsel aktiviteleri yavaşlatacağız ve sonra virüs önleyici ilacı vereceğiz.
She has a lot of cerebral activity.
Beyni çok hareketli bir süreçten geçti.
Still no brain activity.
Beyninde hâlâ aktivite yok.
This kind of mutilation usually presents as cult activity.
Bu tür bir deşilme genellikle bir tarikat faaliyeti olarak kendini gösterir.
When would you schedule a dawn activity?
Gün doğumu aktivitesini ne zaman yapmamız gerekiyor sizce?
There's no activity around the perimeter of the clinic.
Kliniğin etrafında herhangi bir hareket yok.
I'm talking zero activity.
Sıfır aktiviteden bahsediyorum.
Why don't we have Eric check the area for cell phone activity around the time of the jump?
Atladığı sırada Eric'e söyleyelim bölgedeki cep telefonu hareketlerine baksın?
Cell activity in the vicinity of the bridge around the time Hill's body was dumped.
Hill'in cesedi köprüden atıldığı sırada çevredeki telefon hareketleri.
Agent Clark was part of a joint task force investigating the Navy's concern about sailors on shore leave engaging in criminal activity.
Suç çekici kıyıya izinli denizcileri Donanması'nın endişe soruşturma Ajan Clark Tim'deydi parçası oldu.
They're not retrofitted for seismic activity.
Onlar sismik aktivite için sonradan değildir.
Still no activity on Peyton's cell.
Peyton'ın telefonunda hâlâ bir hareket yok.
- Hang on. This is a real time link to the IP activity on Hagen's account, courtesy of our friends downstairs.
Hagen'ın hesabındaki internet hareketliliğini gören gerçek zamanlı bir bağlantı bu.
Yeah, a bunch of strange activity from the company's server caught the attention of the S.E.C.
Evet, şirket serverlarındaki garip bir hareket Sermaye Piyasası Kurumu'nun dikkatini çekti.
Monitor his online activity, as well.
Monitör onun da online aktivitesi.
They know you've been helping me, so they're watching you, too- - our cell phones, our online activity.
Bana yardım ettiğini biliyorlar yani, seni de izliyorlar telefonlarımız, online aktivitelerimiz.