Air one traducir turco
1,156 traducción paralela
And we top it off with one of our seven air fresheners.
Ve yedi hava ferahlatıcımızdan biri ile son noktayı koyuyoruz.
One hand on your heart, the other in the air.
Bir el kalbin üstünde, diğeri havada.
With âteva moments before Air Force One having him on board Kennedy landed at the airport international Tempelhof.
Birkaç dakika önce, Joseph Kennedy ve eşini taşıyan Hava Kuvvetleri 1 uçağı Tempelhof Uluslararası Havaalanına indi.
This is Air Force One calling, stand by for the President.
Burası Air Force Bir, Başkan görüşecek.
They are blown up, like a balloon,... and the little wooden peg is placed in one end to prevent the escape of air.
Balon gibi şişirilip,... bir ucuna da ahşap bir dübel yerleştiriliyor ki hava dışarı kaçmasın.
One night, I watched Doña Querida... at the window in her slip... and noticed, for the first time... how a woman's underclothing barely touches her skin... how it rides on a cushion of air as she moves... how the silk floats about her body... brushing her flesh like an angel's wings... and I understood how a woman must be touched.
Bir gece, Doña Querida'yı pencerede kombinezonu içinde izledim ve ilk defa fark ettim bir kadının iç çamaşırının nasıl tenine pek az dokunduğunu hareket ederken rüzgarda nasıl süzüldüğünü bir meleğin kanatları gibi bedenine değerek vücudunda ipeğin nasıl hareket ettiğini ve bir kadına nasıl dokunulması gerektiğini anladım.
Bellows breath. lt's quick intakes followed by one long intake of air.
Körük gibi nefes alıp verme. Burundan derin bir nefes aldıktan sonra arka arkaya hızlı nefes alıp verme.
French air force pursuit planes were successful in bringing down one of the bombers.
Fransız Hava Kuvvetleri uçaklardan birini düşürmeyi başardı.
After all, I did get to dance with the president... and ride in Air Force One a couple of times.
En azından Başkan'la dansettim. Bir iki defa Air Force One'la uçtum.
More air than one often sees in Bath.
Bath'da görülenlerden daha havalı bir adam.
Out of 150 U.S. Army officers on this base you are looking at the only one with actual air combat experience.
Bu üste bulunan 150 Amerikan Ordusu subayı içerisinde gerçek hava çarpışması deneyimine sahip tek kişiye bakıyorsun.
Countless missions in Africa and not one air to air kill. Is that right?
Afrika'da sayısız görev ve tek bir havadan havaya öldürme yok, değil mi?
- There's only air for one.
- Hava sadece bir kişiye yeter.
And he hid in one of the air locks.
Sonra hava kilitlerinden birinin içine saklandı.
- If you think I'm going to allow you to publicly mock one of our most respected hosts on air just for the sake of higher ratings you and I are going to get along just fine!
- En saygı değer çalışanımın programını, sırf iyi tepki alıyor diye canlı yayında baltalamana izin vereceğimi sanıyorsan seninle iyi anlaşıyoruz demektir.
No one's touching my rear, and it's way, way up in the air. Oh, and they have us neutered.
Kimse popoma dokunmuyor ve füze gibi havaya bakıyor.
Of course, there's not much you can do with one hand up in the air.
Gerçi bir elim havadayken yapabileceğim pek bir şey yok ama...
Full air. - Yes. This is the new one?
Bu yeni, değil mi?
Echo One, Welcome Wagon is in the air.
Eko-1. Hoşgeldin vagonu havada.
It's Air Force One, for crying out loud. Still he gets sick.
Air Force 1'deyiz, ama yine de midesi bulanıyor.
We'll be in Air Force One shortly, President Douglas.
Birazdan Hava Kuvvetleri 1'de olacağız Başkan Douglas.
That one day I'd breathe free air.
Bir gün, özgür bir nefes alabileceğimi.
Eighty-one American civilians and a number of U.S. Marines... will lose their lives in this air strike.
Seksen-bir Amerikan vatandaşı ve bir düzine donanma askeri de... bu saldırıda hayatını kaybedecek.
You don't go around changing station policy on air! - I'm the one who has to...
- Niye ben anlamak zorundayım?
We're incoming on Air-vac One with two major traumas.
Yedi yaşında bir çocuk ve babası, birçok travmaları var.
- Go ahead, Air-Vac One.
- Devam et Hava Kurtarma Bir. - Vantilatör gerekecek...
You know, that one week out of the year I get to sit on my butt allowing yours to experience light and air.
Kaba etimin üzerine oturup dinlenmek için koca yılda sadece bir haftam var. Bu sayede seninki de biraz olsun hava ve ışık görebiliyor neyse ki.
This is Air Mobile One to base.
Merkeze, bu Uçuş Mobili Bir.
Probably through one of the air vents.
Muhtemelen hava tünellerinden biri yoluyla.
Now, the latent image, the one we're interested in, is found in the byproduct of that explosion, in the finely-dispersed sodium metal that coats the interior of the air bag.
Şimdi, ilgilendiğimiz şey şu belirsiz siluet hava yastığının içini kaplayan sodyum metalin hafif şekilde patlamasına neden olan yan üründe bulunur.
Now, I told you - Oh, those cards are from Air Force One... and they only give you so many packs.
Dediğim gibi, onlar Hava Kuvvetleri kartlarıydı ve sadece çok az kişiye veriliyor.
I should be in the "A" building in one of the air-conditioned rooms.
"A" binasında klimalı odalardan birinde olmalıydım.
Gentlemen! Welcome to Air Force One.
Baylar, Air Force One'a hoşgeldiniz.
United States Air Force One.
Birleşik Devletler Air Force One
Air Force One clear for take-off.
Burası, Air Force One.
- Flight control, this is Air Force One declaring emergency.
Uçuş kontrol, burası Air Force One. Acil durum bildiriyoruz.
Ramstein Tower, this is Air Force One.
Ramstein Kule. Burası, Air Force One.
Air Force One, acknowledged.
AnlaşıIdı.
Air Force One, landing runway 09.
Air Force One, pist 0-9'a inebilirsiniz.
Ramstein. This is Air Force One.
Ramstein, burası Air Force One.
Air Force One, this is Halo Flight Lead.
Air Force One... Ben, Halo Filo Lideri ;
How the hell did they get Air Force One?
NasıI Air Force One'a girebildiler?
Roger, Air Force One, wind is zero-niner-zero at one-two.
AnlaşıIdı, Air Force One. Rüzgar, 12'den 0-9-0 hızında esiyor.
I want them to keep Air Force One in visual contact at all times.
Air Force One'la görsel temas halinde kalmalarını istiyorum.
We need an Air Force One pilot in here.
Bir Air Force One pilotuna ihtiyacımız var.
Moscow police found six members of a Russian TV news crew murdered — the same crew that was cleared to fly on Air Force One.
Moskova polisi, bir Rus haber ekibinin altı üyesinin cesetlerini bulmuş. Aynı ekip, Air Force One'a binmiş görünüyor.
There's no way to get weapons aboard Air Force One.
Air Force One'a silah sokmanın bir yolu yok.
It's Air Force One.
Air Force One'dan arıyorlar.
This is the person who controls Air Force One... the world's most secure aircraft.
Ben, Air Force One'ı kontrol eden kişiyim. Dünyanın en güvenli uçağını.
This is an emergency call from Air Force One. This is the president.
Air Force One'dan acil olarak arıyorum, ben başkanım.
He's asking us to do that to Air Force One?
Bizden, Air Force One'a ateş açmamızı mı istiyor?
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one's missing 20