All here traducir turco
49,867 traducción paralela
We are all here towards the end of retaking the island.
Adayı geri almak konusunda sona doğru yaklaşıyoruz.
Well, we're all here to discuss the same topic, I assume.
Hepimiz aynı konuyu konuşmak için buradayız.
Nice to have you all here.
Sizi burada görmek çok güzel.
We want to make the world less dangerous, and we are all here to show the King how serious we are about that.
Biz de bu dünyayı daha tehlikesiz hâle getirmeye çalışıyoruz ve buraya Kral'a bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu göstermeye geldik.
And all three of them, they lived here?
Üçü de burada mı yaşıyordu?
I figured the least we could do if we're all stuck here together is be civil.
Madem bu evde kapalı kaldık, hiç değilse nazik davranmalıyız diye düşündüm.
You'll register all processed checks here.
İşleme alınmış çekleri buraya kaydedeceksin.
We've all got to get out of here.
Buradan çıkmamız gerekiyor.
If I were to write a list of everyone who wants me dead, We'll be here all day.
Ölmemi isteyen herkesi yazmamı istiyorsanız gün boyu buradan ayrılamayız.
You will be here all day.
Bir yere gitmiyorsun zaten.
It's all right, boy, I know it must be hard sometimes just being cooped up in here.
Tamam haklısın, evlat, biliyorum, burada tıkılıp kalmak, bazen zor olmalı.
It's all right, boy, I know... it must be hard sometimes, just being cooped up in here.
Tamam haklısın, evlat, biliyorum, burada tıkılıp kalmak, bazen zor olmalı.
All I need is for that tornado to take me as far away from here as possible.
Tek ihtiyacım bu hortumun beni mümkün olduğunca buradan uzağa götürmesi.
I'm gonna get you out of here, all right?
Seni buradan çıkaracağım tamam mı?
Those who remain, it will be very hard to explain to them why, with all I have to attend to, I choose to stand here hanging onto the fate of just one of them.
Diğerlerine bunun sebebini açıklamak zor olacak. Uğraşmam gereken onca şey varken burada durup aralarından birinin kaderine tutunmam gerek.
Meanwhile we fight an enemy here determined to see all of civilization collapse.
O sırada biz de buradaki medeniyetin çöküşünü izlemek isteyen bir düşmanla savaşıyoruz.
And these trials, they will all be taking place here?
Bu duruşmalar hepsi burada mı yapılacak?
Were he here, I'm sure, Mr. Silver would make this all sound more agreeable to you.
O burada olsaydı, eminim ki Bay Silver bütün bunları daha iyi anlamanı sağlayabilirdi.
I came here'cause we all agreed we had a chance to take Nassau back, have a place of our own.
Buraya geldim çünkü hepimiz Nassau'yu geri alıp kendimize ait bir yer yapabileceğimiz konusunda anlaştık.
Really, I have it all around here...
Size söylüyorum... Hepsi buralarda.
Amaia has come here to protect all of us.
Amaia hepimizi korumaya geldi.
So, from here on out, you're just gonna shut the fuck up and wait patiently for me to ask all the questions.
Şu andan itibaren çeneni kapatacaksın ve sabırla soruları sormamı bekleyeceksin. Anlaşıldı mı?
They moved all this stuff in on a Sunday, but I don't think they actually ever slept here.
Bir pazar bu eşyaları getirdiler ama burada uyuduklarını sanmıyorum.
If you had been doing your job instead of looking at all this juicy, LA booty they got out here, things wouldn't be so bad.
LA kızlarının peşine takılmak yerine işini yapıyor olsaydın, bu kadar kötü olmazdı.
All right, here we go.
Tamam, hadi bakalım.
Okay, first of all, Skye loves it here a lot.
Birincisi, Skye burayı çok seviyor.
Do you remember when we all came here as kids?
Çocukken buraya gelişimizi hatırlıyor musunuz?
All right, here's a game.
Pekala, bir oyun oynayalım.
- Look, stay here, all right?
- Dinle, burada kal, tamam mı?
I'm not here for Christ's sake, I'm here for all our sakes.
İsa için burada değilim, hepimizin iyiliği için buradayım.
It's all the way down here.
Bütün yol bu kadar.
Because I brought you here and I'm related to all of them.
- Seni buraya getirdim ya ayrica hepsiyle kan bagim var.
You're all I've got. I'm not going to leave here without you.
O yuzden buradan sensiz gitmeyecegim.
When you all first got here, you... You used this, uh, piece of equipment.
Buraya ilk geldiğinizde bu ekipmanı kullandınız.
I've lived here all my life.
Doğduğumdan beri buradayım.
He's been here all day?
- Bütün gün burada mıydı?
Justy, you know you're welcome here all the damn time, buddy, but I thought you were going home last night.
Justy, burada istediğin kadar kalabileceğini biliyorsun ama dün gece eve döneceğini sanıyordum.
All right, here we go.
Tamam, başlıyoruz.
Oh, and right here is the library, where you can find books and tables and chairs and all that stuff... state-of-the-art computers, at least if the art was ten years ago... and friendly librarians.
Bu da kütüphane, kitaplar, masalar, sandalyeler, son teknoloji bilgisayarlar, teknoloji on yıl önceden kalmaysa tabii, ve içten kütüphanecilerle dolu.
He walked in here all self-righteous, telling me we needed counseling, as if we're delusional.
Buraya gelip bilmiş bir tavırla sanki hayal görüyormuşuz gibi terapiye ihtiyacımız olduğunu söyledi.
All right, get in here.
Tamam, gir içeri.
She used to buy candy here all the time.
Buradan hep çikolata alırdı.
Is it all right if I crash here tonight?
Bu gece burada kalabilir miyim?
Have you been here all night?
Bütün gece burada mıydın?
All the people who sat here...
İnsanlar burada oturuyor...
All right, here we go.
İşte oldu!
And I want to thank all of you for not being here today and not having this meeting with me or... or being seen on your way out.
Hepinize bugün buraya gelmediğiniz benimle bu görüşmeyi yapmadığınız ve çıkarken görünmediğiniz için teşekkür ederim.
If he's here, we really need you all to see him die.
Buradaysa hepinizin onu ölürken görmesini istiyoruz.
You know, if Carol were here, she saw all that... if she knew about Abraham... and Glenn... she'd be leading us right to them, ready to kill them all.
Carol burada olsaydı bunları görseydi Abraham'le Glenn'in başına gelenleri bilseydi bizi önüne takıp onlara götürür ve hepsini öldürmeye hazır olurdu.
All of us, here since the change.
Hepimiz değişimden beri buradayız.
All right, here's the first one.
İlkini şöyle yapıyorsun.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here i go again 25
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here i go again 25