All we know is traducir turco
2,543 traducción paralela
All we know is the order was changed and dogs became man's best friend, and cats were banished.
Tek bildiğimiz düzen kısmen değişmiş ve köpekler insanların en iyi dostu olmuş, ve kediler yasaklanmış.
Look, we think you got something. I'm not exactly sure what that is just yet... but all we know is you got a lot of work to do.
Sende bir şeyler olduğunu düşünüyoruz ne olduğunu tam bilemiyoruz ama tek bildiğimiz seninle çok işimiz olduğu.
All we know is...
Tek bildiğimiz...
All we know is that Dick has been digging all over the world, and we need to know what he's looking for.
Tek bildiğimiz Dick'in birçok yeri kazdığı. Bizde ne aradığını merak ediyoruz.
All we know is the call was logged 17 : 52, Monday night.
Tek bildiğimiz aramanın 17 : 52'de yapıldığı. Pazartesi akşamüstü.
All we know is that what we think of as past, present, and future is nothing more than a.. Than a story stitched together in our Basal Ganglia.
Tek bildiğimiz ; geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek zamanın bazal gangliyamızda birbirine tutturulmuş bir hikâyeden ibaret olduğudur.
No. All we know is that he went back to the green room after the fundraiser, and a single shot was fired.
Hayır, tek bildiğimiz para toplama etkinliği sonrası yeşil odaya gittiği ve orada tek atışla vurulduğu.
That is all we know at this time, Most Holy.
Şu an bildiğimiz tek şey bu, azizem.
Two divers are found with a bunch of holes in them and all that we know is that they're mysteriously being eaten by parasites and infections.
İki dalgıç vücutlarında deliklerle bulunuyor. Ve tek bildiğimiz onların parazit ve enfeksiyon tarafından mistik bir şekilde yendikleri.
Uncle, I don't know how much that is but.. That is all we got..
Amca, fiyatını bilmiyoruz ama elimizdeki tüm para bu.
But as you depart, know that we of the HLA resistance will always and forever be in your debt, for both of you mark all that is good and promising.
Giderken şunu unutmayın, İnsanlığı Özgürleştirme Ordusu direnişi olarak.. ... güzel ve umut dolu her şey için sonsuza dek size borçlu kalacağız.
We all know big money is running this country.
Hepimiz biliyoruz ki bu ülkeyi parababaları yönetiyor.
I don't know what is going on between you two but I think we've all made our point for the day.
Analmıyorum onunla ne sorunun var... ama istediğin oldu evlat.
We all know this is not gonna end well!
Bunun iyi sonuçlanmayacağını hepimiz biliyoruz!
We all know how trustworthy is a man that doesn't drink, don't we, boys?
Hepimiz içmeyen bir adamın ne kadar güvenilir olduğunu biliyoruz, öyle değil mi?
I know this is a battle we can't win, and all I ask is that you spare him, he's a good kid.
Bunun kazanamayacağımız bir savaş olduğunu biliyorum ve tek istediğim onun hayatını bağışlamanız. Çok iyi bir çocuktur.
For all we know our fortune might be made and all he has to do is play!
Gidip oynarsa elimize biraz para geçer belki.
Now what we do know is that Ruth has managed to locate the site where the police found all the bodies.
Şu an bildiğimiz tek şey Ruth'un polisin tüm cesetleri bulduğu yeri saptamayı başarmış olduğu.
Benjamin Lee is a wanted terrorist, that's all we know.
Benjamin Lee, aranan bir terörist. Hepimiz biliyoruz.
So, now that this is all done, we don't have to keep doing, you know...
Her şey bittiğine göre sürdürmemizin bir anlamı yok...
We all know this is what it takes to make it in modern agriculture.
Hepimiz bunun modern tarımla olduğunu biliyoruz.
Look, I know what your mom thinks about us, you know, how all we care about is money- - and the things you can buy.
Biliyorum annenin hakkımızda ne düşündüğünü, hani, bütün düşündüğümüz para falan - Ve alabileceğiniz şeyler.
Which is "5-5-5" on the keypad, and we all know from watching movies that's fake.
Bu telefon tuşlarında "5-5-5" yapar. Ve hepimiz izlediğimiz filmlerden bunun sahte olduğunu biliyoruz.
Okay, now if I'm right- - and we all know I am- - then this is tonight's number.
Tamam, şimdi eğer yanılmıyorsam ki hepimiz biliyoruz yanılmadığımı bu, bu akşamın numarası.
- We all know the only reason you're doing this show is'cause America thinks you're a douche for breaking the hearts of those two chicks on that dumb-fuck show you were in, and now you want to redeem your sorry fucking ass.
İçinde bulunduğun o aptal şovda, o iki hatunun kalbini kırdıktan sonra Amerika halkı senin ne kadar aptal olduğunu öğrendi ve şimdide hepimiz bu gösteriyi yapıyor olmanın tek sebebinin o lanet kıçını kurtarmak olduğunu biliyoruz.
All I'm saying is now that we know where he is, we should come up with some sort of plan.
Demek istediğim şey, nerede olduğunu biliyoruz. Planlı bir şekilde karşısına çıkmalıyız.
I think we all know where this is going. Let's be honest.
Konunun gidişatini hepimiz biliyoruz, dürüst olalım şimdi.
Señor d'Anconia, we all know that money is made by the strong at the expense of the weak.
Senyor d'Anconia, biz hepimiz paranın güçlü tarafından zayıf pahasına yapıldığını biliyoruz.
All you need to know is that when this is over, we will have rid the earth of vampires once and for all.
Senin tek bilmen gereken bu sona erdiğinde dünyayı vampirlerden temelli kurtarmış olacağımızdır.
Sir, I know this is a stressful process, but we are all united in trying to get you confirmed, sir... the entire administration.
Efendim, bunun stresli bir süreç olduğunu biliyorum ama hepimiz, tüm yönetim, sizi onaylamayı denemek için birleştik.
All I know is we need a little more community in this community.
Tek ihtiyacımız olan biraz daha birlik bu toplumda.
All I know is that Karlis and me, we'd stopped talking about anything important, not for a long time.
Tek bildiğim Karlis ve benim kısa bir süre önce önemli şeyleri konuşmayı bıraktığımız.
I don't know what your trouble is son but we all need someone to lean on once in a while.
Belki sen de denemelisin Birilerinin başına gelir bu
All we need is someone who doesn't know what they're doing - someone new - logging these deliveries on the other side.
Tek gereken ne yaptığını bilmeyen biri. Yeni, diğer tarafta teslimatların raporunu tutan biri.
And I don't even know if there is anything like - oh yes, there is - that stuff that's on the Internet now, is exactly what Avery Willard was and we all were.
Hatta bilmiyorum bile var mı- - İşte bak burada. İnternete koymuşlar.
We only use lenses for about 1 / 3 of the movie, which is all sets and, you know, just normal stuff - lighting, normal live action.
Filmin sadece üçte birinde normal lensler, set, ve ışıklandırma kullandık, normal hayattan kısımlar için.
It is full of successful men, and we all know you're dying to get your meat hooks into a rich one.
Başarılı erkeklerle dolup taşacak ve biliyoruz ki sen de onlara bir kanca atmak için pusudasın.
You know, all this cooking we're doing is for my daughter Karen's wedding reception tomorrow.
Bunca yemeği kızım Karen'ın yarınki düğün yemeği için yapıyoruz.
All absence is death if we let ourselves know it.
- Eğer kendimize bilmemiz için izin verirsek, ( görürüz ki ) bütün yokluk "ölüm" dür.
For all we know, she is from the planet Ellebra.
Tek bildiğimiz, Ellebra gezegeninden olduğu.
Literacy policy advisor for... we all know who he is.
Politika Okuryazarlığı Danışmanı. Hepimiz onu tanıyoruz.
All I said was, this town is not good for her, and I just wish we could get out of here- - y-you know, move on.
Tek söylediğim, bu şehrin onun için iyi olmadığıydı, ve tek isteğimin onunla burdan gitmek olduğuydu... biliyorsun işte, yeni bir başlangıç yapmak.
All you need to know is that as long as I'm still around, we're all in danger.
Bilmen gereken tek şey, ben etrafta olduğum sürece hepimiz tehlikede olacağız.
No! This is fun, hearing all about your little water cooler conversations, because you know what we were talking about at my water cooler today?
Su sebili etrafındaki konuşmalarınızı duymak çok eğlenceli çünkü bugün su sebilinin orada ne konuştuk biliyor musunuz?
Because, as we all know, for the wolf, convenience... is key.
Çünkü bildiğimiz gibi kurt halinde anahtar kelime kolaylıktır.
But we all know from postmodern film criticism that author intent is only part of the story of any work of art.
Ancak hepimiz postmodern film eleştirilerinden biliyoruz ki ; yazarın niyeti, herhangi bir sanatsal öykünün yegâne parçasıdır.
All we need to know is where he is, that's it.
Tek ihtiyacımız nerede olduğunu bilmek. Bu kadar.
Okay, I know this is going to sound crazy, but we were all thinking
Pekala bunun kulağa delice geldiğini biliyorum, fakat biz düşünüyorduk ki
But they know the only reason we're all gathered here is to ask the question, "What if it did?"
Ama burada toplanmamızın tek nedeninin şu soruyu sormak olduğunu biliyorlar. "Ya olduysa?"
Now, I know this is hard for all of us, but Charlie would have wanted us to take care of business, and that's what we're going to do.
şimdi, bunun bizim için zor olacağının farkındayım, fakat Charlie işleri yoluna koymamızı isterdi. biz de bunu yapıcaz.
Well, all I've been able to dig up is what we already know.
Öğrenebildiğim şeyler zaten bildiklerimiz.