All will be well traducir turco
351 traducción paralela
I hope all will be well.
Elbet bir gün düzelir her şey.
Let me arrange it and all will be well.
Bırak ayarlayayım. Her şey güzel olacak.
All will be well, you'll see.
Göreceksin her şey iyi olacak.
Then you can give her your "false teeth" and all will be well.
Sonra ona "yapma dişinizi" verirsiniz ve her şey yoluna girer.
If you tell them that you sever your ties with them once and for all, then all will be well!
Eğer onlara aranızdaki bütün bağları kopardığınızı söylerseniz, her şey yoluna girer!
I may have blundered in Kiryu, sir but this time, all will be well.
Biraz tökezlemiş olabilirim, efendim ama şimdi, herşey yoluna girecek.
All will be well tomorrow.
Yarına her şey düzelir.
It seems that all will be well for Leo's birthday.
Leo'nun doğum günü şerefine her şey güzel olacak.
Now that the Yagyu have claimed the post of Shogunate Executioner, and once I slay you, all will be well.
Artık, Shogun Celladı'nın makamı talep edildiğine göre sen, Avlanan Köpek'i öldürünce her şey düzelecek.
If you just... hold this fan to your belly... all will be well, Young Lord.
Bu yelpazeyi karnınıza doğru tutarsanız her şey düzelecek, genç efendimiz.
All will be well soon.
Yakında geçecek.
But I'm certain all will be well.
Ama her şeyin yolunda gideceğinden eminim.
Now, if only he can get it into the right position alongside the female's pouch in her second segment, all will be well.
Şimdi doğru bir pozisyon alıp spermi dişinin ikinci katmanındaki kesesine bırakabilirse her şey iyi olacak.
And all will be well in the garden.
Ve bahçede her sey... yolunda g ¡ der.
All will be well.
Her şey hallolacak.
And all will be well.
Ve her şey güzel olacak.
All will be well!
Her şey iyi olacak!
All will be well, madame.
Her şey yoluna girecek, Madam.
I hope all will be well.
Umarım iyi olursunuz.
Follow me and all will be well.
Beni izle, herşey iyi olacak.
Either accept and all will be well, or refuse, and it's war.
Ya kabul edersin her şey yoluna girer ya da reddedersin ve bu savaş demektir.
Not yet, but now that our uncle has come, I hope all will be well.
Henüz yok. Ama dayım da geldi. Umarım her şey düzelir.
And when I come back you will be all well... making us all very happy once more.
Ben geri döndüğümde de sen yeniden iyi olcak hepimizi bir kez daha mutlu edeceksin.
- We know all of them. Well, this will be a new kind of jam session, a long-haired one.
Enteresan bir jam session olacak.
Well, after the explosion of this building, it will be all ruins.
Bu binanın havaya uçurulmasının ardından geriye sadece yıkıntı kalacak.
Well, that will be all right.
Makuldür.
Oh, I know we're all safe in your strong hand, and do but trust in you and all will yet be well, huh?
Tabii senin güçIü kollarında güvendeyiz değil mi? Bizi kollarına alacaksın ve her şey düzelecek öyle mi?
Ralph will be all well very soon.
Ralph çok yakında iyi olacak.
If all goes well, the day after tomorrow at approximately 1 : 30 in the afternoon, he will be dead.
Her şey yolunda giderse ertesi gün yaklaşık 13 : 30'da ölmüş olacak.
Well, all I know is that soon there will be two, four, eight more.
Tüm bildiğim yakında iki, dört, sekiz tane daha olacağı.
If all goes well, you will be home in a few hours.
Her şey yolunda giderse birkaç saat içinde evinde olacaksın.
That's because... That's because... That's because if all goes well the boss has been promised that his men will be in charge of assisting the Nanbu fief's procession.
- Çünki Nanbu fief'in geçit törenini adamlarıyla destekliyordu böylece ona da saldırıImış oldu.
Well, me and Brad better get the hell out of here... or all them damn deer will be gone to Florida.
Güzel ben ve brad bu cehennemden hemen gitmeliyiz... yoksa lanet olası geyikler Florida ya kadar gidecek.
It is all very well for my master to beat me. But as for that Mr. Steward, I will be revenged on him if I can.
Efendimin beni dövmek için belki hakkı olabilir ama bu kahya Efendiye gelince...
But has it every occurred to you, Wally, that the process... that creates this boredom that we see in the world now... may very well be a self-perpetuating, unconscious form of brainwashing... created by a world totalitarian government based on money... and that all of this is much more dangerous than one thinks... and it's not just a question of individual survival, Wally... but that somebody who's bored is asleep... and somebody who's asleep will not say no?
Peki Wally, dünyada şu an gördüğümüz bu can sıkıntısının paraya dayalı, baskıcı bir dünya hükümeti tarafından uygulanan, şahsen sürdürülen şuursuz bir beyin yıkama işlemi tarafından yaratılmış olabileceği, bütün bunların bir kişinin düşünmesine göre daha korkunç olduğunu ve bunun ferdi bir hayatta kalma mücadelesinden ziyade canı sıkılan birisini uyuduğunu ve uyuyan birisinin "Hayır" diyemeyeceğini hiç düşündün mü?
Well, I believe Ted's alive, and he's coming back so I'll probably be married then and that will be far more easy and proper all around.
Bence, Ted yaşıyor ve geri gelecek, muhtemelen onunla evlenirim. Bu daha kolay ve uygun olur.
" Well, ce soir, for a change it will all be made clear
" Neyse, bu gece her şeyi açıklayacağız
But when changing to another body, will all memory be changed as well?
Başka bir bedene dönüşünce, hatıralar da değişiyor mu?
Pictures of a new face, a new body that will soon be given to me, if all goes well.
Yeni bir yüzün resimleri, herşey yolunda giderse, bana verilecek yeni vücut.
Yes, well that will be all.
Evet, hepsi bu kadar.
" Dear civilians, friends, draft-dodgers, et cetera, in the very near future, the undersigned will once more be in your midst, dehydrated and demoralized to take his place again as a human being with the well-known forms of freedom and justice for all,
"Sevgili siviller, dostlar, asker kaçakları, falan filan," "çok yakın bir gelecekte," "susuz ve moralsiz olarak"
Well, if you are all right then, I will be off.
Eğer sen iyiysen... Gideceğim.
I realise this is a tremendous price to pay, and I know all too well the enormous military and political pressure you will be under to take your third option - to respond massively.
Bedelin yüksekliğinin farkındayım, ve çok iyi biliyorum ki ordu ve politik baskı nedeniyle üçüncü "seçeneği tercih etmeye zorlanacaksınız" - "güçlü bir tepki vermek için".
If ever Her Ladyship comes to know of this, then we all will be... You know well, Sir, that, I'm very scared of death. Don't worry, man.
hiç Hanim efendileri olacak hepimizin, sonra geliyor biliyor bu... ölümü iyi biliyorlar efendim ben çok korktum endiselenmeyin.
We will withdraw as soon as we have secured all those wounded who are well enough to be moved.
Yaralılar kıpırdayacak kadar... iyileşir iyileşmez... çekileceğiz.
The geese will be well-fed, all right.
Bu kazlar iyi beslenecekler.
Well, my dear, if Jane should die of this fever, it will be comfort to know that it was all in pursuit of Mr. Bingley, and under your orders.
Evet canım! Eğer Jane bu ateş yüzünden ölecek olursa bunun, sizin emirleriniz doğrultusunda Bay Bingley'in peşinden koşarken olduğunu bilmek bizim için teselli olacak.
Well, Florence will be glad it's all over.
Florence her şeyin bittiğini duyunca sevinecek.
All the others will be mine as well!
Diğerleri de benim olmalı!
If all goes well, my lapel will be sagging under the weight of a membership pin.
Eğer şu an kendimi beğenmiş gözüktüğümü düşünüyorsan, gelecek haftaya kadar bekle. Her şey yolunda giderse, yakam som altından üyelik broşun ağırlığından sarkacak.
Not really, my son, If that should happen, you will in all probability be... well, be uncaring.
Pek değil, evladım,... öyle olması gerekseydi, büyük bir olasılıkla özensiz davranacaktın.
all will be revealed 17
be well 107
all work and no play 19
all wrong 25
all week 34
all well 27
all we know is 39
all weekend 18
all white 20
all what 28
be well 107
all work and no play 19
all wrong 25
all week 34
all well 27
all we know is 39
all weekend 18
all white 20
all what 28