And he's here traducir turco
4,659 traducción paralela
It's been years, but that voice I'll never forget and what he done here before.
Üzerinden yıllar geçti. Ama o sesi ve yaptıklarını asla unutmayacağım.
And 18 years later, here he is, out in the sun like it never happened.
Ve 18 yıl sonra, işte karşımızda, dışarıda, sanki hiç olmamış gibi.
Looks like he eats and sleeps here, but that's about it.
Görünüşe göre burada sadece yemek yeyip uyuyor.
Now when he's only been accused.. ... and here you are with your cameras.
Ama şimdi sanık durumuna düşünce hepiniz kameralarla koşturuyorsunuz!
Well, he's here now, and I don't want him to leave.
Şey, geldi bir kere artık. Gitmesine istemiyorum.
His father is lying here like this, and he's only thinking of himself.
Babası burada bu halde yatıyor, oğlu sadece kendini düşünüyor.
And he's abandoned you out here to me, who feels nothing for you.
Ve seni, benim gibi sana karşı hiçbir şey hissetmeyen bir adamla baş başa bıraktı.
The only thing that means anything right now is that I'm here and he's not.
Şu anda bir anlamı olan tek şey, benim burada olmam ama onun olmaması.
Your old man's here and he wants to see you.
Baban burada, seni görmek istiyor.
And he's coming here with the Indian delegation.
Ve Hint delegelerle buraya geliyor.
And De Niro was telling me he's just happy to be here.
De Niro, burada olmaktan ne kadar mutlu olduğunu söylüyor.
Jill left but he's still in there and he's looking up here. I dropped the camera.
Jill ayrıldı, ama o hâlâ orada ve buraya bakıyor.
He's been here and fired a gun.
Buraya geldi ve silahı ateşledi.
He's got a damn fine picture here and he's made a damn mockery of it.
Çok güzel bir resmi vardı ama adam onu rezil etti.
He was here, and now he's gone.
Daha dün buradaydı ama artık yok.
I couldn't have waited more than 10 minutes, and here he comes, he's looking around, he's all nervous.
On dakikadan fazla bekleyemeyecek durumdaydım ki O geldi. Etrafa bakınıyordu ve çok gergindi.
That the passing of his father set him off and he came back here to finish his father's work?
Ya oğluysa? Babasının ölümü onu tetiklemiş ve buraya babasının işini bitirmek için geri gelmiş olamaz mı?
And I said, "Sure," and now he's gone... and, well, here I am.
Ben de dedim ki, "neden olmasın" ve şuan o gitti... Evet, işte ben de burdayım.
You were going out to dinner, then you came here and now he's gone.
Yemek yemeye gidiyordunuz, sonra buraya geldiniz ve şimdi o gitti.
And he's helping me with the chairs. He's standing here right now.
Ayrıca sandalyeleri taşımamda yardım etti ve şu an yanımda.
First time he's set foot here in five years waving the royal commission that his bribes purchased and lording over the place.
Buraya beş yıl sonra ilk kez ayak basar ve rüşvetleriyle satın alınan kraliyet komisyonuna el sallayıp burayı sahiplenir.
He walks the Earth with one eye and a big hat and an eight-legged horse disguised as a traveller to see if people's nice to him and he's here now.
Tek gözlü, büyük bir şapka ve 8 bacaklı bir atla dünyada geziyor. Bir gezgin kılığına giriyor, insanlar ona iyi davranıyor mu diye bakıyor. Ve o şu an burada.
Piz is here, and he's wondering where you are.
Piz geldi ve nerede olduğunu merak ediyor. Ve...
Yeah, I had to drag his ass all the way up here and the whole time he's like,
Evet, götünü buraya kadar sürükledim.. ve hep bunu tekrarladı..
I'm also here because Ryan, was just showing me the lounge here because he knows the manager of the hotel and he's thinking maybe I could be spinning here soon, so...
Buradaydım çünkü Ryan lobiyi gösteriyordu otel müdürünü tanıyor. Burada çalabileceğimii düşünüyor.
So we checked the records here, and he hadn't ever had any visitors.
Buradaki kayıtları kontrol ettik ama hiç ziyaretçisi olmamış.
And whatever his unresolved issues are here, I want them all... right where they are so he can find them... when he's ready.
Çözülmemiş sorunları her ne ise hepsini yerinde istiyorum ki hazır olduğunda o da bulabilsin.
I'm going to turn off up here, and if he turns off too, then we'll know that he's onto us.
Şimdi şuradan döneceğim, eğer o da dönerse o zaman bizi takip ettiğini bileceğiz.
I know he's not here, because the fridge is bare, and the magazines aren't in their crazy-person fan display.
Burada olmadığını biliyorum, çünkü dolap boş, ve dergiler deli birinin yapacağı gibi sırayla dizilmemiş.
He says there's no Urca out here and that justice has been delayed long enough.
Urca olmadığını ve adaletin çok uzun süre ertelendiğini söylüyor.
It's just that he's a little inappropriate and... I know I'm relatively new here.
Ama biraz uygunsuz davranıyor ve burada yeni olduğumu biliyorum.
You got a young black kid who's cleaned up his act, he's got a sweet little mother and her little niece, and all the little cousins, and here comes Mr. Big...
Ortada siyahi bir genç var, kendine çeki düzen vermiş. Çok tatlı bir annesi ve küçük yeğeni var. Bir sürü de kuzeni.
Let me know when he gets here and let's have fun!
Adam geldiği zaman haber edin. Keyfimize bakalım hadi.
And now here we are, he's...
Ve şimdi de bu durumdayız...
Bauer is here for a reason and we need to find out what it is, and what he's planning on doing.
Bauer bir sebepten burada, ne olduğunu ve ne yapmayı planladığını öğrenmeliyiz.
He's got dual citizenship here and Colombia.
O, çifte vatandaşlığına sahip Hem buranın hem de kolambiyanın.
Tell me who this man is and what he was doing here, and I'll get you to a doctor while there's still time.
Bu adam kim ve burada ne yapıyordu söyle bana ben de hâlâ vakit varken sana bir doktor bulayım. O...
We have reason to believe that he's here for Lieutenant Tanner, the drone pilot, and we need to get to him right now, or God knows what he's gonna do in there.
- İHA pilotu Teğmen Tanner için burada olduğuna inanıyoruz ve hemen ona ulaşmamız gerek yoksa orada neler yapacağını Tanrı bilir.
What he's done is, he's split the override code into these discreet segments here, and he's embedded them in the drones transponder signal.
Yaptığı şey şu komut kodunu buradaki gizli bölümlerin içinde ikiye bölmüş ve onları İHA'nın alıcı-verici sinyalinin içine gömmüş.
But we have reliable evidence that he's alive and he's here in England.
Fakat yaşadığına ve İngiltere'de olduğuna dair güvenilir delillerimiz var.
We have reliable evidence that he's alive and he's here in England.
Yaşadığına ve İngiltere'de olduğuna dair güvenilir delilimiz var.
Because I have a boy here, and he's indicated that...
Çünkü burada bir oğlan çocuğu var ve şunu belirtiyor ki...
He landed Saturday night, cleared customs, came here and checked in.
Cumartesi günü ülkeye inmiş, gümrükten geçmiş, buraya gelmiş ve check-in yapmış.
- He was here and now he's not here.
- O buradaydı ama artık yok.
But we all got stuck out here, and he chose to be.
Hepimiz dışarıda sıkışıp kaldık. Ama o kendisi dışarı çıkmak istedi.
A fractured jaw, a busted lip, and he's laying up here in a hospital bed. He's dandy.
Kırık bir çene ve patlak bir dudakla, burada bir hastane yatağına yayılmış halde.
I know, and that's why it's so weird he's here.
Biliyorum, ve bu yüzden burada olması garip.
If you were any friend of your brother's, you would have called me the second he showed up here and sent him straight home.
Onun dostu olsan, buraya geldiği anda beni arardın ve onu doğruca eve gönderirdin.
When we got here, he was hanging, and there's no evidence to suggest it's anything other than a suicide.
Buraya geldiğimizde, asılmıştı ve intihar dışında başka bir şey olduğunu kanıtlayacak hiçbir şey yok.
He says get here sharp and he's late.
Tam 2'de diyor, kendisi geç kalıyor.
And we're getting down and here's this skull taking shape, and we get out on the side, and I put Terry to work on cleaning the side of the skull'cause he's really our best preparator.
Daha da aşağıya gittikçe kafatası şekilleniyordu. Kenarı belirginleşmişti ve onu Terry'ye temizlettim. Çünkü en iyi hazırlık yapan oydu.
and he's like 99
and he's 185
and he's right 54
and he's not 37
and he's dead 61
and he's gone 47
and he's back 17
and he's good 16
and he's off 32
he's here 1741
and he's 185
and he's right 54
and he's not 37
and he's dead 61
and he's gone 47
and he's back 17
and he's good 16
and he's off 32
he's here 1741
he's here now 45
he's here to help 17
he's here somewhere 23
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
he's here to help 17
he's here somewhere 23
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557