And sam traducir turco
4,599 traducción paralela
And Sam? I once found Arthur sitting there.
Bir keresinde Arthur'u bile otururken gördüm.
I can see that you and Sam belong together.
Sam ile beraber olduğunuzu görebiliyorum.
It now joins we didn't have sex till we were 18 and Sam was not an accident.
Ve bu da 18 yaşına kadar sevişmedik ve Sam kazayla olmadı hikâyesine ekleniyor.
No. You have your own tasks and Sam has his.
Sorun var, senin yapacağın kendi işin Sam'in de yapacak kendi işi var.
Some people have suggested... that you and Sam Foley... have been working together.
Birileri sen ve Sam Foley'ın beraber çalıştığınızı söyledi.
What happened between you and Sam that she's coming after you now?
Sam'le aranızda olan şey şimdi onun senden sonra gelmesi mi?
It's a profile piece... on Armstrong-Parker and Sam White's pseudo revolution.
Armstrong-Parker ve Sam White'ın psödo-devrim hakkında bir profili var.
I just want you to know that I would do anything for you and Sam
Sen ve Sam için elimden ne gelirse yaparım bilmeni istedim.
I don't know if I imagined it, and Sam imagined it, too.
Bilmiyorum. Eğer ben hayal ettiysem, Sam de hayal etmiş oluyor.
The facts are that Evan and Sam played a scary game and Sam got scared.
- Gerçek şu ki Evan ve Sam korkutucu bir oyun oynadı ve Sam korktu.
No. You and Sam.
- Yok, Sam'le aranız nasıl?
I want all of your agents to spread out and comb a 5-mile radius from the hospital where Sam Carter was found.
Tüm ajanların dağılıp Sam Carter'ın bulunduğu 5 millik çevre içerisindeki bütün hastaneleri aramanızı istiyorum.
But after a day of sand and surf, it's back to work for these lucky boys serving Uncle Sam on the most beautiful place on Earth.
Ancak bu şanslı çocuklar kum ve sörften sonra, dünyanın en güzel bu mekanında Sam Amca'ya hizmet etmek için geri döndüler.
SAM : How do I stop her following me all the time? And looking at me like I'm the god of love?
Beni sürekli takip edip Aşk Tanrısıymışım gibi bana bakıp "Merhaba Sam" demesini nasıl engellerim?
And saying, "Hello, Sam," every time I see her. You'll have to hypnotise her again.
- Onu tekrar hipnoz etmen gerek.
And it was you and Ray and your son named Sam. And you'd sit around your dinner table every night, and you'd just laugh. There was lots of laughter.
Ve sen, Ray ve oğlun Sam, her gece akşam yemeğinde sofraya oturuyordunuz, ve sadece gülüyordunuz.
Triumphs in Damascus and Cairo had made the Ottomans dominant across Muslim Arabia.
Şam'da ve... Kahire'de zaferler kazanmak, Osmanlıları Müslüman Arabistan'da egemen kıldı.
the best name i ever brought in was "narrow shoes" sam, because- - his shoes were narrow and his name was sam.
Nasıl oluyor da yakaladığınız tüm katillerin böyle havalı isimleri oluyor? Yakalıdığım en iyi isim "Dar Ayakkabılı Sam" di çünkü... Ayakkabıları dar ve adı Sam'di.
And I'm going to track down this little hottie called Sam.
Gidip Sam ile takılacağım biraz.
I was guarding the safe house where Sam Adams and John Hancock were evading arrest.
Sam Adams ve John Hancock'un tutuklanmaktan kaçmak için saklandığı güvenli eve korumalık yapıyordum.
I know how clever and nice Sam is.
Sam'in ne kadar zeki ve iyi biri olduğunu biliyorum.
OK, so, basically, I'm drafting this text message to Sam, and I want it to say something along the lines of, "I have received your instructions " for tomorrow evening, and I agree to them. "
Kısacası, Sam'e bir mesaj yazıyorum ve ona sınırlarla ilgili olarak "Talimatlarını aldım ve kabul ediyorum." demek istiyorum.
Wait for me to let down my guard and then cut my face off and wear it as a mask so that you can sneak into Sam's room and try and hump her?
Gardımı indirmem için bekleyeceksin, sonra kafamı kesip, maske takıp Sam'in odasına girip ona çakmaya mı çalışacaksın?
And you think that Sam will see that I'm stupid.
Bir de Sam'in benim salaklığımı göreceğini düşünüyorsun.
It was because she wasn't Sam... and... I miss Sam.
Çünkü o Sam değil ve ben onu özledim.
And the guy from The Wipers, Sam Henry.
Wipers'daki şu adam, Sam Henry.
Sam and Chris say they have help'
Sam ve Chris yardım edeceklerini...
And Sam, he kept correcting him, like... like Seth knew his real name.
Seth O'nun gerçek ismini biliyor gibiydi.
It's a combination of the Hebrew word "sam," for poison, and "ael," A-E-L, for angel.
İbranice bir isim olan'Sam'zehir demek, Ve "ael," de melek anlamına geliyor.
Did you and Mr. Foley conspire to create this whole scenario?
Sam ve siz bu hikâyede beraber misiniz?
I'm Sam and that's Quentin. Q.
Ben Sam, bu da Quentin, Q.
And you must be Sam.
- Siz de Sam olmalısınız.
We have chocolate, strawberry... and pistachio.
Çikolatalı, çilekli ve şam fıstıklı dondurmamız var.
But you know, you don't just get into one and then that's it.
Ama birine öylece alışamıyorsun, sonra da böyle oluyor.
Why don't you take Sam from Newark with you, and I'll head up to my old stomping ground, Bruges?
Neden Sam'i yanına almıyorsun, ben de eski uğraş yerim olan Brüj'e giderim?
And then after Sam was born...
Sonra Sam doğduktan sonra...
Go and tell Sam that daddy's here to take her home.
Git ve Sam'e söyle babası burda, onu eve götürecek.
Babe, I can't let Sam and her wannabe Black Panthers take the house.
Bebeğim Sam'in ve özenti Kara Panterlerinin yurdu işgal etmesine izin veremem.
Hey, Sam, I read Ebony and Ivy.
Selam Sam, Ebony and Ivy'yi okudum.
I'm not really down with Sam... and I'm not in the BSU.
Bak cidden Sam'le yatmıyorum. Ve BSU'da değilim.
I think it's everything we need... and don't tell me I'm the only one... that thinks Sam White's little movement needs to be cut down to size.
Bence ihtiyacımız olan tek şey, ve bana Sam White'ın ufak hareketinin küçültülmesi gerektiğini sadece benim düşündüğümü söyleme.
Wake up and smell the ectoplasm, Sam!
Uyan ve ektoplazmayı kokla, Sam!
But he did not throw out Satchel Gizmo and Soupcan Sam.
Ama Satchel Gizmo ve Soupcan Sam'i dışarı atmadı.
I've been doing a lot of reading about it and I think Sam will be happy there
Hakkında çok şey okudum, bence Sam orada mutlu olacak.
And Boyka was Sam's snitch.
ve Boyka da Sam'in muhbiriydi.
They want the money now or they're gonna kill Sam and me.
Parayı şimdi istiyorlar, yoksa Sam ve beni öldürecekler.
'And by side, my sister and dance partner, Sam.'
Ve yanımda kardeşim ve dans partnerim Sam.
Bad? Sam... they ripped all the sequins off of my shirt and they stuffed them in my mouth, yeah?
Gömleğimdeki bütün payetleri kopardılar ve hepsini ağzıma doldurdular?
And, uh, Sam, you're... you're hep "C" - positive.
"Hepatit C" pozitif çıktı Sam.
Well, the Zodiac, he sent a manifesto to the press and... And so did the Son of Sam, and the Axeman of New Orleans, but to reporters, not teenagers. Yes.
Zodiac da basına bir manifesto göndermişti ve...
Sam and I are going to grab a bite after she's finished.
Sam'in işi bitince bir şeyler yemeye gideceğiz.
samaritan 29
samson 109
samara 31
sampson 39
sameen 56
same shit 36
same here 431
samuels 30
samar 41
samples 17
samson 109
samara 31
sampson 39
sameen 56
same shit 36
same here 431
samuels 30
samar 41
samples 17
samira 51
sameer 18
sammi 55
same place 91
same to you 169
same old shit 20
same for me 44
same as usual 40
same as me 59
same age 24
sameer 18
sammi 55
same place 91
same to you 169
same old shit 20
same for me 44
same as usual 40
same as me 59
same age 24