Same place traducir turco
2,631 traducción paralela
Still in the same place, thank you!
Hala aynı yerde duruyor, teşekkürler.
Yeah, same place my mother went to school.
Annem de orada okumuş.
Don't just stick to the same place.
Sürekli aynı yerde saymamalısın.
Chankillo still works as a calendar, because the sun still rises in the same place today as it did when these stones were first laid down.
Chankillo hala bir takvim vazifesi görüyor çünkü güneş bugün de aynı yerden doğuyor. Tıpkı bu taşlar ilk buraya konduğu zamanki gibi.
The p-problem is that... It always ends up in the same place.
Sorun şu ki sonu hep aynı şekilde bitiyor.
Okay, well, there are these three brothers called the Klugs, and they are never in the same place at the same time, but they're going to be in L.A. for their sister's wedding, and they always carry around this device with them, called the Zephyr, but they rotate it amongst themselves, and, um... you know, never mind, this is...
Tamam, üç tane kardeş var isimleri Klug ve asla aynı anda aynı yerde bulunmuyorlar ama şimdi kardeşlerinin düğünü için Los Angeles'a geliyorlar ve yanlarında sürekli bir cihaz taşıyorlar cihazın adı Zephyr ama taşıma işin sürekli değiştiriyorlar ve...
They always have been, but we didn't know it because they've never been in the same place at the same time.
Her zaman öyleydiler ama bunu bilmiyorduk çünkü asla aynı zamanda aynı yerde olmuyorlar.
He never stays more than one night in the same place.
İki gece üst üste aynı yerde kalmaz.
I mean, we all end up in the same place.
Fark etmez ama, değil mi? Yani hepimiz nihayetinde aynı yere gidiyoruz.
Well, I don't know why they can't try and still stay in the same place.
Neden aynı yerde yaşayarak denemediklerini anlamıyorum.
Only way to get the two of you in the same place at the same time.
İkinizi aynı anda aynı yerde toplamanın tek yolu buydu.
Masters degree in Art History from the University of Tallahassee, the same place Gellar taught at before he disappeared.
Tallahassee Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünde master yapmış. Gellar'ın ortadan kaybolmadan önce ders verdiği okul.
Blake, it's the same place where you dumped your own father.
Blake, kendi babanın cesedini attığın yer.
They're in the same place exactly opposite each other.
Birbirleriyle aynı hizada karşılıklı yerdeler.
We just were talking about who lives where and we realised you're from the same place.
Kimin nerede oturduğunu konuşuyorduk sonra senin de aynı sokakta oturduğunu fark ettik.
Tomorrow, 10, same place.
Yarın 10da yanı yerde.
We never meet in the same place twice.
Aynı yerde iki kez buluşmayız.
So that would mean one eye is seeing the clock and one eye is seeing the apple, and the brain might interpret that to think that the clock and the apple were in the same place in space.
Yani bir gözüm saati görüyorken, diğer gözüm elmayı görüyordu, ve beynim bunu elma ile saati boşlukta aynı yerdelermiş gibi.. yorumluyordu.
It's pretty much the same place.
Aynı noktadayız diyebilirim.
To the same place where we meet in childhood.
Aynı yerdeyim çocukken buluştuğumuz yerde.
Next time, try to put the control question in the same place during each interview.
Bir dahaki sefere, kontrol sorusunu Her mülakatta ayni yerde sormaya çalış.
All these loose ends, they're all gonna lead back to the same place.
Bütün bu yarım kalan işleiın hepsi aynı noktaya çıkacak.
There is no rational explanation for anything, until we see the other roommate and that black cat together in the same place at the same time!
Diğer ev arkadaşını kara kedi ile aynı yerde ve aynı zamanda gördükten sonra her şeyin mantıklı bir açıklaması yoktur.
The same place I am every night - - at my desk, trying to fend off the endless motions that cretin's lawyers are filing against me.
Her gece olduğum yerde - - masamda, bitmeyen talepleri uzaklaştırmakla meşguldüm o geri zekalı avukatlar bana karşı dava açmaya hazırlanıyor.
65 calls coming from the same place, all to 911.
65'i de aynı yerden gelen ve Acil Yardım Hattı'nı arayan numaralar.
My girls and I are- - We're still living in the same place as when I was married.
Kızlarım ve ben- - hâlâ evlendiğim zamanki evde yaşıyoruz.
My heart was always in the same place.
Benim kalbim hep aynı yere ait olacak.
Those men, the disks all came from the same place.
O adamlar, diskler, hepsi aynı yerden geldi.
Seven of her friends work at the same place.
Arkadaşlarından yedisi aynı yerde çalışıyor.
And they won't go to the same place twice.
Ve aynı yere ikinci kez gitmek istemeyecekler.
Is that the same place you took Tammy?
Tammy'i de oradan mı aldın?
The same place I told him about my love.
Aşkımı itiraf ettiğim yerde.
I keep thinking about all the fun things that we could be doing if we were in the same place.
Düşünüyordum da aynı yerde olsaydık..,... ne kadar eğlenceli şeyler yapıyor olurduk.
Same place Matthew Hammond went before his... Car accident.
Matthew Hammond araba kazasından önce o bara gitmiş.
We're gonna need them both in the same place if we're gonna take them down.
Eğer onları haklayacaksak ikisinin de aynı yerde olması gerekiyor.
That's the same place where Chad Hockney found Lone Vengeance.
Chad Hockney'in, Yalnız İntikam'la karşılaştığı yer.
According to his parole reports, he's worked at the same place since he got out.
Şartlı tahliye kayıtlarına göre, çıktığından beri aynı yerde çalışıyor.
I see even if the water that flooded the whole village gave after that also need time to find the place it was hidden gems so he have to let the governor to village at the same time as the explosion in turn detonated the tunnel test
Anlıyorum. Batık köyü gün yüzüne çıkarabilse de sakladığı mücevherleri bulmak için zamana ihtiyacı olacak. İşte bu süreyi yaratmak için valinin köye ziyareti engellemek ve patlayıcıları test etme amacıyla tüneli havaya uçurdu.
This is the same van I saw outside of Kalume's place.
Michael bu minibüsü Kalume'nin evinin önünde de görmüştüm.
The same place as you.
Seninle aynı durumdayım.
And yet, if you stand in the right place, you can still experience the true purpose of Chankillo in just the same way as you could the day it was built.
Ama doğru yerde durmasını bilirseniz, Chankillo'nun yapılış gayesini hala hissedebilirsiniz. Aynen ilk yapıldığı gündeki gibi.
The arrow of time, the sequence of changes that slowly leads the universe to its death, is the very same thing that creates the conditions for life in the first place.
Kainatı adım adım ölüme bir adım daha yaklaştıran değişimler dizisi yani zamanın akış yönü ilk olarak yaşam için koşulları oluşturan şeyin ta kendisidir.
This symbol could connect this place to all of them and may be the ultimate proof that the three cities were one and the same.
Bu sembol üç şehirle bağlantılı olabilirdi ve son kanıtlara göre belki de bu üç şehrin hepsi aynı bile olabilirdi.
If Chris and Steve could make the two coins always land the same way, then they would have succeeded in teleporting the information on the coin - - heads or tails - - from one place to the other.
Chris and Steve, paralarını aynı şekilde düşürebilirlerse başarmışlar demektir. Yani yazı-tura bilgisini, bir yerden bir yere ışınlamış olurlar.
Our eternal intrigue about alien life and our persistent fear of it both rise from the same source - - the quest to understand our place in the family of life-forms that populate the cosmos.
Uzaylılar ile ilgili sonsuz merakımız ve onlardan duyduğumuz korku. Her ikisi de aynı kaynaktan geliyor kâinatta bulunduğumuz yer ve ait olduğumuz ailenin nereden geldiği.
Same time and place.
Ayni saatte ve yerde.
The bank heist took place in Division 16 at the same time all the calls flooded 911.
Banka soygunu Acil Yardım Hattı'na çağrıların yağdığı sırada meydana gelmiş her ikisi de 16. Bölge'den gelmiş.
Where you at with that? Same place I'm always at.
Ben her zamanki seviyemdeyim.
He leased a place in brownsville 15 times in the same day.
Brownsville'de bir evi aynı gün içinde 15 kere kiralamış.
Although the words used are the same the world over, each call has a distinctive sound, characteristic to its place.
Dünya genelinde kullanılan kelimeler aynı olsa da, her ezanın kendi yerine göre karakteristikleri var.
We found the same tire tread in the place where Dante was murdered.
Aynı tekerlek izini Dante'nin öldürüldüğü yerde bulduk.
place 132
places 252
placed 18
place your bets 158
place of birth 22
same shit 36
same here 431
same old shit 20
same to you 169
same for me 44
places 252
placed 18
place your bets 158
place of birth 22
same shit 36
same here 431
same old shit 20
same to you 169
same for me 44
same as usual 40
same as me 59
same age 24
same old 229
same as yesterday 19
same as before 48
same question 21
same as you 248
same again 100
same goes for you 33
same as me 59
same age 24
same old 229
same as yesterday 19
same as before 48
same question 21
same as you 248
same again 100
same goes for you 33