And thankfully traducir turco
116 traducción paralela
And thankfully, it's preserved and intact.
Çok şükür korunmuş ve sağlam.
And thankfully, the prosecution has made your job easy.
Çok şükür ki savcılık görevinizi kolaylaştırdı.
And thankfully, he saved you from your own stupidity.
Ve neyse ki, seni yaptığın aptallıktan kurtardı.
And thankfully, they are all Egyptians with no foreigners
Allah'a şükürler olsun ki hepsi Mısırlı, aralarında yabancı yok.
Unbelievable'terrifyίng'and thankfully over.
Harika bir iş çıkardınız.
We all know your failed father ran this hotel into the ground, and thankfully, you will not get the chance to make the same mistake all over again.
İkimiz de biliyoruz ki, baban bu oteli batırdı, ve şükürler olsun ki, senin bunu yapma şansın olmayacak.
And thankfully, now that Jimmy's been transferred to Met Gen, he's that much closer to home.
Şükür ki Jimmy Metropolis Hastanesi'ne nakil olup evine daha çok yaklaştı.
A year later and thankfully, so far all had gone to plan.
Çok şükür ki, bir yıl sonra hâlâ her şey plana uygun gidiyor.
And thankfully, I have found somebody who shares that dream, and I can assure you that you will not find two people more in sync with your exceptionally high standards and, if I may be so bold, your taste.
Hayalim bir gün burada yaşamaktı ve şükürler olsun, benimle aynı hayali paylaşan birini buldum. Sizi temin ederim bizden başka yüksek standartlara sahip, isteklerinizi karşılayacak sizi hoşnut edecek iki kişi daha bulamazsınız.
And thankfully for the Mercedes, it does not involve Adam.
Ve Mercedes için şükürler olsun ki içinde Adam yok
We'd love to know that secret process guiding the creator through his perilous adventures. Thankfully, what is impossible to know for poetry and music, is not in the case of painting.
Yaratıcı kişiye bu tehlikeli macerada yol gösteren gizli mekanizmayı bilmek Tanrı'ya şükür, şiir ve müzik için imkânsız olan resim için mümkün.
And Don Ciccio Tumeo, who thankfully has none.
Ve Don Ciccio Tumeo, çok şükür onun yok.
"and watch the skin peel and warp?" Then, thankfully, no, I did not.
Hayır, çok şükür öyle hissetmedim.
Thankfully, I anticipated your chimpanzee - like attention to detail and I composed this little letter to the city.
Neyse ki ben senin ayrıntılara ancak bir şempanze kadar dikkat ettiğini tahmin ederek belediyeye bir mektup yazdım.
It's acute at best and has, thankfully, been on the wane for a number of years.
En iyi ihtimalle akut ve neyse ki yıllar içerisinde de giderek azalmış.
Thankfully, most of them don't involve death and destruction.
Neyse ki, çoğu ölüm ve yıkım içermezler.
Although, thankfully, Dr. Troy and I have continued to build on that stellar reputation.
Buna rağmen, çok şükür, Dr. Troy ve Ben bu büyük itibarın üzerine birşeyler eklemeye devam ettik.
Our resident alpha male was right about one thing... the case does feel, thankfully, pretty open-and-shut.
Alfa erkeğimiz bir konuda haklıydı ; dava, şükürler olsun ki, açıIıp kapanan cinstendi.
Thankfully, the stories that they had to tell were written down and preserved.
Çok şükür ki, anlatmak istedikleri şeyler günümüze kadar ulaşabildi.
Well, thankfully, while you have been walking up and down the earth, I have made some certain enquires.
Siz toprakta aşağı-yukarı yürürken, memnun olacağınız kesin bir soruşturma yaptım.
I am no longer in the habit of being lectured to, and, thankfully, I do not require your approval or anyone else's.
Şükürler olsun ki, ne sizin ne de bir başkasının onayına da ihtiyacım yok.
Let's just say their time has, thankfully, come and gone.
Onların zamanına sadece minnet dolu, gel ve git diyelim.
Well, after 18 hours of surgery, I closed, and, thankfully, Both girls just celebrated their second birthday.
18 saatlik ameliyattan sonra bitirdim, ve sükürler olsun iki kiz da yeniden dogduklari günü kutladilar.
Thankfully, he is alive and currently in a stable condition.
Şükürler olsun, hayattadır ve şu anda hayati fonksiyonları normale dönmüştür.
Hope, like dread, it often comes unannounced, and then thankfully intoxicates us and inoculates our feelings with an irrational sense of joy and optimism.
Umut, dehşet gibi sık sık habersizce gelir. Ve sonra şükür ki bizi mest eder ve duygularımıza nedensiz haz hissi ve iyimserlik aşılar.
Thankfully, the amazing talking horse was rescued and safely returned to the meat department.
Şükürler olsun, konuşan muhteşem at kurtarıldı ve sağ salim mezbahaya teslim edildi.
Q-36 game copier. Thankfully, Morgan is too cheap and unethical to pay for his own video game entertainment.
Allah'tan Morgan kendi oyununu almayacak kadar cimri ve ahlaksız.
But, thankfully, your story checks out with all the reports I got from SETI and NORAD and NASA.
Ama çok şükür sizin hikâyeniz SETI, NORAD ve NASA'dan aldığım bilgilerle örtüşüyor.
Thankfully Seth and Sara didn't have to witness how quickly you gave up.
İyi ki Seth ve Sara bu kadar çabuk pes ettiğini görmedi.
Thankfully, he'd never met Sarah and he just assumed I was her.
Neyse ki Sarah'yı hiç görmemiş ve beni o sandı.
And, thankfully, ancient history.
- Neyse ki mazide kaldı.
Thankfully, Mr. Everett both alive and walking today, thanks to an incredibly risky medical procedure called cold therapy.
Şükür ki, "Soğuk terapi" isimli oldukça riskli bir tıbbi tedavi sayesinde Bay Everett hem yaşıyor, hem de yürüyor.
It is my honor that those men now wear the cross of St. George who thankfully accepted my free pardon and mean to be as loyal subjects, as they were before their solely insurrection.
Affımı minnettarlıkla kabul eden ve aynı, isyanlarından önce olduğu gibi bana sadık olacak olan halkımın, şimdi Aziz George'un haçını taşıması benim için bir onurdur.
Well, it's been pretty slow, but thankfully, the house is paid off, my pension is funded, and I've given up prostitutes.
Oldukça durgun ama şükürler olsun evin borcu kapatıldı maaşım ödenmeye başlandı ve fahişelerle düşüp kalkmayı bıraktım.
thankfully, enough get it right, and spawn fills the water.
Şanslı ki yeteri kadar alıyor ve yumurtalar suyu dolduruyor.
Thankfully he works, and my mom, She took off a long time ago, So he's got no choice.
Şükürler olsun ki çalışıyor ve annem de uzun zaman önce terk etti yani babamın pek seçeneği yok.
Thankfully, it's not in the trees... that Jim and Tim are rigging with such care.
Neyse ki Jim ve Tim'in büyük dikkatle donattığı ağaçta değil.
From now on, don't do things you'll be sorry for, discuss what should be done, and just live thankfully.
Bundan sonra, üzüleceğin şeyler yapma ne yapılması gerektiğini sor ve yalnızca minnetle yaşa.
Thankfully, he moved back to Dusseldorf and took the Cheese Touch with him.
Allah'tan Düsseldorf'a döner ve hastalığı da beraberinde götürür.
Thankfully, our luck holds and the skies remain crystal clear, until at last, energy brought by the solar wind sets the upper atmosphere alight.
Şükür ki şansımız yaver gidiyor, gökyüzü cam gibi temiz ve sonunda güneş rüzgarının getirdiği enerji yukarıdaki gökyüzünü aydınlatmaya başlıyor.
The good news is everyone knows how much I hate staff meetings, so thankfully there is no chance of me getting irritated and saying something bad.
Herkes personel toplantılarından ne kadar nefret ettiğimi bilir bu yüzden benim de sinir olup kötü bir şey söyleme ihtimalim yok.
And, thankfully, there is paperwork on file.
Ve şükürler olsun ki bir evrâğı var.
And thankfully they chose me, too.
Tercih ettiler sağ olsunlar onlar da.
Well, thankfully, after a tough year, they found a donor and he's finally on the mend.
Şükürler olsun ki zor bir senenin ardından bir donör buldular ve sonunda iyileşiyor.
Well, thankfully between fundraising and committees and my step sister's wedding, she's utterly clueless about what I'm doing.
Neyse ki bağış toplama çalışmaları komiteler, üvey ablamın düğünü derken, neler yaptığımla ilgilenmeye vakit bulamıyorum pek.
They tried to fool us with cock-and-bull stories, but thankfully we had their description.
Bizi hikayeleriyle kandırmaya çalıştılar. Tabi ki inanmadık!
Thankfully New Orleans refused to give in to defeat, and today the city thrives again.
Neyse ki New Orleans halkı pes etmedi ve şehir hızla toparlandı.
Thankfully, we were in the home stretch, and this nightmare was almost over.
Şükürler olsun ki, evin yolunu tutabilecektik ve bu kabusun bitmesine çok az kalmıştı.
Bought, owned, and, thankfully, dead now.
Satılık, rüşvetçi ve Tanrı'ya şükür şimdi ölü.
So thankfully, most of the contents of my laboratory traveled with me, and in time, I was able to build a twin.
Şükürler olsun ki laboratuvarımın çoğu benimle geldi ve ben de burada kürenin bir ikizini yapabildim.
In the last week, you have dragged me to a karate pilates class, made me test-drive a Yaris, and talked me into seeing a children's production of "hair," which thankfully, got shut down before the second act.
Geçen hafta, beni karate pilates dersine götürdün, Yaris'in test sürüşüne soktun ve çocukların "saç" oyununa götürdün ki şükürler olsun ki ikinci oyundan önce iptal edildi.
thankfully 290
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and they lived happily ever after 23
and then suddenly 99
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and they lived happily ever after 23
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then he just 17
and then he died 39
and then one day 206
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then he just 17
and then he died 39
and then one day 206