Appreciation traducir turco
1,216 traducción paralela
And to show my appreciation, here are two free passes.
Ve minnettarlığımı göstermek için size iki bedava bilet veriyorum.
My deep appreciation stems from the fact that it appears you're the only one who is going to extend one.
Benim derin takdirim şu gerçeği gösteriyor ki, kadir kıymet bilir tek kişi sensin.
We are in great appreciation.
Sana çok minnettarız.
You've already done so with your appreciation.
Memnuniyetinizle teşekkür ettiniz bile.
Picking flowers as a sign of appreciation?
Çiçek toplamak birisine değer vermektir.
It is with great pleasure that I accept this certificate of appreciation... from the Charitable Foundations of Greater Las Vegas.
Las Vegas Hayır İşleri Vakfı'ndan böyle bir takdirname almak... benim için büyük bir zevk.
Obviously, the killer wants us to hear this song for reasons other than music appreciation.
Katilin bu şarkıyı dinlememizi istemesinin sebebi... müzik aşkı değil herhalde.
Uh, welcome to Music Appreciation.
Müzikten Tat Alma'ya hoş geldiniz.
The name of this class is Music Appreciation.
Bu Müzikten Tat Alma dersi.
And I don't think you have any real appreciation for our financial problems.
Mali sorunlarımızı kavradığınızı hiç sanmıyorum.
I'd love to show my appreciation with dinner, drinks.
Sana minnettarlığımı göstermek istiyorum, içki veya yemek ile.
I just wanted to give you this as a token of my appreciation.
Sana olan minnettarlığımın göstermek için bunu getirdim.
Appreciation for what?
Ne minnettarlığı?
In appreciation for services rendered.
Sunulan hizmet için bir teşekkür.
It sounds like you've developed a deeper appreciation for Vedek Bareil.
Bana Vedek Bareil'e karşı sende derin bir taktir duygusu oluşmuş gibi geldi.
And so, Zeus, in his appreciation, turned the two lovers into oak trees.
... ve böylece, Zeus iki aşığı meşe ağaçlarına çevirerek onlara minnettarlığını göstermiş oldu.
Send appreciation to me please Run!
lütfen beni degerlendirmden alın koş!
You have a real appreciation of his work.
Bu işte gerçek bir değerlendirmeye sahipsiniz.
I left a gift for you in appreciation for everything you're doing to ruin civilized society.
- Bay DeLaughter. Bu medeni toplumu mahvetmek adına yaptığınız her şey için, size küçük bir hediye bıraktım.
If not for you, none of this would have happened... so I wanted to show my appreciation.
Eğer sen olmasaydın buralara kadar gelemezdim bu yüzden sana minnettarım.
Looking at yourself in the mirror with such appreciation?
Aynada kendine gururla bakmak?
I don't suppose you'd accept this in appreciation.
Gönül rızasıyla kabul ettiğini sanmıyorum.
I mean... you could place out of music appreciation in your sleep, you know.
Yani, istesen... gözün kapalı, klasik müzik dersinden geçersin.
It was moving and funny, and a great roar of appreciation at the end.
Akıcı gidiyordu, eğlenceliydi ve sonunda müthiş bir alkış koptu.
So he made this anonymous bid as a gesture of his appreciation and gratitude.
Bu yüzden takdir ve şükranını göstermek için isimsiz bir teklif yaptı.
In appreciation of my work the Chief... has promoted me to the day shift.
İşimde terfi ettim Şef... beni gündüz vardiyasına terfi ettirdi.
But even temporary stability can bring an appreciation for peace.
Ama geçici barış, bizim takdir edilmemizi sağlayabilir.
It's the least I can do to express my appreciation.
Size minnettarlığımı bu şekilde sunabiliyorum?
Appreciation for what?
Ne için minnettarlık?
- Show a little appreciation?
- Biraz takdir göstermek?
You don't get enough appreciation around here.
Burada senin değerin yeteri kadar takdir edilmiyor.
Gentlemen, can I ask you to confine your appreciation to clapping?
Baylar, lütfen desteğinizi sadece alkışlayarak gösterir misiniz?
I think you could show me some appreciation.
Bana biraz saygı gösterebilirsin.
A little appreciation?
Biraz saygı mı?
Literary appreciation does not begin and end with Tennyson.
Edebi değerler Tennyson'la başlayıp bitmiyor.
What, uh... what kind of appreciation did you have in mind?
Ne tür motive edicilerden bahsediyoruz?
Tell him my appreciation of the Japanese culture is at a low ebb.
Perişan hâldeki Japon kültürünü takdir ettiğimi kendisine iletin.
I've been asked to give you this small token of our appreciation.
Minnetimizin ifadesi olarak bu küçük hediyeyi sana vermem söylendi.
I have a lot more appreciation for what you people go through.
Yaşadığınız şeyleri gerçekten takdir ediyorum.
The actors have given us a charming rendering of a delightful play and your appreciation has been most intelligent.
Bu muhteşem oyunculuk, ancak yazar.. kadar etkileyici olabilirdi. Ve sizin alkışlarınız gecenin en dahiyâne olayıydı.
Let yourself be taught. Show your appreciation for his guidance.
Bunu üzerinde düşün.Onun rehberliğine duyduğun takdiri göster.
But it's like love out of appreciation.
Ama bu minnet üzerine kurulu bir aşk gibi.
A shared appreciation for life's vicissitudes.
Hayatın değişkenliğini iki tarafında takdir edebilmesi.
You got no appreciation for the simple things in life.
Sen İrlandalısın. Hayattaki ufak şeylere dair minnettarlığın olmaz.
But if you could see a way to help us find his murderer, I would show you my appreciation by forgiveness for your past indiscretion.
Ama onun katilini bulmakta bize yardım edersen, geçmişteki boşboğazlığını affetme lütfünde bulunurum.
But art appreciation is not what this mission is about.
Ama sanat değerlendirmesi bu göreve ait değil.
How can I show my appreciation?
Minnettarlığımı nasıl gösterebilirim?
Let's show them your appreciation.
Onlara memnuniyetimizi gösterelim.
The private has asked me to convey his most humble appreciation. Please.
Erimiz, naçizane teşekkürlerini iletmemi istedi.
Emily, Steve's discipline is lacking as is his appreciation for you.
Emily, Steve'in disiplin anlayışı eksik ve sana karşı gereken ilgiyi gösteremedi.
This is a strange way of showing your appreciation.
Biliyor musunuz, minnettarlığınızı gösterme şekliniz gerçekten garip.