As an artist traducir turco
291 traducción paralela
You impressed me both as an artist and as a man. Ooh.
Bir sanatçı ve bir insan olarak beni etkilediniz.
Well, you may question my taste, but as an artist, you'll understand my temptation.
Zevkimi sorgulayabilirsiniz ama bir sanatçı olarak içimdeki coşkuyu anlayacaksınız.
In my life as an artist - - Don't move.
Hayatım bir sanatkar gibi geçti - - Kıpırdamayın.
At the Baring trial these last few days, you made a strong impression as a man and as an artist.
Şu son birkaç günkü Baring duruşmasında, hem bir insan hem de bir oyuncu olarak güçlü bir tesir bıraktınız.
But as an artist, you'll understand what tempted me.
Lakin, bir sanatçı olarak, beni neyin cezbettiğini anlayacaksınız.
Your struggle against the members of "Narodnaya Volya" ( People's freedom ) as a writer of political essays and as an artist is much appreciated by us.
"Narodnaya Volya" ( Halkın Özgürlüğü ) için siyasi deneme yazarı olarak mücadele eden, ve bir sanatçı olarak bizim tarafımızdan çok takdir edilmektesiniz.
Look, I'm not here as an artist.
Ben buraya bir sanatçı olarak gelmedim.
You, half-impotent as a man and as an artist when I turn off the light, be brave, make the leap!
Hem bir erkek hem de bir sanatçı olarak, yarı iktidarsızsın. Ben ışıkları söndürünce üzerine atlayacaksın.
Edvard Munch receives his first serious recognition as an artist 500 miles from his own homeland,
Edvard Munch, kendi memleketinden 800 km öteden bir ressam olarak ilk ciddi takdirini alır.
- She must be candid, mr count because she plays Snow White as an artist of comics, didn't you know?
- Rosa samimi olmalı, kont bey çünkü bir dergi sanatçısı olarak Pamuk Prenses'i oynuyor, bilmiyor muydunuz?
I tell you this, because, as an artist, I think you'll understand.
Bunu sana söylüyorum. Çünkü sen bir sanatçısın. Beni anlarsın.
A person that serves as an artist's pattern specifically a person who poses for an artist ".
Sanatçının, tarzını sergileyen özellikle, sanatçıya poz veren kişi. "
You see yourself as an artist and at the same time as a revolutionary.
Kendini hem sanatçı hem de devrimci olarak görüyorsun.
As an artist, and as a dresser, too.
Bir artist olarak, ve iyi giyinen biri olarak.
I would as soon destroy a stained-glass window as an artist like yourself.
Senin gibi bir ustayı öldürmektense dişimi kırarım daha iyi.
As an artist, I refuse your system!
Bir heykeltras olarak, senin sistemini reddediyorum!
He respects you deeply as an artist.
Size bir heykeltras olarak derinden saygi duyuyor.
As an artist, did he succeed?
Bir sanatçı olarak başarılımıydı?
As an artist, our daughter reserves the right to be late.
Sanatçılar hep gecikir.
I personally, as an artist, would love the opportunity to just finish the picture up until the end, take four weeks off, work with Marlon, rewrite it, and then in just three weeks, do the ending.
Şahsen bir sanatçı olarak, 4 hafta kaybedelim, Marlon'la çalışalım, yeniden yazalım ve sonra 3 hafta içinde finali çekecek şekilde filmi tamamlayabilelim isterdim.
But I really support him as an artist, and I feel like whatever the artist needs to do in order to get his artwork is okay.
Ama onu bir sanatçı olarak destekliyorum. Bir sanatçının eserini yaratabilmesi için neye ihtiyacı varsa yapması gerektiğini düşünürüm.
But don't you, on the one hand, feel like that's where your gifts as an artist are working?
Ama değilsin, bir yandan şöyle düşün, burası bir sanatçı olarak yeteneklerini sergileyeceğin yer değil mi?
He had a prodigious talent as an artist and was much sought after when it came to the documenting of one's wealth and position in society in a portrait.
Bir sanatçı olarak üstün bir yeteneği vardı. Zenginlerin varlığını ve toplumdaki yerini anlatan portreleri çok talep görürdü.
No, as an artist.
Hayır, sanatçı olarak.
None of us can avoid our fate, but as an artist... you can honestly face it... and fight it.
Hiçbirimiz kaderimizden kaçamayız, ama bir sanatçı olarak onunla yüzleşebilir ve ona karşı çıkabilirsin.
I think I missed my calling as an artist.
Kaderimde sanatçı olmak varmış, kaçırmışım.
When Pope Benedict asked Giotto to prove his worth as an artist... ... Giotto drew a perfect circle... ... freehand.
Papa Benedikt, Giotto'dan sanatçı olduğunu ispatlamasını isteyince, adam tam daire çizmiş serbest, kafadan.
Aren't you confusing his admiration for you, as an artist?
Sence bir aktrise olan hayranlığı başka bir şeyle karıştırmıyor musun?
Maybe that's why Rick went on to be a success as a human being first and an artist second.
Belki de bu yüzden Rick, önce insan olmayı başarmak için yola çıktı sonra da, müzisyen olmayı.
We, in the audience, never think of an artist as being lonely.
Biz, seyrederken, bir oyuncunun yalnız olabileceğini asla düşünmeyiz.
It's indecent for me to pose for an artist who sees me as an arrangement of lines and color but it's perfectly ok for you to kiss me all over and lay for an hour just looking at me.
Demek beni çizgilerin ve renklerin bir karışımı olarak gören bir ressama poz vermem edepsizlik, ama senin beni öpüp koklaman ve beni süzerek bir saat boyunca yanımda yatman tamamen doğru.
If you asked me what do I think of her as a fashion model or a famous aviatrix, then maybe I can express an opinion, but just to ask...
Demek istiyorum ki, sen onun bir model-manken olarak mı soruyorsun yada ünlü bir artist olarak mı... yada belki de benim basit fikrimi mi soruyorsun... tam olarak ne.
Pythagoras, an artist at heart and a great lover of music, made the discovery that the pitch of sound depends upon the length of the vibrating string.
Doğuştan bir sanatçı ve büyük müzik aşığı olan Pisagor ses perdesinin, titreşim telinin uzunluğuna bağlı olduğunu keşfetmiş.
Perhaps I should've been an artist... then He would've listened to me as He appears to have listened to you.
Belki de sanatçı olmalıydım. O zaman dinlerdi belki beni. Seni dinliyor gibi gözüküyor.
I fear that I shall be known not as a pope that drove the invaders out of Italy... but one who forced an unwilling artist to complete his work... which is so much greater than both of us.
Korkum, işgalcileri İtalya'dan atan papa olarak değil ; ikimizin de çok ötesinde bir değeri olan eserini bitirmek istemeyen bir sanatçıyı buna zorlamış olan adam olarak hatırlanmak.
But an artist like yourself,... whether a believer or not,... will understand that structuralist cinema can recapture sublime poetry through primal images,... eloquent in their very poverty,... syntagmatic, as my friend Roland Barthes would say.
Ama sizin gibi bir oyuncu, inançlı olsa da olmasa da bunu ulvi bir sinema şölenine dönüştürebilir. Sinema dilini kullanarak basit, yalın ama yine de anlamlı imgeler yardımıyla ilâhi bir şiiri ortaya çıkarabilir. Roland Barthes'ın da dediği gibi sintagmatik içinde birazcık John Ford bulunan...
Yes, you've guessed it. An artist who for so many years has devoted his life to bringing us laughter and joy,... who has made us laugh till we cried,... with the enthusiasm of a truly great artist.
Öyle bir oyuncu ki burada olması hepimize büyük onur veriyor, yıllarca bize sevinç ve umut aşılamış bir sanatçı o.
Gudrun pretends she's an artist as well.
Gudrun sanatçı olduğunu iddia ediyor.
Gudrun is an artist as well, you know?
Gudrun da bir sanatçı, biliyor muydunuz?
As I was saying, he's an artist from Rome and I've hired him to do some restoration...
Dediğim gibi, o Roma'dan gelen bir sanatçı ve... onu bazı restorasyon işleri için kiraladım.
You can be as much of an artist being a good tinkerer as a bad painter.
İyi bir tamirci olarak, kötü bir ressam kadar sanatçı olabilirsiniz.
But as you can see, he is truly an artist.
Ama gördüğünüz gibi gerçek bir sanatçı.
Thinks if he's an artist he can mess around.
Sanatçıyım diye kadınlara asılabileceğini sanıyor.
It'll establish you as an important artist.
Sana önemli sanatçılar arasında yer edindirecek.
As an artist, did he succeed?
Bence mükemmeldi.
This is as half-baked as your idea about me having children. Find me an artist. You've systematically alienated Springfield's entire art community.
bu da senin aklın gibi yarım kalmış bir şey bana bir ressam bul efendim, Springfield sanat komitesini sistemli olarak uzaklaştırmıştınız
But martial art has had a very, very deep meaning as far as my life is concerned because, as an actor, as a martial artist, as a human being, all these I have learned from martial art.
Şu an halen idman yapıyor olmamında yok, ki bunu sürdürecek olmamında yok. Ama dövüş sanatları çok çok derin bir anlama sahiptir. Benim hayatım söz konusu olduğunda, çünkü bir aktör olarak, bir dövüş sanatçısı olarak,..
As I left, I thought it might be possible to be both an artist and a humane person.
Ayrılırken, hem bir sanatçı, hem de insancıl bir kişi... olmanın mümkün olabileceğini düşündüm.
On his VICAP form, Jerald Glazebrook was listed as an "artist".
Jerald Glazebrook, VICAP formunda "sanatçı" olarak sınıflandırılmış.
You might as well be an artist who doesn't paint.
Tablo yapmasan da sanatçı olabilirsin.
Laney did AR for a record label... or, as she used to call it, sex with an expense account.
Laney artist keşfetme ajansı gibi çalışırdı.. ... ve hesapları karşılamak için seksi kullanırdı.