Augustine traducir turco
396 traducción paralela
"The funeral of Miss Augustine Sifert for 23 years, office manager of the Armour Meat Packing Company and William Bechtel, company guard, who were killed last Friday when bandits made off with the company payroll."
" Armour Et Paket Şirketi'nde 23 yıllık büro müdürü olan Bayan Augustine Sifert ve geçen cuma, maaşları çalıp kaçanlarca öldürülen şirket koruması William Bechtel'in cenazesi.
Mommy, Augustine wants to kiss the boys!
Anne, Augustine erkekleri öpmek istiyor.
My dear Augustine!
Sevgili Augustine'im!
- Mama Augustine.
- Augustine Ana.
- Welcome home, Mama Augustine.
- Evine hoşgeldin Augustine Ana.
Sister Augustine.
Rahibe Augustine.
Drums tell your arrival, Mama Augustine.
Davullar gelişinizi haber veriyor Augustine Ana.
Mama Augustine, she can read drums.
Augustine Ana, davulları anlayabiliyor.
Why must he always call me Augustine?
Neden bana hep Augustine diyor ki?
The poison of theatre is dispersed through the social body, it decomposes it, as St. Augustine said.
Tiyatronun zehri, toplumun vücuduna yayıldı, Aziz Augustine söylediği gibi, onları çürüttü.
I'm Augustine Viellat's brother-in-law.
Ben Augustine Viellat'ın kayınbiraderiyim.
Those provisos came from Saint Augustine originally and Saint Augustine had a fourth proviso which shows the total absurdity of considering any war just :
Bu madde Aziz Augustine'in kendisi tarafından dile getirilmiş ve Aziz Augustine'in herhangi bi savaşı adil kabul etmenin gülünçlüğüyle ilgili dördüncü bir maddesi var :
I have to say that not even the Gospels, nor Saint Augustine, ever used this term.
Söylemek zorundayım ki, ne İncil Ne de Aziz Augustine, bu terimi kulanmadı.
"Illumination" is a term and outlook of Saint Augustine's.
Saint Augustine'e göre "Aydınlanma" bakış açısı ve miattır.
The man's a gambler, a hood, thick as thieves with Marty Augustine.
Marty Augustine'le aralarından su sızmaz.
- Who's the boss?
- Bay Marty Augustine.
- Mr Marty Augustine.
- Üzgünüm, kabadayılarla sadece...
I don't think he looks very smart. - Vince?
- Hayır, Bay Augustine.
- No, Mr Augustine. - Nobody thinks it was a smart crack.
Kimse onun akıllı olduğunu düşünmüyor.
- You're looking well.
Dün akşam Augustine denen adamla eğlenceli bir karşılaşmam oldu. - İyi görünüyorsun. Çok iyiyim.
And you're in a little trouble with Marty Augustine, huh?
- Ve Marty Augustine'le başın biraz dertte, değil mi? - Evet.
OK, Eileen, what was Marty Augustine doing here the other night?
Peki, Eileen, geçen akşam Augustine Marty burada ne yapıyordu?
I heard a lot of people said that Terry Lennox was working for Marty Augustine.
- Evet, Doktor Verringer böyle söyledi. Birçok kişinin de böyle söylediğini duydum. Terry Lennox...
- I don't believe it.
Marty Augustine için çalışıyordu. - Buna inanmıyorum. Evet, böyle duydum.
Do you think it's funny to steal $ 355,000 from Marty Augustine?
- Hayır, adamım, hayır. - Eğlenceli mi? Marty Augustine'den elli beş bin dolar çalmak mı?
She knew I was carrying money for Augustine.
Beni teslim edecekti.
Goddamn simple.
Kahrolası bir basitlik. Polislere göre kanunen ölüyüm, Augustine parasını aldı.
Cops have me legally dead, Augustine's got his money.
Artık beni aramıyor. Beni seven bir kız var.
She's got more money than Sylvia and Augustine. - What the hell?
- Hiç kimse aldırış etmiyor.
Madame, lucky tooth from St. Augustine of Hippo. Madame. Madame, lucky tooth from St. Augustine of Hippo.
Saint-Augustin'in kutsal taşı...
I was reading Saint Augustine, which I found absurd.
Aziz Augustine okuyordum. Oldukça tuhaf buldum.
Saint Augustine sustains that Mary conceived Jesus through her ears.
Aziz Augustine, Meryem Ana'nın İsa'yı kulaklarından yarattığını savunuyor.
My Aunt Augustine, who had diabetes in every corner, they took out one of her eyes she died.
Halam Augustine'nin evinin her yeri şeker doluydu, sonra böyle gözü pörtledi, ve öldü.
St Augustine and St Thomas Aquinas.
Aziz Augustan ve Aziz Thomas Aquinas.
Switek, Zito, Hoban, Dibble, Gorman and Augustine.
Switek, Zito, Hoban, Dibble, Gorman ve Augustine.
Switek, Zito and Augustine in the Cobra out of Key Biscayne.
Switek, Zito ve Augustine Key Biscane'den Cobra ile geliyorlar.
Respectfully yours, Augustine Bagatelli. " Who is Augustine Bagatelli?
"Saygılarımla, Augustine Bagatelli." Augustine Bagatelli kim?
Augustine went off to fight and I never heard from him again until today.
Augustine savaşa gitti. Ve bugüne kadar bir daha ondan hiç haber almadım.
- Augustine?
- Augustine?
Augustine Bagatelli.
Augustine Bagatelli.
Dorothy's trying to keep Augustine and me apart.
Dorothy beni Augustine'den ayırmaya çalışıyor.
We'll meet Bancroft in St. Augustine.
Biz Bancroft ile St. Augustine'de buluşacağız.
I think the St Augustine is incredible.
Ben St Augustine'in inanılmaz olduğunu düşünüyorum.
One Sunday, he met a seamstress called Augustine.
Bir Pazar günü, Augustine adında bir terzi kadınla tanıştı.
Augustine's age was the same as mine because my mother was me, and I used to think, throughout my childhood that we were born on the same day.
Augustine benimle aynı yaştaydı çünkü annem ben demekti, tüm çocukluğum boyunca onunla aynı gün doğduğumuza inandım.
Augustine!
Augustine!
St. Augustine's words.
Aziz Agostino da böyle der.
I had a funny encounter with a character named Augustine. Heard of him?
- Hiç onun adını duydun mu?
You remember Philip Marlowe. - Augustine, I get the point.
Tamam, Augustine, meseleyi anladım.
She was gonna tell the cops.
Augustine için para taşıyacağımı öğrenmişti. O polislere anlatacaktı.
I got a girl that loves me.
O, Sylvia ve Augustine'in toplam parasından daha fazlasına sahip.