Awful things traducir turco
387 traducción paralela
She came here to see her husband... and she ended up seeing the awful things that her husband was doing.
Kocasının onu aldattığını gördü.
He says the most awful things.
Çok korkunç şeyler söylüyor.
Perfectly awful things must have happened at Tantrapur.
Tantrapur'da çok korkunç şeyler olmuş olmalı.
OH, FRANK. THE AWFUL THINGS HE SAID.
Oh, Frank.
I've said too many awful things about you.
Size, hakkınızda birçok kötü şey söyledim.
I did say some awful things that night, didn't I?
O gece biraz berbat şeyler söyledim, değil mi?
Get rid of those awful things.
Kurtul o berbat şeylerden.
Awful things.
Korkunç şeyler.
Some awful things might happen.
Korkunç şeyler hasıl olabilir.
Awful things.
Berbat şeyler.
- But when I loved you most... was when I had to say all those awful things to you yesterday.
- Ama en çok... dün o korkunç şeyleri söylemek zorundayken sevdim.
You wouldn't be able to do these awful things to me if I weren't still in this chair!
Bana bu korkunç şeyleri yapamayacaksın... Hala bu sandalyede olmasaydım.
And tell me what are these awful things I'm supposed to be doing to you?
Pekala söylesene, güya sana yapıyor olduğum o korkunç şeyler ne?
You read such awful things in the newspapers.
Gazetelerde korkunç şeyler okuyorsunuz.
He's done some pretty awful things to his friends, to me.
Arkadaşlarına çok berbat şeyler yaptı... bana da.
But that was after the awful things.
Ama bu korkunç şeylerden sonra oldu.
Didn't the awful things affect them?
Korkunç şeyler onları da etkilemedi mi?
Awful things would have happened there if I'd stayed.
Kalmaya devam etsem korkunç şeyler olabilirdi.
I wonder what awful things will happen.
Ne korkunç şeyler olacak merak ediyorum.
Awful things happen in every apartment house.
Her apartmanda korkunç şeyler oluveriyor.
It's pathetic when you think about the awful things that came later.
Daha sonra gelen korkunç şeyleri düşündüğünüzde bu çok hazin dolu bir şey.
I could do the most awful things in the dark. Anything.
Karanlıkta en korkunç şeyleri bile yapabilirim.
Now remember, don't try anything, or I'll send Sergeant Milton... back to the Fort, and he'll do awful things to your charming daughter.
Konuşma, hiçbirşey deneme, yoksa Binbaşı Milton'u... kaleye gönderirim, ve güzel kızına korkunç şeyler yapar.
At this very precise moment, in some other distant town, horrendously awful things are happening.
İçinde bulunduğumuz şu anda, buraya uzak bir kasabada korkunç olaylar oluyor.
Stop it! You just say awful things.
Haddini aşan şeyler söyleyeceğini seziyorum.
They did awful things to him.
Ona korkunç şeyler yapmışlar.
- But so many awful things have happened there.
- Orada pekçok korkunç şey oluyor.
He'll know what I said, the awful things that I said.
Dediklerimi duyacaktı, söylediğim o korkunç sözleri.
Them murders, god-awful things.
Bahsettiği cinayetler gerçekten korkunçtu.
But if there'd only been someone to help us understand, then maybe we wouldn't do some of the sad, awful things we do.
Ama bize destek olan, bazı şeyleri anlamamızı sağlayan biri varsa, o zaman belki üzücü ve kötü şeyler yapmayız.
I caught him doing awful things to a half-naked dummy.
Onu yarı çıplak bir mankene korkunç şeyler yaparken yakaladım.
And that certainly would be awful to have your mother sitting there, all dressed up in rags and eating rotten bread and things like that.
Tabii annenin sokakta oturup... paçavralar içinde bayat ekmek filan yemesi... çok feci olacak.
Look I guess you have an awful lot of things to do taking care of everybody.
Bak... Sanırım herkese göz kulak olduğun için... çok meşgulsündür.
Say, things happen awful fast around here.
Buralarda her şey çok hızlı oluyor.
Things will be awful tough on Joe if black cats sprout wings.
Kara kediler kanatlanïrsa isler Joe icin zorlasïr.
An awful lot of things I don't understand lately.
Son zamanlarda anlamadığım o kadar çok şey var ki.
Two years ago, when Gen. Stilwell was run out of Burma... he said among other things, that we took an awful pasting... and somebody ought to go back in there and do something about it.
İki yıl önce, General Stilwell Burma'yı elinden kaçırdığında... berbat bir yenilgi aldığımızı ve birinin geri dönüp... bunun için bir şeyler yapması gerektiğini söylemişti.
Thanks an awful lot, Dad, for these... things.
Çok teşekkür ederim, baba, bu... şeyler için.
As I was going down to the taxi cab to get Elwood's things, this awful man stepped out.
Elwood'un eşyalarını almak için taksiye gidiyordum, o korkunç adam karşıma çıktı.
Because if you are, I've got an awful lot of things to do.
Çünkü haberin olsun, evleneceksen yapacak bir sürü işim olacak. Elbiseler alınacak.
He'd imagine the most awful things about me and Owens.
Ben ve Owens ile ilgili çok kötü şeyler düşünüyordu.
Not those awful cheap things.
O ucuz iğrenç şeylerden değil.
Daddy came in and then he started to yell and say awful, terrible things.
Babam içeri girdi ve sonra bağırmaya başladı, korkunç, fena şeyler söyledi.
Things work out awful funny sometimes, don't they?
Kötü olaylar bazen eğlenceli hâle dönüşebiliyor, değil mi? Evet, öyle oluyor.
Things have been pretty awful at home.
Evde durum bayağı kötü.
I think it's that I look at my whole life, and I see the awful, terrible things in my life and turn it into something funny.
Bence bu hayatım boyunca aradığım şeydi. Hayatımda çok korkunç şeyler yaşadım ve bunları komik şeylere dönüştürdüm.
I heard an awful lot of good things about you, gal.
Sizin hakkınızda bir sürü iyi şey duydum.
I know I'm being awful, but I must ask you a few things.
Biliyorum, çekilmez oluyorum, ama sana sormak istediğim birkaç şey var.
Anyway, when I was 17 I packed my things, said something awful, and left.
Her neyse, 17 yaşına geldiğimde... eşyalarımı topladım, korkunç bir şeyler söyledim ve evi terk ettim.
[Mattingly] If there's anything to be remorseful about on going to the moon, it was you didn't get to spend as much time around the earth as you'd like... because there's an awful lot of very interesting things to see.
Eğer Ay'a gitmekle ilgili bir pişmanlık duyacak olsaydınız, Sanırım bu Dünya'nın etrafında yeterince zaman geçirememek olurdu çünkü korkunç derecede görülmeye değer şey var.
Things they do look awful cold
- Neslimiz hakkında bunlar!
things 422
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
things to do 42
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
things to do 42