English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Based on

Based on traducir turco

9,587 traducción paralela
Now, I think I can isolate the country of manufacture based on the chemical taggant, but we should also run your fingerprints.
Kimyasal izinin izole edilerek üretildiği ülkeyi bulabilirim. Ama senin parmak izini de almalıyız.
- Someone told the FBI the one murder that the Welfare Mom Killer was actually convicted of was based on false evidence.
- Birisi FBI'a Sosyal Yardım Annesi Katili'nin aslında sahte kanıta dayanılarak suçlandığını söylemiş.
Based on your performance so far, we're going to assign each of you a test case that suits you.
Şimdiye kadarki performansınıza göre hepinize birer test davası atanacak.
This is based on a real-life scenario.
Bu dava gerçek olaylar üzerine kurulmuştu.
Haven't done a liver temp yet, but I'm gonna say inside an hour and a half. Based on what?
Karaciğer ısısını henüz bilmiyorum ama bir buçuk saat kadar önce ölmüş.
But shouldn't a friendship be based on trust?
Ancak dostluk bir güven üzerine kurulmaması gerekir mi?
Don't act based on emotions.
Olaya duygusal yaklaşmayın lütfen.
I think we've all learned not to judge based on our past mistakes.
Sanırım hepimiz geçmiş hatalarımızdan sonra yargılamamayı öğrendik.
Based on the data I saw, Zarda's people are highly susceptible to electric shock.
Edindiğim bilgiye göre Zarda'nın insanları elektrik şokuna karşı aşırı derecede duyarlı.
Everything was based on her inheritance and my father.
Her şey annesinin ve babasının mirası üzerine kurulmuş.
Based on what?
Neye dayanıyor?
Based on my initial examination that suggests her death was no accident.
Onun ölümünün kaza olmadığını öne süren ilk tetkiğime dayanıyor.
Based on the current weather models, the storm is likely to last - two to three hours. - Mm.
Şu anki hava modellerine göre fırtına muhtemelen iki üç saat sürecek.
Then you can explain why I should risk a thousand extra appeals based on something that just popped into your head.
Sonra, kafanda beliriveren bir şeye dayanarak neden bin tane başvuruyu riske atmam gerektiğini açıklayabilirsin.
We just cut a whole promo based on them.
Sırf onlara dayanan bir tanıtım hazırladık.
I'd calculate the statistical probability of safety for each car on the train based on how often they would derail.
Trendeki her vagonun güvenliğinin istatistiksel olasılığını hesaplardım. Ne sıklıkla raydan çıktıklarına bakarak.
Yeah, their suspicions are... are based on information Scott gave them about advances you made on Sharon.
Bu şüpheler Scott'un Sharon'a asıldığına dair verdiği bilgilere dayanıyor.
But based on the direction of the car, it leads us to this footage about a minute and a half later.
Ama arabanın yönüne bakarak bu görüntüyü bulduk. - Yaklaşık bir buçuk dakika sonrası.
- No. And based on the digestion of that pizza, Morales places time of death close to 9 : 30 P.M.
Hayır ve pizzanın ne kadar sindirildiğine bakarak Morales ölüm zamanını 21 : 30 olarak belirlemiş.
Mike, I'm going to explain something to you that, based on your approach to this conversation, you clearly don't understand.
- Mike, sana bunu açıklayacaktım, bu konuşmaya yaklaşım şekline göre anlamadığın aşikâr.
And based on the number and depth, significant overkill, maybe even rage.
Sayısına ve derinliğine bakarsak oldukça ölümcül biriymiş, çok öfkelenmiş olmalı.
Based on what I'm sensing so far, we're dealing with a ritualistic killing.
Çıkarımlarıma göre ritüelistik öldürme yöntemi ile karşı karşıyayız.
I appear to have mistaken a certain intimacy between us based on our working partnership, and the amorous roles we oft inhabit.
İşimizdeki rollerimize, partnerliğimize ve aşk kıvılcımlarına bakarak samimiyetimizi yanlış yorumlamışım.
I've taken the liberty of charting a course based on these encryptions.
Hiccup? Bu şifrelemelere göre bir grafik oluşturdum.
All thanks to the carefully designed rehabilitation program based on trust and understanding.
Bunların hepsi dikkatlice düzenlenerek güven ve birbirini anlama üzerine kurulmuş olan rehabilitasyon programının ürünü.
This is my company, and my entire brand is based on quality.
Şirketim söz konusu yarattığım markada en önem verdiğim şey kalitedir.
Based on what kind of standard exactly?
Hangi standartlara dayanarak?
Uh, well, Beth, I don't think your decision should be based on politics.
Beth, kararının politika bazlı olmaması gerektiğini düşünüyorum.
- Todd, in improv, we get suggestions from an audience then make up scenes based on them.
- Todd, doğaçlamada seyirciden öneri alırız ve buna göre sahneler uydururuz.
And you know that about me based on what exactly?
Bunu tam olarak neye dayanarak söylüyorsun?
You think I'm gonna settle with these people Based on blackmail?
Bu insanlarla şantaja dayanarak anlaşacağım mı sanıyorsun?
Based on what?
Neye dayanarak?
Based on what happened in there, has his prognosis changed at all?
Yaşananlardan sonra prognozu değişti mi?
Based on what?
- Neden?
Are there any clues as to where he is based on the video?
Videodan nerede olduğunu anlayabileniniz var mı?
Perhaps, but I can't bring charges simply based on a hunch.
Belki de, ama sadece içimize öyle doğuyor diye soruşturma başlatamam.
Just that it's to do with Kate, - They expect you to jump on a plane based on nothing more than that? - and I must leave tonight.
Sadece bunun Kate ile ilgili olduğunu ve bu gece yola çıkmam...
And ssa derek morgan. So, based on victim toxicology, We know that sarin was used.
Kurbanlara yaptığımız testler sarin kullanıldığını gösteriyor.
The m.E. Says based on reversal of rigor mortis, Time of death was 36 hours ago.
Adli tabip katılaşmaya bakarak 36 saat önce öldüğünü söyledi.
This is a psychotic delusion based on Ryan Becker.
Ryan Becker odaklı psikotik bir sanrı.
And when I came to Finland, a lot of my teaching is based on what the kids want and what they see for their future, so it doesn't feel so false to say, " You can really be
Finlandiya'ya geldiğimde ise verdiğim eğitim çoğunlukla çocukların ne istediği ve gelecekten beklentileri üzerine kuruluydu.
Welcome to the Norwegian prison system, based on the principle of rehabilitation, not revenge.
Norveç hapishane sistemine hoş geldiniz. Bu sistemde amaç, intikam almak değil rehabilite etmek.
And based on the cotton and nylon fibers I found around her wrists, I think they restrained her with her own underwear.
Bileklerinde bulduğum pamuk ve naylon ipliklere bakarsak da kendi iç çamaşırıyla bağlamışlar.
And based on the elasticity of the epidermis, she couldn't have been over 30.
Ve derisinin esnekliğine bakarsak, 30 yaşını geçmiş olamaz.
Based on the subpubic angle, this victim was male.
Subpupik açıya bakarsak, maktulün cinsiyeti erkek.
Based on the fractured occipital, it appears the killer held the skull like so.
Çatlakların şekillerine göre Katil kafatasını şu şekilte tutmuş olmalı.
Right, but I'm not having a wedding based on the chef, and I'm not here to talk about the menu.
Doğru ama ben düğünümü şef üzerine kurmuyorum, ve buraya menüyü konuşmak için gelmedim.
I just want to say, based on what Louis said that you're prepared to do- -
Louis'in söylediğine dayanarak, hazırlandığın şey- -
That we've come to based on a DNA match that was manufactured by the Philadelphia P.D.
DNA sonuçlarına dayanarak söylüyoruz. that was manufactured by the Philadelphia P.D.
Your decision to go to war was based solely on a methodical and reasonable assessment of that threat and was supported by actionable intelligence.
Savaşa girme kararınız, tamamen metotlu ve bu ülkenin güvenliğini düşünerek verdiğiniz bir karardı.
And the special prosecutor in Iceland, he based his whole investigation and prosecution of the bankers on our savings and loan scandal back in the'80s.
Yine İzlanda'daki özel savcı bankacılara karşı yürüttüğü soruşturma ve yargılamada bizim 80'lerdeki'Tasarruf ve Kredi'skandalından ilham almıştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]