Because i traducir turco
144,498 traducción paralela
It was part of a plan to let you sink or swim, to see if... I wanted to see if you could get to another level of EQ on your own, to see if you could grow without me holding your hand, because I believe you can.
Ya batarsın ya çıkarsın planının bir parçasıydı bu EQ'nda başka bir seviyeye geçip geçemeyeceğini görmek içindi ben elini tutmazken olgunlaşıp olgunlaşmayacağını görmek içindi çünkü inanıyorum yapabilirsin.
See, at first, I was... I was mad at you because I-I didn't understand why you would do that to me.
Bak, ilk başlarda sana kızmıştım çünkü bunu bana neden yaptığını anlamamıştım.
No. I'll tell her, because I will make it to the championship.
Ben söyleyeceğim çünkü birinci ben olacağım.
I tried to help your dad because I care about you.
- Babana yardım etmeye çalıştım çünkü sana değer veriyorum.
Because I peck away at my opponents until there's nothing left but a rotting carcass.
Çünkü geriye çürümekte olan bir iskelet kalıncaya dek etlerini kemiklerinden ayırırdım.
That would be wrong, because I'm the Chess Vulture.
Bu yanlış olurdu çünkü ben Satranç Akbabasıyım.
But my sacrifice wasn't too risky because I had the lovely and talented Happy Quinn directing me to the nearest drain capable of receiving my lithe, fit body.
Fakat feda edilmem çok tehlikeli değildi çünkü pek sevgili ve yetenekli Happy Quinn'im beni, esnek ve zinde bedenimin sığabileceği en yakın gidere yöneltti.
We may never know, because I kind of said yes before he had a chance.
Asla bilemeyiz çünkü buna fırsatı olmadan... evet demiş oldum.
That's because I never learned about this place from a spell book.
Çünkü burayı bir büyü kitabından... öğrenmedim.
Because I was ashamed, Emma, and scared of losing you and everything that matters to me.
Çünkü utandım, Emma. Seni ve değer verdiğim... her şeyi kaybetmekten korktum.
I'm telling you because I went behind my boss's back before- -
Söylememin sebebi, önceden patronumun arkasından iş yapmam...
He did the right thing, not for money or because I twisted his arm, but because he wanted to prevent a lot of innocent people from getting hurt.
Doğru olanı yaptı. Para için ya da zorladığım için değil bir sürü masum insanın canının yanmasını önlemek istediği için.
Because I just- - I just want to be together like two normal people right now.
Çünkü ben şu an için iki normal insan gibi olmamızı istiyorum sadece.
Because I-I-I think we can make this work.
Çünkü bence bu ilişkiyi yürütebiliriz.
I-I come today because I want you to know that.
Buraya bunu bilmenizi istediğim için geldim.
Because I don't trust you.
Çünkü sana güvenmiyorum.
Look, I'm sorry, I know it's so late, but I need to tell you something, and I'm only telling you because I trust you.
Kusura bakma, biliyorum geç oldu ama sana bir şey söylemem gerek, ve bunu sırf sana güvendiğim için söylüyorum.
Because I have a plan to end all of this.
Çünkü bunları sona erdirecek bir planım var.
Well, then, I'll bring my purse, because I can fit a half a buffet in this thing.
o zaman cüzdanımı alacağım, Çünkü buraya bir büfenin yarısını yığabilirim.
I know... I bought this already, because it's my own merch, but wouldn't I be interested in having a little more?
Biliyorum, bunu ben zaten aldım çünkü kendi ürünüm ama biraz daha almak istemez miydim?
I explained, because I am raccoon.
Açıklamamı yaptım : " Çünkü bir rakunum.
I didn't bring my phone because I thought we're supposed to be more mindful of our time together and be off social media!
" Telefonumu getirmedim çünkü beraber daha fazla vakit geçirip sosyal medyadan uzaklaşacaktık ya!
I was wondering why I was getting so enraged when someone suggested there are limits, and, um, it is because I think I feel terribly guilty that all my dreams came true relatively easily about 15 years ago.
Birisi sınırlar olduğunu söylediğinde niye bu kadar sinirlendiğimi merak ediyordum ve... sebebi, yaklaşık 15 yıl önce tüm hayallerim nispeten kolayca gerçekleştiği için kendimi çok suçlu hissetmem sanırım.
because I was concerned that you were delusional. "
"Seni YouTube'da aramak zorundaydım çünkü sanrısal bozukluğun olabilirdi."
And it really pissed me off, because I've been doing it since the early 90's and I got tape on it.
Cidden sinirlendim çünkü 90'ların başından beri yapıyorum ve kayıtlarda var.
Because I'm so excited about this project.
Bu proje için çok heyecanlıyım çünkü.
Because I researched it, right?
Çünkü bunu araştırmıştım.
Walter! I am alone in a damn bathroom and I need to know if Natalya is headed this way because this place is crawling with cops and if we can't save her, we need to at least save ourselves.
Lanet olası bir tuvalette tek başımayım ve Natalya'nın bu tarafa gelip gelmediğini bilmem gerek çünkü bu mekân polis kaynıyor ve onu kurtaramazsak en azından kendimizi kurtarmamız gerek.
My father died in the Gulag when I was 12 because he was a reporter who spread the truth.
Babam, gerçeği yayan bir gazeteci olduğu için 12 yaşımdayken öldürüldü.
I care because this started with me.
Umursuyorum çünkü bu benimle başladı.
I hope you learn from this act of mercy, because next time, it will be your last.
Umarım bu merhamet eyleminden bir ders çıkarırsın... çünkü gelecek sefer sana acımayacağım.
Because regardless of how things go down here today, you and I both know... in a town full of heroes, a villain like you doesn't stand a chance.
Çünkü bugün burada ne olursa olsun... ikimiz de kahramanlarla dolu bir kasabada... senin gibi bir kötünün bir şansı olmadığını biliyoruz.
After all the damage you've done because of me, I'm ready.
Benim yüzümden verdiğin onca zarardan sonra... ben hazırım.
I don't know if it's because... Matthew's not right for me or...
Hiç bilmiyorum, Matthew benim için doğru kişi olmadığından mı, yoksa...
You know, when I, uh- - when I was in the Peace Corps, I traveled around and saw children dying because they didn't have enough to eat because half their crops were lost before they could be harvested.
Ben Barış Gücü'ndeyken dünyayı dolaştım ve ölen çocuklar gördüm sırf yiyecek yeterli yemek yok diye, sırf daha hasat edilmeden ekinlerinin yarısını kaybettiler diye.
Because even though you're in bed with a naked woman, I bet you there is some part of your brain that's just thinking about your super wheat, or whatever it is.
Çünkü her ne kadar çıplak bir kadınla yatakta olsan da beyninin bir kısmının hâlâ şu süper buğday mıdır nedir onu düşünmekle meşgul olduğuna eminim.
Now, the thing is, because of what they working on, I can't figure out how to get there.
Ama olay şu ki, yol çalışmaları yüzünden bir türlü nasıl gideceğimi çözemiyorum.
I told him I can't do that because of an active operation.
Halihazırda aktif bir operasyonda bulunduğun için yapamayacağımı söyledim.
You know, I don't say so much because everyone is gossip.
Çok konuşmuyorum, çünkü herkes dedikodu yapıyor.
I see you surprised because this happen so fast.
Hepsi çok hızlı olduğu için şaşkın görüyorum sizi.
I told Pasha his parents aren't taking him seriously because they don't believe he's really desperate.
Pasha'ya, ailesinin onu ciddiye almamasının sebebinin çaresiz olduğuna inanmamaları olduğunu söyledim.
I said, "Of course I'll go see that movie with you", because you love me.
" Tabii ki sizinle o filmi izlerim çünkü beni seviyorsunuz.
Uh, I like my job, but sometimes I lie about what I do, uh... because, uh, sometimes I say I'm a bookkeeper, you know?
İşimi seviyorum ama bazen mesleğim hakkında yalan söylüyorum... çünkü bazen muhasebeciyim, diyorum.
And, um... the reason I say that, uh, I'm a bookkeeper is because one time I was on a flight from Los Angeles to New York, and a woman said, what do you do, what I did.
Şey... Muhasebeci olduğumu söyleme sebebim şu. Bir keresinde Los Angeles'tan New York'a giden bir uçaktaydım.
Joe learned to throw by copying Jay, but Jay throws all crazy because of his bad shoulder.
Joe, Jay'i kopya ederek top atmayı öğrendi ama Jay de omuz ağrısı yüzünden saçma sapan fırlatıyor.
Because you know what I'd do to you if you blew my money.
Paramı batırırsan sana neler yaparım biliyorsun sonuçta.
That's because... - I have good instincts. - Mm-hmm.
İçgüdülerim iyi olduğu için böyle derim.
If I look clean, it's because you watered down your supply.
Temiz görünüyorsam, demek ki malı sulandırıyorsun.
I mean, I come to you because your product is supposed to be pure, and instead, you give me this low-grade, ineffectual bullshit.
Sırf malın saf diye sana geliyorum ama sen bana düşük kaliteli, etkisiz, boktan bir şey veriyorsun.
Well, I didn't test it, because that would defeat the purpose of recovery, but yeah, it's good ; I assure you.
Denemedim çünkü bu iyileşmenin amacına ters düşerdi ama eminim, iyi.
You know, it's just because you're so much better at it than I am, so much better.
Biliyorsun sen bu konuda benden daha iyisin, çok daha iyi.
because i'm happy 21
because i love you 339
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm your friend 17
because i love you 339
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm your friend 17