Because i don't traducir turco
13,964 traducción paralela
And the reason I don't is because hat would be about my feelings and not Thea's.
Yapmama sebebim ise, bunun benim isteğim olmasıydı. Thea'nın değil.
Is--is the reason that I don't remember anything because you...
Hiçbir şey hatırlamamamın sebebi yoksa...
Oliver, voice-over : Dear Laurel, I wrote this letter because I don't have the courage to see the disappointment on your face.
Sevgili Laurel, yüzündeki hayal kırıklığını görmeye cesaretim olmadığı için bu mektubu yazdım.
I told John to trust you, to give you another chance, but I was wrong because men like you don't change.
John'a sana güvenmesini ve şans vermesini söylemiştim ama yanılmışım çünkü senin gibiler değişmiyor.
Don't worry, she's safe, but I had to come back to stand with my city, because this Oliver Queen guy gives a hell of a speech.
Endişelenme, güvende o. Ama şehrimle beraber direnmek için geri döndüm ben. Çünkü Oliver Queen denen bir adam acayip bir konuşma yaptı.
I mean, you don't think I hang out with you because of your endless stories about working your remote control or your fat son or how you once made a dog shake its head "no"?
Yani... Seninle bitmek bilmeyen uzaktan kumandayı çalıştırma hikâyelerin, şişko oğlun veya bir köpeğe başını sallattırıp "hayır" dedirttiğin için mi takıldığımı sanıyorsun?
Just because I don't want it to be closed
Kapalı olmasını istemedim diye...
I slipped up because I wasn't thinking like a spy anymore, because I don't need to be a S.H.I.E.L.D. agent anymore.
Hata yaptım çünkü artık bir ajan gibi düşünmüyorum. Çünkü artık S.H.I.E.L.D'in ajanı olmak istemiyorum.
He thinks I don't know he's gay and he goes around worrying because he has a boyfriend.
Eşcinsel olduğunu bilmiyorum sanıyor. Erkek arkadaşı olduğu için de çok endişeleniyor.
I got friends and family, you know, but I don't have, like... what we had... and because of the way that my life is, I may never have that... and figuring that out is scary.
Ailem ve arkadaşlarım var, ama seninle aramız... eskisi gibi değil... bunun sebebi de yaşadığım hayatın, buna izin vermemesi... ve bu çok korkutucu.
I don't know if you remember what begging is, but this is exactly that, so please give me something, because I don't have the tools to...
Yalvarmanın ne demek olduğunu hatırlıyor musun bilmiyorum ama tam olarak bunu yapıyorum. Yani lütfen bana bir şey verin. Çünkü bunu yapmak için gerekli aletler...
I don't have any practice because I don't actually make wishes.
Hiç pratiğim yok çünkü daha önce hiç dilek dilemedim.
Look, I don't know what's going on because you won't tell me.
Bak, söylemediğin için neler oluyor bilmiyorum ama...
But I think the point we want to make to them is that we don't make those promises because we know we're going to keep them, we make those promises to guarantee we keep them.
Ama size anlatmak istediğimiz şey o sözleri, tutacağımızı bildiğimiz için vermiyoruz. O sözleri, tutacağımızı garanti etmek adına veriyoruz.
Oh. Well, in that case, I should change, because I don't look like an Andy at all.
O zaman üstümü değiştireyim çünkü şu an bende pek Andy tipi yok.
You know, I don't want you to talk right now, because your throat will be sore for quite a while, but that's normal.
Şimdilik konuşmamanı istiyorum çünkü boğazın bir süre ağrılı olacak ama normal bu.
- Because I don't trust you.
- Çünkü sana güvenmiyorum.
I don't know who I am, because of you.
Senin yüzünden kim olduğumu bilmiyorum.
Then don't do it because she says so. Do it because I'm asking you to.
O zaman kadın öyle diyor diye değil, ben rica ediyorum diye yap bunu sen de.
Because I don't see my father.
Çünkü babamı göremiyorum.
Because I don't see my mother.
Çünkü annemi göremiyorum.
because I don't want to suffer, because I'm incapable of withstanding the heartbreak of love,
Çünkü acı çekmek istemiyorum. Çünkü aşkın kalp kırıklığına dayanmaktan acizim.
You and I have renounced our fellow men, and women, because we don't want to suffer, because we're incapable of withstanding the heartbreak of love.
Siz ve ben, insanlardan feragat ettik. Çünkü acı çekmek istemiyoruz. Çünkü aşkın kalp kırıklığına dayanmaktan aciziz.
The only reason that you are here is because I don't know how to help you.
Burada olmanın tek sebebi sana nasıl yardım edeceğimi bilmemem.
I am telling you, folks, this is what they don't want you to hear, because a union strike on the Comet natural gas plant will cause an energy shortage the likes of which has never been seen in the northeast.
Comet doğal gaz santralinde çıkan sendika grevi enerji sıkıntısı yaratacak. Kuzeydoğu bölgesinde hiç görmediğimiz kadar büyük çaplı olması muhtemel.
- Huh? That I don't... Because we jump around a lot, you know what I mean?
Çok fazla yere gittiğimiz için soruyorum.
I have to believe him... because I don't know what else there is.
İnanmak zorundayım. Çünkü başka çarem yok.
I can tell, because... I don't like girls.
Yorum yapabiliyorum çünkü ben kızlardan hoşlanmıyorum.
And by the way, I don't know how to tell you this, but it seems that it was transmission of thought, because I just had a nightmare with you.
Bu arada nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama sanırım telepati gibi bir şey oldu çünkü daha şimdi sizinle ilgili bir kabus gördüm.
And I don't want Eric to suffer because I can't - -
Eric'in acı çekmesini istemiyorum çünkü ben...
- I don't want him to get in trouble because...
Ben sadece... onun belaya bulaşmasını istemiyorum çünkü...
Because he's like a hundred years old and doesn't know how to use a computer, which I don't either, but it's really not that hard, like...
Çünkü kendisi 100 yaşında ve bilgisayar kullanmayı bilmiyor. Ben de bilmiyorum ama o kadar da zor değil.
I'm not asking you because I don't know the answer.
Nedenini bilmediğimden sormuyorum.
And don't try to lecture me just because you paid... I won't.
Ayrıca bunu bana hayat dersi vermek için de kullanma.
Because you don't know what I know.
Çünkü benim bildiğim şeyi bilmiyorsun.
I don't know what tanked it, but I know we had a shot, mostly because I worked my ass off to cover for you.
Neden başarısız olduğunu bilmiyorum, ama bir fırsatımız olduğunu biliyorum bilhassa da seni korumak için kıçımı yırttığım için.
I suppose you don't want to get close to anyone, because, hey, you're... you're not all coming back.
İnsanlarla çok samimi olmak istemezsin sanırım, Çünkü, yani, hepimiz... hepimiz brden geri dönemeyeceğiz.
Just because I don't understand something doesn't mean I'm ready to chalk it up as some fairy tale.
Bir şeyi anlamıyor olmam peri masalıymış gibi dinleyeceğim anlamına gelmez.
Because I don't do favors for guys like you.
Çünkü senin gibi adamlar için iyilik yapmam.
But I don't need it now, because, in case I haven't made myself abundantly clear, I'm never going back to Hell.
Ama artık ihtiyacım yok çünkü, kendimi iyi anlatmayı beceremediysem diye diyorum Cehenneme hiç dönmeyeceğim.
Because I'm just a child. If you don't like it, why don't you stop acting like one?
Hoşuna gitmediyse neden öyle davranmayı kesmiyorsun?
Well, guess what, brother, you don't need to kill me, because I'm done here.
Haberin olsun kardeşim, beni öldürmene gerek yok çünkü burada bir işim kalmadı.
Because I don't want you to run out of money and then leave.
Çünkü paranın bitmesini sonra da gitmeni istemiyorum.
But more than that, I don't want you holding back issues because you're afraid of how it will affect me.
Ama bunun ötesinde, beni nasıl etkileyeceğinden korktuğun için sorunları benden saklamanı istemiyorum.
And I shoot this Tamika girl and her baby because, I don't know, I'm just that depraved.
Tamika denen şu kızla bebeğini de vururum çünkü, ne bileyim, o derece ahlaksızım işte.
- Mm-hmm. - Because I don't feel high.
Hiç kafam güzelmiş gibi gelmiyor.
I don't know, because Christmas sucks maybe?
- Bilmiyorum belki de Noel'in berbatlığındandır?
You are striking out at me right now and I don't understand why because I already told you all I can do is submit your packet and let the chips fall where they may.
Şu anda bana çarpıyor musun, nedenini anlamıyorum. Çünkü yapabileceğim tek şeyin paketini göndermek olduğunu zaten söyledim Ve cipslerin düştüğü yere bırakın.
Uh, but you don't have to worry about me, because I like it down here.
Uh, ama benim için endişelenmenize gerek yok. Çünkü burayı beğendim.
In hindsight, I don't think the Indian Wars could have been avoided, because in those days you settle scores with fighting.
Geriye dönüp baktığımda kızılderili savaşını engellemenin mümkün olmadığını düşünüyorum. Çünkü o zamanlarda insanlar savaşarak hesaplaşıyordu.
I have--or I had- - I don't know, this thing that I couldn't shake where I felt like because nothing was ever not gonna be pointless and empty, then, uh, why go on?
Nerede hissettiğimi tam olarak yerleştiremediğim şu şey var ya da vardı. Çünkü hiçbir şeyin amacı olmayacaktı her şey anlamsız olacaktı öyleyse neden devam edeyim ki?
because i don't care 17
because i don't know 34
because i don't want to 46
because i'm happy 21
because i love you 339
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because if you don't 161
because i'm 96
because i don't know 34
because i don't want to 46
because i'm happy 21
because i love you 339
because it's you 31
because i said so 88
because i can't 94
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm your friend 17
because i am 105
because it's true 90
because i love her 53
because i'm black 19
because i'm a woman 25
because if 20
because i know you 71
because it's fun 25
because i'm your friend 17
because i am 105
because it's true 90
because i love her 53
because i'm black 19
because i'm a woman 25
because if 20
because i know you 71
because it's fun 25