Belt up traducir turco
218 traducción paralela
Oh, belt up!
Kapa çeneni!
Belt up!
Kapa çeneni!
Belt up!
Kaldırın!
That's his favorite shirt. Yeah, I saw a belt up there that would be great for his birthday.
Yukarda bir kemer görmüştüm doğum günü için güzel olurdu.
Buckle your seat belt up as soon as you sit down and keep it buckled up the whole time.
Koltuğuna oturur oturmaz emniyet kemerini bağla. Yolculuk boyunca da çıkarma.
- Ah, belt up, monkey.
- Kes sesini, maymun.
- Belt up?
- Sesimi mi kesiyim?
Belt up, both of you!
Tabii ki. İkiniz de çenenizi kapatın!
Enough. Belt up, Bill.
Çeneni kapat, Bill.
"Look, the Vice-Mayor is awake, you'll see him from the belt up."
"Bak, Vali Yardımcısı gözünü açtı, belden yukarısını görebilirsin."
It orbits your sun in a big circle like this..... and crosses through an asteroid belt up here at its widest point.
Bunun gibi büyük bir çemberde güneşinizin yörüngesinde ve burada, en geniş noktasında bir göktaşı kuşağını geçiyor.
They soften you up, throw you off guard, and then belt you one.
Gönlünü yapar, seni gafil avlayıp darbeyi indiriverirler.
Belt up!
Ne olmuş yani?
Now give me your belt. Let's hurry it up.
- Kemerini ver bakalım.
Button up and tie the belt.
Düğmelerini ilikle, kemeri de olacaktı.
You only got up as high as your gun belt and that's a low height for a man.
Sense sadece silahının takıldığı kemer kadar büyüdün ve bu bir erkek için alçak bir noktadır.
In your belt, you can feel it right up there against you all the time.
Onu, herzaman kemerinin üzerinde sağ elinle hissedebilirsin.
You don't belt them in this game, you break them, gently break them, then you build them up again into men, into soldiers! Listen.
Bu oyunda kemerle dövmezsin, onları usul usul parçalarsın, sonra da bir erkek, bir asker olarak yeniden kurarsın!
They pretend to tie you up and whip you while you wear a dress with a cloth belt.
Seni bağlar gibi yaparlar ve senin üzerinde kuşaklı bir elbise varken seni kırbaçlar gibi yaparlar.
It can come up to your belt.
Kemerinize kadar çıkabilir.
I said to bend over, pick up the belt and bring it right here to me, now!
Dedim ki eğilip o kemeri al ve buraya bana getir, derhal!
You know at night you can make better time that way than if you went... all the way around the Belt, through the Battery Tunnel, up the Westside Highway?
Aslında gece Belt'in etrafından dolaşıp Battery tünelinden geçerek Westside otoyolundan gelmek çok daha kısa sürer, biliyor musun?
You tighten your belt, turn up your collar, do everything you're told, you can be Emperor of the North Pole.
Kemerini sık, yakanı kaldır, sana söylenilen herşeyi yap... North Pole'nun İmparatoru olabilirsin.
If you're lucky, you might see someone get tied up or tapped lightly with a Hickok belt, but for the most part, all you really see during that hour and a half, man, is a lot of hugging and kissing...
Şansınız varsa ancak birinin bağlandığını ya da kuşakla hafifçe vurulduğunu görürsünüz. Ama büyük kısmında, 1,5 saat boyunca bir sürü kucaklama, öpüşme ve inleme izlersiniz.
'I was tryin'to stabilise below the belt'when this guy the size of the Statue of Liberty walks up to me.'
'Özgürlük Heykeli boyundaki adam bana doğru yürümeden önce kemerimi düzeltmeye çalışıyordum.'
What we will do is slip the stem up between the garter belt... and the skin about there close to the crotch.
Çoraplarının iplerine çiçeği tutturacağız,..
It starts at the belt and works halfway up the back.
Kemerden başlıyor ve sırtın yarısına kadar çıkıyor.
Come on Go up now The belt. inside the belt
Hadi girişi bulun kemerin altında, kemer!
Please sit up and fasten your seat belt.
Lütfen dik oturun ve kemerlerinizi takın.
- Is this how you do up a belt?
- Kemerini böyle mi bağlıyorsun?
We used to have to get up every morning, at six o'clock and clean the newspaper, go to work down the mill, fourteen hours a day, week in, week out, for sixpence a week, and when we got home, our dad would thrash us to sleep with his belt!
Sabah 6'da kalkıp gazeteyi temizlemek değirmene işe gitmek, sürekli günde 14 saat çalışmak zorundaydık. Haftada 6 peniye. Eve dönünce de babamız bizi kemeriyle döve döve yatağa yollardı.
I meant... In Okinawa a belt means no need rope hold up pants.
Okinawa'da pantolon düşmesin diye kuşak kullanırız.
Belt up, and hang on!
Atla, Spike.
Now, with all that under that tiny little belt of yours what would you like to be when you grow up?
Senin bu yeteneklerin olmasaydı büyüyünce ne olmak isterdin?
- He wanted me to tie him up... and spank him with a wet garter belt.
- Bunu pek çok insan yapıyor. - Benden onu bağlayıp ıslak bir çorap bağıyla kırbaçlamamı istedi.
Either way, you're gonna end up in the trunk of a car, somewhere on the Belt Parkway before long.
Hangisi olursa olsun, çok geçmeden bir otobanda bir arabanın bagajında bulacaksın kendini.
Can you imagine what it's like to walk into a bingo parlor hitch up your white belt and know you can have any woman in there?
Bir tombala salonuna gidip beyaz kemerini yukarı çekip oradaki her kadını elde edebileceğini bilmek nasıl bir şey düşünebiliyor musunuz?
Colonel Belt's been up there in the same situation before. He'll know better than anybody else what to do.
Albay Belt aynı durumu yaşamıştı.
And these days whenever I'm ready to belt someone who's got my dander up I hear him whisper those words in my ear.
Bu aralar ne zaman kafamı kızdıran birine yumruğu yapıştırmaya yeltensem... onun bu sözleri kulağıma fısıldadığını duyuyorum.
I remember my father all dressed up in the red suit the big black boots and the patent leather belt sneaking around downstairs.
Babamı kırmızı bir takım elbise ile hatırlıyorum büyük siyah botlar, ve deri kemer ile alt katta sessizce dolaşırdı.
- She was so skinny... she had to wear rubber bands around the tops of her socks... and a belt around her spandex bike shorts to keep them up.
- O kadar zayıftı ki çorabı kaymasın diye paket lastiğiyle tutturması gerekirdi taytını bile kemerle giyerdi.
I thought I'd polish it up with this belt sander I have here.
Bu zımpara makinası ile cilalamayı düşünüyorum.
And when I would stand up for her he would belt me in the mouth.
Ve ona karşı geldiğimde ağzımın ortasına çakardı.
Tighten up your seat belt.
Kemerini sıkılaştır.
Orion's belt is made up of three stars. - Dude, what just happened?
Orion'un kuşağı üç yıldızdan oluşur, bunlardan biri -
And this garter belt is riding up my ass.
Kemer de kıçıma kaçıyor.
I get in the car, I do up the seat belt... and I roll up the window and I say, " Window.
Arabaya atlarım. Emniyet kemerimi takarım pencereyi kaparım ve "pencere" derim.
Buckle up your seat belt.
Kemerleri bağlayın.
I walked up Camden High Street with a rifle over me shoulder and two pistols down me belt.
Galiba Mick'in provaya gelmesini bekliyorduk. Camden High Sokağında omzumda bir tüfek, belimde iki tabanca ile yürüyordum.
I knew you'd like it,'cause it's got a wrist strap, and you can hook it up to your belt.
- Bak, bunu biliyordum. Çünkü bilek kayışı var. Hem beline de takabiliyorsun.
I don't even realize I'm doing it. Did you get that belt loop from the crime scene lined up yet?
Olay yerinde bulunan kemer köprüsü hazır m?
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up against the wall 84
up to you 126
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87
up to you 126
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87