Biological traducir turco
2,420 traducción paralela
I'm Elena's biological father.
Ben Elena'nın öz babasıyım.
Women do not have the monopoly of the biological clock.
Bayanlar biyolojik saatleri açısından tekel değildirler.
Tracking a biological weapons engineer.
Bir biyolojik silah mühendisinin izini sürmeyi mi?
Yes, thank you, Annie, for trying to be inclusive, but, um, regardless of any biological happenstance, this baby will be raised by Andre and I.
Kapsamlı olmasına çalıştığın için sağ ol Annie, ama biyolojik durum ne olursa olsun bebeği Andre ve ben büyüteceğiz. Doğru.
There's nothing unethical about covert biological weapons research.
Ortada gizli biyolojik silahlar araştırması Hakkında ahlaksızca hiç birşey yok.
Lane and Colette are raising her, even if they weren't the biological parents.
Sonuçta onu büyüten Colette ve Lane biyolojik ebeveynleri olmasalar da.
Lane Bradley isn't Kim's biological father.
Lane Bradley, Kim'in biyolojik babası değil.
It's biological.
Biyolojik bir şey.
Or do you only eat ultra-biological stuff?
Yoksa sadece ultra-biolojik şeyler mi yiyorsun?
- Now I'm a biological time bomb.
- Artık biyolojik bir saatli bombayım.
Chemical Biological Domestic Terrorism.
Kimyasal ve Biyolojik İç Terör.
That the biological father was totally overwhelmed.
Biyolojik baba tamamen şaşkına dönmüştür.
The biological father is overwhelmed.
Biyolojik baba şaşkına döner.
Gabby's biological daughter was erased, and she struggled to cope.
Gaby'nin biyolojik kızı hayatlarından silindi o da katlanmaya çalıştı.
In grief over losing her biological daughter...
Biyolojik kızını kaybetmenin acısıyla...
You must take biological samples.
Sen biyolojik örnekler getireceksin.
Do you happen to know that your parents were not your biological parents?
Ailenin biyolojik ailen olmadığını biliyor muydun?
My parents weren't my biological parents.
Ailem biyolojik ailem değil.
Hannah, we're not your biological parents.
Hannah, senin biyolojik ailen biz değiliz.
Hyper-species possess hybrid biological systems.
Hiper-türlerin melez biyolojik sistemleri vardır.
And Driscoll might have been right that their biological relationship doesn't matter.
Driscoll, biyolojik bağlarının önemli olmadığı konusunda haklı olabilir.
The following visuals printed on this very film stock are proven to cause a highly visceral, biological response in the human nervous system in the most, hm, nefarious of ways.
Bu film şeridine kayıt edilen görseller mantık dışı duyguların en çok insanın sinir sisteminde hain yöntemlerin olduğunu kanıtladı.
It is a biological anomaly the likes of which the medical community has never seen.
Tıp camiasının daha önce görmediği bir biyolojik anormallik.
The most disturbing part of this is we did not find a biological agent.
En rahatsız edici kısmı da bir biyolojik ajan bulamamış oluşumuz.
"My biological clock is ticking like - -"
"Biyolojik saatim böyle tik-tak ediyor"
Not only did Big Mack ignore his biological daughter, Katherine, but almost as hurtful, he took a shine to Jennifer.
Big Mack sadece öz kızı Katherine'i ihmal etmekle kalmayıp aynı derecede üzücü şekilde Jennifer'a bir ilgi gösterdi.
Henry, preparing a cell for Level 3 the entry of a potential biological threat. - It's better than some other names that have given me.
Henry, olası bir biyolojik tehlike için üçüncü seviye bir konuk odası hazırla.
This'stuff I used to when Ft Dietrich did research on biological weapons... a "defensive purposes".
Bu Dietrich Kalesinde "savunma nedeniyle" biyolojik silahları geliştirirken test etmek için kullandıkları malzeme.
Are prepared for autopsy in a structure safe against biological threats.
Güvenli bir ortamda otopsi için hazırlanıyorlar.
Well, it seems that the biological agent has been strongly cooled before being vaporized.
Şey, görünüşe gere biyolojik etken buharlaşmadan önce bayağı bir soğutulmuş.
Well, now are pretty safe that our friends li'have successfully concluded biological outbreak that we have and turned it'far from being exhausted.
Şey, bayağı eminim ki, şimdiye dek oradaki dostlarımız, başlattığımız bu biyolojik yangının kendi kendine söndüğü sonucuna doğru olarak varmışlardır.
Why'not to start the biological warfare now?
Biyolojik savaşı neden hemen başlatmıyorlar?
If we find a way to stop Biological before this weapon to explode, you do not need the damn source.
O biyolojik silahın patlamasını durdurmak için bir yol bulursak, o lanet olası kaynağa ihtiyacınız kalmaz.
You and your colleague, Mr. Foss, you have come here with the intention of proving to stop the release of a weapon Biological, code-named "Lazarus".
Siz ve meslektaşınız, Bay Foss buraya... kod adı Lazarus olan bir biyolojik silahın salınışını durdurmayı deneme amacıyla geldiniz.
I'm your biological son.
Senin biyolojik oğlunum.
And I'm your biological father.
Sizin biyolojik babanızım.
I haven't found any biological pathogens, no prions or parasites.
Herhangi bir biyolojik patojen, prion * ya da parazit bulamadım.
Quantum effects have recently been shown to control several important biological processes, from bird navigation to photosynthesis to the human sense of smell.
Kuantum etkilerinin,. kuşların yön bulmasından fotosenteze ve insanın koku alma hissine birkaç önemli biyolojik süreci kumanda ettiği son zamanlarda gösterildi.
I was wondering who was carrying our biological weapons.
Ben de biyolojik silahlarımızı kim taşıyor merak ediyordum.
Coup d'etat using biological weapons.
Darbeciler biyolojik silah kullanıyorlar.
It's a biological compound.
Biyolojik bir karışım.
Bo, you have a biological imperative- -
Bo, bu senin için biyolojik bir zorunluluk.
One reason that the biological explanation for violence... one reason that hypothesis is potentially dangerous, it's not just misleading it can really do harm... is because if you believe that you could very easily say :
Şiddetin biyolojik olarak açıklanmasının nedenlerinden biri bu hipotezin potansiyel bir tehlike olmasının sebebi sadece insanları yanlış yönlendirmesi değil gerçekten zarar verebilecek olmasıdır... Çünkü buna inandığınız takdirde kolaylıkla "bu konuda bizim yapabileceğimiz bir şey yok" diyebilirsiniz.
And Loeb's ex-wife blamed Patrick, enough for Julie to keep it secret that Patrick was the biological father of her child.
Ve Loeb'un eski eşinin Patrick'i suçlaması Julie'nin çocuğunun biyolojik babasının Patrick olduğunu saklaması için yeterliydi.
He's your biological father.
İşte biyolojik baban.
Can we confirm that with the biological family? Okay.
Bunu biyolojik aile de onaylayabilir mi?
Garcia, where is Sydney Manning's biological family?
Garcia, Sydney Manning'in biyolojik ailesi nerede?
Unfortunately, the water removed any biological trace.
Ne yazık ki biyolojik kanıt varsa da su onları bozmuştur.
He wants to find a cheaper way to send the stuff he's producing- - a chemical, biological, God knows what--overseas.
Ürettiği şeyleri ; kimyasal olsun, biyolojik olsun Tanrı bilir daha neler var denizaşırı daha ucuza göndermenin bir yolunu arıyor.
I'm searching for my biological father.
Biyolojik babamı araştırıyorum.
Well, I don't have a lot of clues, but even if I find my biological dad, I do want to make it clear that my dad who raised me - was a wonderful father...
Yani pek fazla ipucum yok aslında ve biyolojik babamı bulsam bile açıkça belirtmek isterim ki, beni yetiştiren babam da muhteşem bir babaydı.