Biologically traducir turco
217 traducción paralela
Not biologically.
Biyolojik değil.
So that regardless of who won the war, Germany would emerge the strongest nation in Western Europe, biologically speaking.
Ne olursa olsun savaşı kazanarak Almanya'yı biyolojik açıdan, Avrupa'nın en güçlü ülkesi kılmak.
You always feel trapped, biologically.
Biyolojik olarak hep öyle hissederiz.
This means biologically modifying the nature of the host organism.
Bunun için, ana organizmanın yapısı yabancı dokuya uygun hale getirilmeli.
It is logical to assume that something within this zone absorbs all forms of energy, whether mechanically or biologically produced.
Bu bölgenin içindeki bir şeyin tüm enerjiyi çektiğini düşünmek mantıklı, ister mekanik veya biyolojik olsun.
Meadows and no meteor craters. The whole place is an enigma, biologically and culturally.
Tüm bölge bir muamma, hem biyolojik hem de kültürel olarak.
General survey party requires direction of Science Officer, Astrobiologist Phillips has surveyed 29 biologically similar planets. Geologist Carstairs served on merchant marine freighters in this area.
Ekip araştırmacının yönlendirmesini gerektirmekte, astrobiyolog Phillips benzer gezegenleri tetkikte bulunmuştu, jeolog Carstairs bu bölgede nakliyat için bulunmuştu bir jeoloji tetkiki için gezegende bulundu.
The seven-year cycle is biologically inherent in all Vulcans.
Yedi yıllık devir, biyolojik olarak doğuştan tüm Vulcanlarda vardır.
But she is my daughter. Perhaps not biologically, but in every other sense. I took her into my home when she was ten and I raised her as my own.
Yani, TV'de bütün şu şeyleri, bu adamla evleneceğini ve ona aşık olduğunu ve... söylediğini gördüğünde neler hissettiğini hesaba katarsak.
On level 5, the patients and capsule will be isolated in biologically secure setups.
Hastalar ve kapsül, 5. seviyede biyolojik izolasyon güvenliği altındalar.
I wanted you here while we find out if there's anything still biologically active in the capsule.
Kapsülde biyolojik atkiviteler olup olmadığını bulurken burada olmanızı istedim.
Biologically.
Biyolojik olarak.
Biologically, I was in bed with some broad.
Biyolojik olarak, bir hatunla yataktaydım.
Biologically speaking it's absolutely fascinating what's happened to you.
Biyolojik açıdan konuşursak sana olan şey kesinlikle büyüleyici.
Judging by her appearance, it is likely you are biologically compatible.
Onun dış görünüşüne bakarak, biyolojik olarak uyumlu olduğunuz söylenebilir.
If you can show that he's biologically harmless, without risk to the crew, I'll do everything in my power to assist.
Bana onun biyolojik olarak zararsız olduğunu ve mürettebata... risk yaratmadığını gösterirseniz, size elimdeki tüm güçle yardım edeceğim.
I have decided that regardless of which individual is biologically responsible, that I want Andy to be the father of my child.
Biyolojik olarak kimin sorumlu olduğuna bakmadan kararımı verdim. Çocuğumun babası Andy olacak.
If it wasn't biologically impossible, I'd swear Dad was left in a basket on our doorstep.
Hatta babamı sepet içinde bizim kapıya bıraktıklarını sanıyorum.
The symbiont and the host are biologically interdependent.
Ortak yaşar ve konukçu biyolojik olarak birbirine bağlı.
I said, " You may be my dad biologically, but as far as being there -
Dedim ki, " Benim biyolojik babam olabilirsin, ancak onun ötesi değil -
At last the computers have located a suitable destination... a planet physically and biologically compatible with Krypton... whose inhabitants resemble ours... and whose society is based on ethical standards... which we, too, embrace in concept... if not always in deed.
Sonunda bilgisayarlarımız uygun bir yer belirledi.. fiziksel ve biyolojik olarak Kripton'a benzer bir gezegen.. sakinleri bize benziyor..
You know, I'm not ready to be biologically extraneous.
Biyolojik olarak ikincil olmaya hazır değildim.
Technically... and biologically.
Teknik ve biolojik olarak. Fakat asla iyileşemeyecek.
Vir, we are not biologically equipped to handle fast food.
Vir, bizim vücut yapımız hazır yemekleri kaldırmaz.
- No, I did not say that, but I am a sexual being responsible, mind you, but biologically a sexual being.
- Hayır, ben böyle birşey söylemedim, ama cinsel anlamda sorumluluklardan bahsediyorum, itiraz etmezsen, biyolojik olarak cinsel varlık.
Someone knew enough... to keep Him biologically alive... but incapacitate Him in another fashion.
Birileri onu biyolojik... olarak canlı tutmayı ve bir şekilde güçsüz bırakmayı başarmış olabilir.
Biologically speaking, the wolves are doing very well.
Biyolojik açıdan kurtların durumu gayet iyi.
My immune system is equipped with the biologically equivalent of fully automatic military assault rifles with night vision and laser scopes and we have recently acquired phosphorus grenades, cluster bombs and anti-personnel fragmentation mines.
Bağışıklık sistemim biyolojik karşılığı olan gece görüşlü ve lazerli ful otomatik askeri saldırı tüfeği ile donanmıştır ve yakınlarda fosfor bombaları, misket bombaları ve anti personel mayınları edindik.
It proves what he's become - biologically alien.
Onun biyolojik olarak bir uzaylıya dönüştüğünü gösteriyor.
The planets would not have been biologically isolated.
O dönemde gezegenler biyolojik olarak bu kadar izole değildiler.
Biologically, yes, but you never met the man.
Biyolojik olarak evet, ama o adamla hiç tanışmadın.
JODI : It would make sense, biologically.
Biyolojik açıdan anlamlı.
Yeah, but far more biologically advanced.
Evet ama biyolojik olarak çok daha gelişmiş.
But what you lack biologically, you make up for with your charming optimism.
fakat biyolojik açıdan eksik olduğunuz yerde, bunu büyüleyici iyimserliğinizle kapatıyorsunuz.
It's not biologically natural for people to mate for life.
İnsanların, biyolojik olarak hayatları boyunca bir kişiyle çiftkeşmeleri normal değil.
The male was biologically designed to spread his seed.
Erkek, tohumlarını saçmak için yaratılmıştır.
It's biologically predetermined that I watch you.
Biyolojik olarak seni izlemem belirlenmiş bir şey.
You can call it scientific, but as I discussed at great length in Chapter 2... your argument is a political assertion that privilege is biologically determined.
Bilimsel diyebilirsiniz, ama bölüm 2'de uzun uzun anlattığım gibi... ayrıcalıkların biyolojik olarak belirlendiğini söylemek, siyasi bir savdır.
We're not that different from you genetically, biologically, but what you call evolution has changed us.
Sizden biyolojik ve genetik olarak çok farklı değiliz... Ama evrim dediğiniz şey bizi değiştirdi.
They adhere equally well to flesh or clothing, and they're biologically manufactured, so as soon as they become separated from their storage palate, they begin to break down.
Vücuda veya elbiseye tam uyumlu olacak şekilde yapıldılar, ve biyolojik olarak üretildiler, ambalajlarından ayrılır ayrılmaz, bozulmaya başlarlar.
Their origin sets them apart both historically and biologically.
Bizans kökenli olmaları onları tarihsel ve biyolojik olarak farklı kılıyor.
It means that you and I are biologically related.
Seninle ben biyolojik olarak akrabayız demek.
- No. Viruses need a biologically-active environment to survive. Synthetic rubbers and artificial flavourings are not biologically active.
- hayır virüsler hayatta kalmak için aktif bir biyolojik organizmaya gereksinirler sentetik lastikler ve yapay tatlandırıcılar biyoljik olarak aktif değildir
- Isn't saliva biologically active?
- tükürük biyoljik olarak aktif değil midir
You're talking about destroying one of the most biologically productive ecosystems in the world.
Dünyanın biyolojik açıdan en üretken ekosistemini yok etmekten söz ediyoruz.
At least biologically speaking, right?
Biyolojik olarak yani, değil mi?
It's the same thing, biologically speaking.
Aynı şey, biyolojik olarak konuşma.
But somehow biologically related to this monster from 12,000 years ago.
Ama bir şekilde 12,000 yıllık bu canavarla biyolojik bir bağları var.
Biologically, I'm older, but I think we play around the same age.
Biyolojik olarak büyüğüm ama aynı yaştaki karakterleri oynuyoruz.
Technically... and biologically.
Teknik ve biolojik olarak.
If you do this, there's going to be a kid out there that's biologically yours, right? Think about it.
- Bir düşün.