Blacktop traducir turco

That blacktop highway, all cracked and fissured, overgrown with weeds, a vestige of ancient civilization.

O asfalt karayolu tamamen çatlamış ve yarılmış eski uygarlıkların kalıntılarını otlar sarmış.

- I'm on a two-lane blacktop.

- Bir çift şeritli asfalttayım.

Just keep your nose to the blacktop, buddy.

Burnunu asfaltta tut, dostum.

Parking Lot, all blacktop and new Drive on in, we're expecting you

Otopark, her tarafı asfaltlı ve yeni içeri gelin, sizi bekliyorduk.

Parking Lot, all blacktop and new

Otopark, her tarafı asfaltlı ve yeni...

They finished up work on that blacktop from Kandu to Blindman's Lake.

Kandu'dan Blindman gölüna kadarki asfaltlamayı bitirmişler.

Ready to hit that blacktop, kid?

- Zenciliğe hazır mısın, çocuk? - Evet, hazırım.

I was just about to get onto the blacktop when this big light come down from the sky... just about blinded me.

Tam karatepeye gelmek üzereydim. Gökten bu kocaman bir ışık [br] topu geldi- - gözlerimi kör etti.

James Dean... as he piloted his Porsche 550 Spyder race car... toward a date with death... along a lonely stretch of a California two-lane blacktop...

James Dean... Bu Porsche 550 Spyder... onun ölüme gittiği arabanın aynısı... Tek başlarına, California'ya doğru yol alıyorlardı.

There's no fouls on the blacktop.

Bu sahada faul yoktur.

Stay on the blacktop now till you're clear out of the valley.

Vadiden çıkana kadar asfalttan ayrılmayın.

Wait. How about we settle this on the blacktop?

Meseleyi asfaltta çözmeye ne dersiniz?

-... over two lanes of county blacktop?

-... yolunda parçalandığını söyleyebilir misiniz?

Bagpipe and the PRS will initiate a full complement of POTUS SA1s on CP from the Blacktop Unit at Grosvenor by the time we get a wheels-down from Cowpuncher at Basecamp LZ.

Gayda ve gitar tam kadro Başkanla birlikte koro halinde Grosvenar'daki komuta merkezinden yönlendirilerek hareket edecekler ; tâ ki Cowpuncher'daki ana üsten uçağı havalanıncaya kadar.

'Air Force One, this is Blacktop.

'Hava Kuvvetleri - 1, burası asfalt.

A road transfer to Halton, a dummy chopper from Brize Norton, the President on Marine One en route to Blacktop on schedule, free from harm.

Halton'a karayolu transferi, Brize Norton'dan sahte bir helikopter uçuşu, Başkanın kazasız belasız Blacktop'a tam zamanında varması için helikopter uçuş planı.

'This is Blacktop.

'Burası Asfalt.

Blacktop, since when is that on the schedule, over?

Asfalt, program ne zaman değişti, tamam?

Stagecoach returning to Blacktop.

Posta arabası asfalta geri dönüyor.

This is Blacktop Control, we have a wheels-down in ten, I need sitreps.

Burası asfalt kontrol, 10 saniye sonra inişe geçiyorlar, durum raporu verin.

A renegade roller coaster comes along sixteen hours later, and propels Nevin's body from the trunk to the blacktop?

16 saat sonra hain bir hız treni raydan çıkıp Nevins'in cesedini bagajdan fırlatıp asfalta mı attı?

So dad was checking out this two-lane blacktop just outside of Jericho, California.

Babam California dışındaki Jericho'daki çift geçitli yeri ( blacktop ) araştırıyordu.

You see, I know every square inch of that blacktop.

O asfalt sahanın her santimetresini bilirim.

Get that blacktop before you flop.

Bitmeden yetişin, blacktop var!

- Love, Bullets and Blacktop -

- Bölüm 7 Aşk, Kurşun ve Asfalt Çeviri :

Soundtrack to a movie called Love, Bullets Blacktop.

Aşk, Kurşun ve Asfalt diye bir filmin film müziği albümü.

Yeah. Love, Bullets Blacktop. It's a fine title.

Evet. "Aşk, Kurşun ve Asfalt" iyi bir isim.

Boobs, Bullets Blacktop would be better.

Meme, Kurşun ve Asfalt olsa daha iyi olurmuş.

Love, Bullets Blacktop.

"Aşk, Kurşun ve Asfalt".

All right, let's drop this tin can on the blacktop.

Şu tenekeyi piste indirelim mi ne dersiniz?

Officer : 1027, she's not traveling blacktop.

1027, karayolda görünmüyor.

A man-eating, shape-shifting grifter who knows how to get in and get out and vanish like heat off a blacktop.

Ne zaman, nerede olacağını bilemezsin.

But this blacktop right here... is your sacred ground.

Fakat buradaki asfalt sizin kutsal yeriniz.

Nobody knows when or how, but one day that cheese mysteriously appeared on the blacktop.

Ne zaman veya nasıl olduğunu kimse bilmiyor. Bir gün asfaltın üstünde esrarengiz bir biçimde peynir dilimi belirir.

Miles of blacktop, where kids come to prove themselves...

Asfaltlı yollar, gençlerin kendilerini kanıtlamak için gittikleri yer...

Heard near bodies of water, blacktop surfaces.

Su kenarlarında, asfalt yüzeylerinde duymuştum.

There's a 5 grand fine, 600 for towing and disposal 3 grand to steam-clean the blacktop.

5 bin dolarlik bir para cezasi 600 dolarlik çekme ve imha etme masrafi 3 bin dolarlik da asfalt temizleme masrafi.

I just remember going out on the blacktop in kindergarten the first time... and just having all those kids look at me like, "There's something wrong with you,"

Anaokuluna ilk gittiğim günü hatırlıyorum da... Bütün çocuklar bana bakıp "Sende bir gariplik var" diye düşünmüş olmalı.

I got nothing but miles of blacktop waiting for me.

Beni bekleyen kilometrelerce asfalttan başka bir işim yok.

I'm on the Dayton blacktop, hauling ass home.

Dayton yolunda, hizla eve dönüyordum.

At the blacktop, we went right, so two days to the left I guess.

otoyoldan sağa döndük sola doğru iki günlük yol sanırım.

Uh, try the blacktop of upper Cameron.

Yukarı Cameron'daki asfalt yola bakın...

A missing boat's the kind of case that Blacktop and Gumshoe would tackle.

Kayıp tekneler asfalt ve kauçuk ayakkabı türünde ele alınan davalarmış.

Now, you're never gonna guess why I was called Blacktop.

Neden "asfalt" dediğimi asla tahmin edemezsiniz.

Blacktop and Gumshoe together for one last case.

Asfalt ve Kauçuk Ayakkabı birlikte son davalarında.

Blacktop and Gumshoe solve another one!

Asfalt ve Kauçuk Ayakkabı bir dava daha çözdü!

Bobby : Get a move on, Blacktop.

Kaldır kıçını Asfalt.

Blacktop, look what I got.

Asfalt, bak ne bulduk.

Bet your blacktop they do.

Hiç şüphen olmasın Asfalt.

Thanks for having my back, Blacktop.

Arkamı kolladığın için teşekkür ederim Asfalt.

We're one minute out.

Anlaşıldı, Blacktop One.