Blooded murderer traducir turco
56 traducción paralela
If I'm not mistaken this man is not a cold-blooded murderer
Eğer yanılmıyorsam, bu adam soğukkanlı bir katil değil.
Hastings, did you really believe that I'd let a cold-blooded murderer escape?
Hastings, soğuk kanlı bir katilin kaçmasına gerçekten de göz yumacağımı mı sandın?
What would a flag of truce mean to a cold-blooded murderer?
Ateşkes bayrağı soğukkanlı bir katil için ne ifade eder ki?
I saw a king trying to protect his people from a cold-blooded murderer...
Halkını soğukkanlı bir katilden kurtarmaya çalışan bir kral gördüm...
I think O.J. is a cold-blooded murderer who slaughtered two innocent people.
Bence O.J. İki masum insanı öldüren soğukkanlı bir katil.
He's not a cold-blooded murderer.
O soğukkanlı bir katil değil.
If I'm not mistaken... this man is not a cold-blooded murderer.
Eğer yanılmıyorsam bu adam soğukkanlı bir katil değil.
Conquer, you cold-blooded murderer!
Conquer, sen çok fazla nefret dolusun!
Crassus is a cold-blooded murderer.
Crassus soğuk kanlı bir cani.
But Nathan Herrero left behind graphic proof that Allan Lans is a cold-blooded murderer.
Fakat Nathan Herrero geride Allan Lans'ın soğuk kanlı bir katil olduğunu ispatlayan bir video kaset bıraktı.
- Cold blooded murderer.
- Soğukkanlı katil!
He's a cold-blooded murderer.
- O soğukkanlı bir katil! - Görevliler!
Tim's right. You take a killer of 20 who's in for 20, you give him the pill, bingo, he's 40 but he's still a cold-blooded murderer.
Tim haklı. 20 yıl ceza almış, 20. yaşındaki bir katile bu haplardan verirsek,
They all wonder why you've cast the "mad bomber" as a cold-blooded murderer in Bang bang you're dead meat.
Onların hepsi "Bang Bang You're Dead" oyununda neden çılgın bombacıya serinkanlı katil rolünü verdiğini merak ediyorlar.
It could be an attempt at getting an early inheritance. Your sister is not a cold-blooded murderer.
Erkenden miras alma teşebbüsü olabilir.
You're a cold-blooded murderer!
Sen soğukkanlı bir katilsin.
But she is here with us now, madame the cold-blooded murderer of whom I speak.
Ama şu anda kendisi burada, bayan. Sözünü ettiğim acımasız katil o.
The girl's a cold-blooded murderer, Clark.
O kız soğuk kanlı bir katil, Clark.
Hey! If your father is a robber, a cold-blooded murderer who could even kill his best friend, and you're a cop, what are you going to do?
Baban, en iyi arkadaşını bile öldürebilen bir haydut,... soğukkanlı bir katil olsa, ve sen de bir polis olsan ne yapardın?
If your father's a robber, a cold-blooded murderer who would kill even his best friend, and you're a cop, what would you do?
Baban, en iyi arkadaşını bile öldürebilen bir haydut, soğukkanlı bir katil olsa, sen de bir polis olsan ne yapardın?
I was a victim, and you're a cold-blooded murderer.
Ben kurbandım ama sen soğukkanlı bir katilsin.
! We're pretty sure we just found a cold-blooded murderer, and you want to go to his house and ask him about it?
Soğukkanlı bir katille karşılaşacağımız belli ve sen onun evine gidip sormak mı istiyorsun?
That is not the mindset of a cold-blooded murderer.
Bu, soğukkanlı bir katil zihniyeti değil. Hayır!
I see a cold-blooded murderer whose sense of entitlement knows no bounds.
Ona bakınca sınırlarını aşmış soğukkanlı bir katil görüyorum.
In my opinion, he's a cold-blooded murderer.
Benim gözümde, o sadece soğuk kanlı bir katil.
"offered her a home after Craig was sentenced. " Changing her name, the pitiful girl... " seduced by a cold-blooded murderer...
Korkunç bir katil tarafından baştan çıkarılan bu zavallı kız adını değiştirerek ülkesinden sonsuza dek ayrıldı.
You think you're a cold-blooded murderer..... Mitchell was killing eighty years before you were even born.
Sen de kanlı katil olduğunu düşünüyorsun.. .. Mitchell 80 yıl önce bile öldürüyordu, sen daha doğmamıştın.
You're not a cold-blooded murderer, otherwise you would have killed Scott a long time ago.
Sen acımasız bir katil değilsin. Aksi takdirde uzun zaman önce Scott'ı öldürürdün.
Or she's a cold-blooded murderer who's still playing out her diversion to keep the suspicion away.
Ya da şüpheleri üzerinden uzaklaştırmak için rol kesen soğukkanlı bir katil.
I am afraid, members of the JOBA society, that your Fitzy... - Uh-oh. - Is a cold-blooded murderer!
Korkarım ki, JOBA Derneğinin üyeleri Fitzy'niz soğuk kanlı bir katildir.
My father may have been a coldhearted businessman, but he wasn't a cold-blooded murderer.
Babam belki katı kalpli bir iş adamıydı ama soğukkanlı bir katil değildi.
Winnick is a cold-blooded murderer.
Winnick, soğuk kanlı bir katil.
You, sir, are a cold-blooded murderer... And you will get what you deserve.
Sen bayım soğukkanlı bir katilsin ve gününü göreceksin.
That's what Marilyn across the street said- - a cold-blooded murderer raped and strangled some poor girl over in Fairfax County.
Karşıda oturan Marilyn demişti : Fairfax ilçesinde kızlara tecavüz edip boğan bir katil varmış.
I'm asking for the death penalty, because that woman is a cold-blooded murderer, and I believe she deserves it.
İdam cezası istiyorum çünkü bu kadın soğukkanlı bir katil ve bu cezayı hak ettiğine inanıyorum.
And you, Odin, are a cold-blooded murderer.
Ve sen, Odin, soğukkanlı bir katilsin.
So, not cold blooded murderer?
Yani, soğuk kanlı bir katil değil mi?
He is a cold-blooded murderer.
O soğukkanlı bir katil.
She was a cold-blooded murderer, so I had her taken from the house and hung from the branch of a tree.
Soğukkanlı bir katildi ben de onu evden alıp bir ağacın dalında astırmalıydım.
I'm supposed to believe a cold-blooded murderer whose father is a fucking thief?
Babası lanet bir hırsız olan soğukkanlı bir katile mi inanacağım amına koyayım?
Once we prove that Coleman Brown is a cold-blooded murderer, they'll probably take it down anyway.
Coleman Brown'ın soğukkanlı bir katil olduğunu kanıtlayınca zaten kaldırırlardı.
And the only thing that kept him from being a cold-blooded murderer is that the clerk somehow survived.
ve adamın bir şekilde hayatta kalması sayesinde katil olmaktan kurtulmuş.
Because even a first-year phrenology student could see that this man... is a cold-blooded murderer.
Çünkü birinci sınıftaki bir Frenoloji öğrencisi bile bu adamın soğukkanlı bir katil olduğunu görebilir.
Is Harlem's hero a cold-blooded murderer?
Harlem'in kahramanı katil mi?
The Ethan Chandler I know is not a cold-blooded murderer.
Benim tanıdığım Ethan Chandler acımasız bir katil değildir.
Wish I could say the same about a cold-blooded murderer.
Keşke ben de soğukkanlı katil hakkında aynısını söyleyebilsem.
You got a murderer off on the moral integrity of his cold-blooded execution.
Bir katili, soğuk kanlı infazının ahlaki doğruluğuyla serbest bıraktırdın.
You wouldn't know it to look at me, Ralph, but I'm a murderer, a cold-blooded axman.
Ayrıca penis anlamına gelen dört harfli bir kelime. Pekâlâ.
You let him go? What if he's a cold-blooded murderer?
Gitmesine izin mi verdin?
You think he's a cold-blooded murderer?
Onun vicdansız bir katil olduğunu mu düşünüyorsun?
They're all calling you a murderer, a cold-blooded killer. It's not true.
Onlar sana katil diyorlar, soğun kanlı bir katil.
murderer 417
murderers 169
blood 1038
bloody 177
blooded 155
bloody mary 53
bloody hell 1276
blood pressure 102
blood type 26
bloody fool 33
murderers 169
blood 1038
bloody 177
blooded 155
bloody mary 53
bloody hell 1276
blood pressure 102
blood type 26
bloody fool 33