Blue one traducir turco
1,255 traducción paralela
Right there, the blue one.
O Motelde. Tam orada mavi olan.
A blue one, I know.
Mavi olan, biliyorum.
- The blue one.
- Mavi olandan.
- Clone B gets the blue one.
- Klon B mavi hırkayı alıyor.
Look, I need you to get the blue one to the manor.
Mavi olanı eve getirmen gerek.
Is your toothbrush the green one or the blue one?
Senin diş fırçan yeşil miydi, mavi mi?
The red one or the blue one?
Kırmızı mı, mavi mi?
A purple one, a blue one...
- Bir tane mor, bir tane de mavi...
At least take the blue one with you.
Hiç değilse mavi olanı al.
Give me the blue one.
Bana mavi olanı ver.
- Is it this blue one, Jack?
- Bu mavi tek mi, Jack?
No, I wanted turquoise but I got a blue one.
Hayır, turkuvaz isterdim ama mavi bir tane aldım.
I want blue, the blue one
Maviyi... ben mavi arabayı istiyorum.
Oh, we don't have the blue one?
Mavi olan yok muydu?
The red one... or the blue one...
Kırmızı olan mı... Mavi olan mı...
Everything but the little blue one.
Her şeyi küçük mavi olan hariç.
Your mother's wooden bowl, the scratchy blue blanket. That's the heavy one.
Annenin tahta kâsesi, geniş ve ağır olan.
The blue one.
Ortadaki üçüncü mavi olan.
That she had two blue eyes and now one blue and one brown?
İki mavi gözü varken, biri kahverengi mi olmuştu?
There is only one thing that tastes worse than blue cheese and dirt.
Tek bir şey küflü peynir ve pislikten daha kötü kokar.
The one I've been looking at, with the blue roof.
Mavi çatılı, bir süredir baktığım ev.
I want to... uh, paint the... uh, next one blue.
Ben... bir sonrakini... maviye... boyamak istiyorum.
I kept building the boxes, and Steve kept selling them until one day, we almost got busted by some cops who, thank God, didn't even know what a blue box was.
Ben kutuları yapmayı sürdürdüm, Steve de satmayı ama bir gün, polisler az kalsın bizi enseleniyordu neyse ki, mavi kutunun ne olduğunu anlamadılar.
The one in the pale blue suit with the big pointy chin!
Şu açık mavi elbiseli, çıkık çeneli çocuk işte!
One day, out of the blue there was a knock on my door
Şans eseri, bir akşam... kapım çalındı.
And his opponent across the ring, fighting out of the blue corner, weighing in at 166 and one half pounds, with a fine record of 42 victories, eleven losses, and nine draws.
... ve 9 beraberlik var.
This entire country, this entire country is completely full of shit and always has been from the Declaration of Independence of the Constitution to the Star Spangled Banner it's still nothing more than one big steaming pile of red, white and blue all American bullshit because think of how we started.
Bütün bu ülke bütün bu ülke tamamıyla orospu çocuğuyla dolu hep öyleydi Anayasal Bağımsızlık Bildirgesinden yıldız süslü bayrağına kadar hala, kırmızı, beyaz ve maviden oluşan büyük kokuşmuş bir Amerikan saçmalğından başka bir şey değildir çünkü nasıl başladığımızı bir düşünün.
One blue, large, largest you've got.
Bir tane de mavi large, en büyük olsun. İki tane olsun.
And you were one of the organizers of the blue flu, Mr. Fordham?
Benim düşüncem bu. Bunu ifade etmekten çekinmiyorum.
One was leaving the restaurant in a blue sweater, the other was entering the manor in a black sweater.
Biri üstünde mavi hırkayla restorandan ayrıldı, diğeri de üzerinde siyah hırkayla evine girdi.
Come one, he was blue for too long.
Fazla efkarlanmış.
The one in the blue jacket.
Mavi ceketli olan.
The blue one?
Mavi olan?
If Big Blue would do an endorsement on one of our TV spots.
Büyük Mavi reklamlarımızda oynarsa...
Blue Leader, this is Eagle One.
Kartal I arıyor.
- The one with all the blue.
- Masmavi olan.
You know, I ain't one to brag, big Blue, but I figure on at least a thousand.
UKALALIK YAPMAYI SEVMEM DOSTUM, AMA EN AZINDAN 1000 YARD.
No one's ever forgotten Blue, it's just human fucking nature.
Hicbirseyi unutmayiz. bu insanin dogasinda var.
He remembered bringing five letters, not four, and that one of them was handwritten on dark-blue paper.
Dört değil beş mektup getirdiğini ve bir tanesinin koyu mavi bir zarf olup el yazısıyla yazıldığını hatırlamıştı.
It bolts like a flying tiger. Green mountains and blue rivers he passes it one by one.
Şekerli ballı yuvarlak bir karpuz?
It looked like one of those ads in the travel agents with palm trees and blue water...
Tıpkı şu seyahat acentalarının reklamlarındaki gibiydi. Palmiye ağaçları, masmavi bir deniz- -
I know it's out of the blue, but one look tells me we're alike.
Biliyorum, çok damdan düşer gibi oldu ama bir bakışta birbirimize benzediğimizi anladım.
It's one guy, dark blue shirt.
O koyu mavi gömlekli çocuk.
Try one of the casinos on Blue Diamond Road.
Blue Diamond Rome'daki kumarhanelere bak.
Allow me to purchase the provisions I demand or I shall transform your blue collar into a red one and...
İstediklerimi almama izin ver.. .. yoksa senin mavi rengini kırmızıya dönüştürürüm ve...
Yeah, yeah, yeah. Have another one, blue girl.
Tabi, tabi, tabi Başka birini bul mavi kız.
OH, THIS ONE HAS A BLUE TAG.
Tüh, bunda mavi etiket var.
And so one hand washes the other, my brother in blue.
Bir eli yıkayan, diğer eldir benim mavili kardeşim.
One had a Kermit patch on it, and the shoelaces were blue... and you had your dalmatian dog with you there... licking off your tears.
Bir tanesinde Kermit arması vardı, ve bağcıklar maviydi... Ve yanında senin gözyaşlarını yalayan dalmaçyalı köpeğin vardı...
Requesting one cytoglobin injection for patient B-3, priority Blue-7 gamma.
B-3 hastası için bir adet saytoglobin enjeksiyonu gerekmekte, Mavi-7 gama.
Requesting one cytoglobin injection for patient B-3, priority Blue-7 gamma.
B-3 hastası için bir adet saytoglobin enjeksiyonu gerekmekte, öncelik Mavi-7 gama.
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20