Brave boy traducir turco
198 traducción paralela
You're a brave boy.
Sen çok cesur bir çocuksun.
Be a brave boy.
Cesur ol.
You get the message, brave boy?
Mesajı aldın mı, cesur çocuk? Anne!
Your guts are showing all over the place, brave boy.
Cesaretin her yere damgasını vurmuş, cesur çocuk.
Be a good, brave boy, Sir Wilfrid.
Şimdi uslu ve cesur bir çocuk olun, Sir Wilfrid.
Brave boy.
Cesur çocuk.
Oh, what a brave boy.
Ne cesur bir çocuk bu.
Brave boy, however I'm sticking to the law.
Cesur çocuk. Ben gene de yasal olanı yapayım.
There isn't a brave boy among them!
Aralarında yürekli biri yok ki!
You're a brave boy, Nemecsek.
Sen cesur bir çocuksun, Nemeçek.
He's a brave boy.
Cesur bir çocuk.
My brave boy.
Cesur erkeğim.
Was he a brave boy?
Cesur muydu..
Hello, brave boy.
Merhaba, cesur çocuk.
- You're such a brave boy.
- Çok cesur bir oğlansın.
You're a brave boy, jobe.
Sen cesur bir çocuksun Jobe.
My brave boy!
- Benim cesur oğlum!
Real brave boy.
Cesur çocuksun.
Hey, brave boy!
Hey cesur çocuk.
You must be a brave boy and wait here for my call.
Cesur bir çocuk olup aramamı bekleyeceksin.
- Brave boy!
- Yiğit çocuk!
Oh, such a brave boy.
Benim cesur oğlum.
We're going to send this blood away to establish a baseline, my brave boy.
Yer açmak için biraz kan alacağız. Cesur çocuk.
And then think, my brave boy, if they can ever give you back your myelin,... you'll be able to tell your brain to tell your toes, your fingers, your anything, to do what you want them to do.
Sonra da düşünsene, cesur oğlum, sana miyelinini geri verebilirler,..... o zaman beynine, parmaklarına, heryerine, ne yapmalarını istediğini söyleyebileceksin. - Ne yapmalarını istersen.
My name is Federico Aranda, and I have to tell you that Alberto Antuna, a brave boy, is dead.
Adım Federico Aranda ve size söylemeliyim ki Alberto Antuna, cesur bir genç, öldü.
You're such a big, brave boy.
Sen kocaman, cesur bir oğlansın.
And you, my fine brave boy, have nothing to be proud about at all.
Ve sen benim cesur çocuğum, gurur duyacak hiçbir şeyin yok.
There, there. You've got to be a brave boy now.
Tamam, şimdi cesur ol biraz.
Suddenly, without warning, zee brave boy get more than he bargain for.
Aniden, uyarılmaksızın, çocuk aradığından fazlasını buldu.
You're a very brave boy, Kevin.
Sen çok cesur bir çocuksun, Kevin.
You are a brave boy.
Sen cesur bir çocuksun.
My brave, brave boy.
Cesur yürekli oğlum.
And his hero, Joe Cooper, promising to hit 3 home runs, a promise that could decide between life and death for this brave boy.
Ve kahramanı Joe Cooper ona 3 home run sözü verdi. Verilen bu söz, bu cesur çocuk için yaşam veya ölüm demektir.
YOU'RE A BRAVE BOY.YOU SAID YOU HAD INFORMATION.
- Zeki bir çocuksun. - Elinde bilgi olduğunu söyledin.
Prove yourself brave, truthful and unselfish, and someday you will be a real boy.
Cesur ve dürüst olduğunu, bencil olmadığını kanıtlarsan bir gün gerçek bir çocuk olacaksın.
My brave little boy.
Cesur, küçük oğlum.
Prove yourself brave, truthful and unselfish and someday you will be a real boy.
Cesur ve dürüst olduğunu, bencil olmadığını kanıtlarsan bir gün gerçek bir çocuk olacaksın.
Long, long ago, in a faraway land across the sea, there lived a little boy who considered himself quite an authority on brave, fearless knights.
Çok uzun zaman önce, deniz ötesi uzak bir ülkede cesur ve korkusuz şövalyeler üzerinde yetkisi olduğuna inanan küçük bir çocuk yaşarmış.
Hold on, brave boy.
Dayan cesur çocuk...
- You are very brave, big boy.
- Çok cesursun koca adam.
Boy, that was brave.
Dostum, bu cesurcaydı.
A brave old boy for all his white hairs.
Ak saçlı cesur bir ihtiyardı.
Brave boy, Oliver.
Sen cesur bir çocuksun Oliver.
'I think that I shall never see... a boy as brave as Alec Ramsey.
" Sanırım Alec Ramsey gibi cesur bir çocuğu,.. ... bir daha asla göremeyeceğim.
Be brave, my boy!
Cesur olun.
This was a good, brave boy with a fine tenor voice we'll all miss.
Bu çocuk çok cesurdu çok güzel bir tenor sesi vardı, onu çok özleyeceğiz. Hayatta bazı kazalar vardır.
The burning boy in the green jersey, with that legendary, fabulous sidestep, and the brave, terrified smile.
Yeşil kazaklı, ateşli çocuk, o efsanevi yana adım figürü ve cesur, dehşetli gülüşü.
Ex-Brave centre fielder and league RBI champ four of the last five years, Local boy come home, Bobby Rayburn.
Atlanta Braves'ın eski iç saha oyuncusu, son beş yılda dört kez ligin en çok sayı yapan oyuncusuydu. Evine dönen Bobby Rayburn.
There's a brave boy.
Aferin, çok cesursunuz.
The fans here all wearing yellow ribbons in support of this brave little boy.
Seyirciler onu desteklemek amacıyla sarı bant taktılar.
a horsie and a little boy brave the bitter cold... "
bir atçık, cesur küçük bir oğlan iliklere işleyen soğuk... "
boyle 310
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boychik 17
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boy scout 43
boykewich 37
boyd crowder 43
boycie 17
brave 181
braveheart 29
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boy scout 43
boykewich 37
boyd crowder 43
boycie 17
brave 181
braveheart 29