Buried treasure traducir turco
234 traducción paralela
Buying a map for a buried treasure.
Gömülü bir hazine haritası satın almak ha.
Have you started after this buried treasure again?
Yine şu gömülü hazinenin peşinde misin?
Michael, the buried treasure.
Maykıl, define.
Dig for buried treasure?
Kayıp hazineyi mi bulacağız?
You, your maps, fishing boats, buried treasure, all of it!
Senden, haritalarından, teknenden, gömülü hazinelerinden!
There ain't any caskets of gold. No buried treasure.
Altın sandığı, gömülü hazine falan yok.
Just the sort of place you expect to find a buried treasure.
Tam gömülü bir hazine bulmayı umacağınız bir yer.
A buried treasure.
Gömülü bir hazine.
Not with all the buried treasure inside you.
İçinde o hazine gömülü iken.
Did you find buried treasure?
Hazine falan mı buldun?
Guess it's too much dividing buried treasure in 7 parts
Hazineyi 7 paya bölmek istemiyoruz
I got me buried treasure... and don't you wishes you knows where it's hid.
Gömülü hazinem var... ve sen nerede olduğunu bilmek istemezsin.
All these years I've been loyal mean, and all these years, you've been dropping hints about buried treasure.
Bunca yıldır sana sadık kaldım, ve bunca yıldır, bana gömülü hazineyi ima ediyorsun.
Can you lead me to the old goat's buried treasure?
Beni yaşlı keçinin hazinesine götürecek misin?
Buried treasure?
Gömülü hazine mi?
We found a map over at Mikey's dad's place that said there was buried treasure under here.
Mikey'in babasının evinde bir harita bulduk. Haritada buranın altında hazine olduğu yazıyordu.
Buried treasure right this way.
Gömülü hazine işte burada.
We do not follow maps to buried treasure, and "X" never, ever, marks the spot.
Hazineye haritayla ulaşmıyoruz ve doğru yerleri X göstermiyor.
The mean and melancholy history of Countess Olenska's European marriage... was a buried treasure he hastened to excavate.
Kontes Olenska'nın Avrupa'da yaptığı evliliğin kötü ve melankolik hikayesi... onun kazıp ortaya çıkarmak için sabırsızlandığı bir hazine gibiydi.
She think we open buried treasure with it.
Onunla hazineyi açabileceğimizi düşünüyor.
It's a map to Cutthroat Island... the buried treasure of a Spanish gold ship.
Bu katiller adasına gidebilmek... için bir harita. Bir ispanyol gemisinin hazinesi orada gömülü.
Yeah, but I wish my life were more like one of Captain Bones'adventures, sailing the high seas and searching for buried treasure.
- Evet. - Ama ben hayatımın Kaptan Bones'un maceralarından biri gibi olsun isterdim. Açık denizlere yelken açıp, gömülü hazineyi bulmayı.
The scuttlebutt among the crew is that, uh, we're sailin'for buried treasure and, uh, someone on board has a map.
Mürettebatın arasında bir söylenti dolaşıyor. Gömülü bir defineyi aramaya gidiyormuşuz. Ve gemide bulunan birinde bir harita varmış.
Well, actually, buried treasure and pirates brought us together... Don't you start with me about pirates!
Aslında, bizi biraraya getiren, gömülü define ve korsanlar.
At my age it's easier to find buried treasure!
Benim yaşlarımda gömü bulmak daha kolay oluyor.
Morgan Moonscar was rumored to have buried treasure on the island.
Morgan Moonscar'ın adaya hazine gömdüğü söylentisi çıkmış.
Still hunting for buried treasure.
Gömülü hazine için hala avlanmalı.
They can see stuff, like danger and evil, and locations of buried treasure!
Bir sürü şey görebilirler, tehlikeli şeyleri kötülükleri ve gömülü hazinelerin yerlerini.
Later that day, I met Miranda at my favourite thrift store, to dig for buried treasure.
O gün daha sonra saklı hazineleri bulmak için Miranda'yla en sevdiğim ucuzcuya gittik.
And there's where you'll find a buried treasure.
Tam gömülü hazine bulunacak yer!
There's no such thing as buried treasure.
Gömülü hazine diye bir şey yoktur...
Like what the stock market is going to be like in the morning or where I can dig to find all the oil... or where are all the countless numbers of lost treasure chests buried at? And if nothing else, do they tell you what the next lottery winning numbers will be?
Hangi hisse senedine yatırım yapabilirsin, nereden petrol çıkartabilirsin nerede define bulabilirsin ya da gelecek hafta piyango hangi numaralara çıkacak?
- Buried treasure.
- Define.
Wait. You mean Aztec treasure buried in the hills, from when the Spaniards came?
İspanyollar geldiğinde dağlara gömülen Aztek hazinesinden mi bahsediyorsun?
- Not even a treasure buried in the cellar?
- Kilerde gömülü bir hazine bile mi yok?
Do you have a treasure buried at your house?
Evinde gömülü bir hazinen mi var?
The tombs were vulnerable because the Egyptians buried much treasure with their royalty.
Mısırlılar, krallarla birlikte mücevherlerini de gömdüklerinden, mezarlar ağız sulandırırdı.
The entire part of fortune is buried on Monte Cristo. It's been there for three and a half centuries. Oh Edmond, I wanted us to find this treasure together.
- Monte Kristo'da 350 yıl önce gömülmüş olan hazineyi birlikte bulmak isterdim
Well, they may have taken the treasure, buried it and sealed it.
Onlar, hazineyi bulmuş, gömmüş ve mühürlemiş olabilirler.
I was sure a treasure chest was buried here.
Burada bir hazine sandığının gömülü olduğundan emindim.
Emperor Kin Man escaped with some treasure... and buried it all in a secret place in Nanking
Devrik İmparator Kin Man hazinesini alıp Nanking'e sakladı!
I stumbled into treasure buried by... the Murung ancestors
Atalarımdan kalan tüm gömülü hazineyi kazıp çıkardım
Now, I'm told you have a map of an island with longitude and latitude... and crosses to show where old Flint's treasure is buried.
Üzerinde Flint'in definesinin yerinin enlemini, boylamını ve yerini gösteren bir adanın haritasına sahipmişsiniz.
Aye. I were on Flint's ship when he buried the treasure.
Defineyi gömdüğünde Flint'in gemisindeydim.
I often asked old Flint where he buried the treasure.
Flint'e defineyi nereye gömdüğünü çok sordum.
Aye, matey. Buccaneers and buried gold. Whipstaff doth a treasure hold.
Bakın millet, Buccaneer'lar altınla gömüldüler Whipstaff saklı hazineyi işaret eder.
Flint knew an island. That's where we buried the treasure.
Flint bir ada biliyordu.
"Treasure buried here."
Define buraya gömülü.
The men who came buried the treasure in a cavern.
Defineyi gömmek için mağaraları seçen adamlar.
The pyramids, to these thieves, were like enormous billboards saying, "We've buried the king in here and all this treasure with him."
Piramitlerin iri reklam tabelalarına benzediğini söyleyen bu hırsızlar "Kralı buraya tüm hazinesiyle beraber gömdük" dediler.
A legend says that a Hindu treasure is buried somewhere, and, in fact, we have already found some maravedis.
Bir efsaneye göre burada bir Hindu hazinesi gömülüymüş. Şimdiden bir kaç sikke bulduk.