But he doesn't traducir turco
3,967 traducción paralela
I mean, it doesn't tell us where he's being kept right now, but... but it's close to figuring it out.
Harita şu anda nerede olduklarını göstermiyor ama... - Ama çözülmeye yakın.
You know, but it gets kind of hard for him to do his job when he doesn't have all the information.
Ama tüm bilgilere sahip olmadığında bunu yapmak onun için zor oluyor.
He doesn't beat me physically, but emotionally, I am starting to feel scarred.
Fiziksel olarak bana vurmuyor ama duygusal olarak, yara aldığımı hissediyorum.
She says she doesn't know where Larson is, but I've got a pretty good idea of where he was.
Larson'ın yerini bilmediğini söylüyor ama benim daha evvel nerede olduğuna dair güzel bir fikrim var.
I know that, but he doesn't.
Ben biliyorum bunu o değil.
My case against you, Lawrence, might be in tatters, but that doesn't mean that he gets to go in the ground without somebody standing up and saying what he truly, truly was.
Sana karşı olan davam paramparça halde olabilir Lawrence ama bu, ortaya birinin çıkıp babanın ne mal olduğunu herkese söylemeden toprağa girmesini gerektirmiyor!
But she doesn't want him to know until he see it, so... ( giggles )
Ama görene kadar öğrenmesini istemiyor.
Yeah, but George said she's over it and moving on and even online dating, and I know it shouldn't matter if she has feelings for George because he doesn't have feelings for her.
- Evet. George önemli olmadığını ve hayatına devam ettiğini söyledi hatta çöpçatanlık sitesine kaydolmuş ve Zoe'nin bir şeyler hissetmesinin önemli olmaması gerektiğini biliyorum çünkü George ona karşı bir şey hissetmiyor.
But what if he doesn't?
Ama peki ya onda değilse?
I feel the same way, but that doesn't change the fact that he's still Cyrus.
Bende aynı şekilde hissediyorum, Ama bu onun aynı Cyrus olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Well, there are no other offers, but he doesn't know that.
Tamam, başka teklifler yok ama o bunu bilmiyor.
Well, I hope he doesn't, but if the answer's negative, we still have options.
Umarım olmaz ama olumsuz yanıt alırsak başka seçeneklerimiz de var.
Doesn't mean he's not way downriver. - But...
Nehrin dibinde olduğunu göstermez tabii ama...
Yeah, it looks like the stuff we gave him worked. But he doesn't remember anything.
Verdiğimiz şey işe yaramış gibi görünüyor ama hiçbir şey hatırlamıyor.
And I bet he still doesn't even know it's gone. But I was able to pay my rent that month.
O ay kiramı bu şekilde ödedim.
He doesn't want to, but he runs a business.
Elbette bunu istemiyor ama bir işletme işletiyor.
But that doesn't mean he wasn't here.
Ama bu, evimde bulunmadığı anlamına gelmez.
Tony, the problem with a study like this is, Simon may have signed up to be followed, but that doesn't mean everyone he met wanted to be filmed.
Tony, böyle bir çalışmanın sorunu şu ki Simon, izlenmek için imza atmış olabilir ama bu tanıdığı herkesin izlenmeyi istediği anlamına gelmez.
I mean, my dad is the nicest guy in the world, but he just doesn't get it.
Hayır, bilirim. Yani, babam dünyadaki en iyi adamdır. Ama o bunu anlamıyor.
He pretends he doesn't, but saving you is the only thing on his mind.
Sevmiyor gibi yapıyor ama kafasında sadece seni kurtarmak var.
Ernest Thornhill is not a spy, but you're right about the fact that he doesn't exist.
Ernest Thornhill casus değil, ama var olmadığı gerçeğinde haklısın.
Now, he's guilty, insofar as he did commit the crime, But he doesn't feel that way until he actually gets caught.
Artık suçlu, çünkü suçu işlemişti ama kendini yakalanana dek aslında suçlu hissetmedi.
And he wanted to take an inch off, which doesn't sound like a big deal, but when you're known for your long hair...
Kuaförüm ucundan kesecekti, çok büyük bir olay gibi gelmiyor tabii ama uzun saçlarınla meşhur olunca...
Well, it doesn't matter, because he may not have been the one to betray me, but he didn't stop it.
Önemli de değil çünkü bana ihanet eden o olmayabilir ama engel de olmadı.
Perhaps he doesn't want to, but that he feels that he should.
Belki de saklamak istemiyordur ama saklaması gerektiğini düşünüyordur.
Hard to believe, I know, but he doesn't have a cellphone.
İnanması güç gelebilir ama Walt'un cep telefonu yok.
I mean, I'm sorry, but he doesn't strike me as a gentleman.
Üzgünüm ama bende centilmen izi bırakmadı.
I think he doesn't like them very much, but he doesn't say so.
Sanmıyorum seveceğini ayrıca söylemez de.
He let his guard down, we both did, and he gave up that incredible job to stay here with me. Yeah, but that doesn't mean that anything is going to change.
1964 medeni haklar yasası 1. fıkra, 8. bölüm onaylanan 15. ek asla çiğnenmemeliydi!
He's as skilled as master shredder, But he doesn't have the stomach to finish the fight.
Usta Shredder kadar yetenekli ama rakibini öldürecek kadar yüreği yok.
It doesn't open anymore, but I just like the fact that he carried it around.
Artık bir şeyi açmıyor ama yanında taşıdığını bilmek güzel bir şey.
He pays me well, but he doesn't treat me with respect.
İyi para ödüyor ama bana adam gibi davranmıyor.
He's a great man, A.R., but he doesn't like to lose.
A.R. harika biridir ama kaybetmeyi sevmez.
But... if he does have an implant, there's no way we're going to find it, but if he doesn't and he's telling us the truth...
İçinde böcek olduğunu anlamamızın bir yolu yok. Ama eğer yoksa ve doğruyu söylüyorsa bize bir zafer hediye ediyor demek.
He doesn't think about anybody but himself.
Kendisi dışında kimseyi düşünmüyor.
He doesn't know why, but he is.
Sebebini bilmiyor ama korkar.
Yeah, Homer's a great guy, but that doesn't mean I constantly think about whether he's still alive or not.
Tamam Homer müthiş bir adam ama, bu onu sürekli hayatta mı değil mi, diye düşüneceğim anlamına gelmiyor.
But it doesn't start for another hour, and Jonathan's not here, although he promised.
Sunum bir saat sonra başlayacak ayrıca Jonathan burada değil. Söz vermiş olduğu hâlde.
- I know I said it wrong, but he doesn't, so zip it.
- Yanlış söyledim biliyorum ama o bilmiyor bu yüzden sus.
But it doesn't matter... because he's not here... and we have to go.
Ama fark etmiyor çünkü burada değil ve bizim gitmemiz gerekiyor.
I suspect he was using a prepaid, but the inventory from the home doesn't list any additional cellular phones.
Galiba kontörlü hat kullanıyordu. Ama evinde çıkardığımız eşya listesine göre hiçbir cep telefonu yok.
He is blaming me because he'd never admit to a flaw in his design, but his sabotage theory doesn't even work.
Tasarımının hatalı olduğunu hiç kabul etmediği için beni suçluyor. - Ama sabotaj teorisi bile işe yaramıyor.
But he said he doesn't want to see me again.
Ama beni bir daha görmek istemediğini söyledi.
So, I tried sitting next to the driver, but he doesn't have any food and I'm starving.
Ben de şöförün yanına oturdum ama yiyecek bir şey yokmuş. Açlıktan ölüyorum.
But if he doesn't get up like you said he would If he doesn't walk then you won't too
Fakat bu hayvan dediğin gibi ayaklanamazsa sen de bir daha ayaklanamazsın.
But what if he doesn't crack?
Durmazsa ne olacak?
But he doesn't, and as much as I hate to admit it, he's in charge of this decision.
Ama yapmıyor ve ne kadar bunu itiraf etmekten nefret etsem de bu davada yetkili o.
But he doesn't scare me.
Ama beni korkutmuyor.
But to make sure that she doesn't mate with any others, he climbs back onto her and smears on more hormones.
Ama başkalarıyla çiftleşmemesinden emin olmak için dişinin arkasına doğru tırmanıp daha çok hormon bulaştırıyor.
But that still doesn't explain why he's coming after you all of a sudden.
Ama bu aniden neden benim peşimden geldiğini açıklamıyor yine de.
But Carlos here, he doesn't want to give it to me.
Ama Carlos istediğimi vermemekte ısrar ediyor burada.
but he doesn't know that 22
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but here we are 98
but here i am 78
but here it is 16
but he didn't 242
but here's the deal 31
but here you are 88
but here goes 21
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but here we are 98
but here i am 78
but here it is 16
but he didn't 242
but here's the deal 31
but here you are 88
but here goes 21
but here 306
but he didn't answer 18
but he never did 33
but he's a good guy 21
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but he's gone 56
but he is 82
but he's not here 42
but he didn't answer 18
but he never did 33
but he's a good guy 21
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but he's gone 56
but he is 82
but he's not here 42