But here we are traducir turco
1,170 traducción paralela
Only a few days ago, the thought of speaking with us on equal terms would've been inconceivable, but here we are.
Sadece bir kaç gün önce, bizimle eşit şartlar altında görüşme yapmanız bile, akıl almazdı, ama şu anda öyleyiz.
Nor do you, but here we are.
Sen de öyle, ama ikimiz de buradayız.
But here we are.
Fakat sorun devam ediyor.
They threw us out of England, threw us out of France, but here we are, flourishing really, except for the minor inconvenience of despising everything about your country.
Bizi İngiltere ve Fransa'dan kovdular. Artık buradayız gelişiyoruz. Ülkenizi sevmediğimi saymazsak tabii.
Believe me, this wasn't on my list of things to try when I woke up this morning, but here we are.
İnan bana, bu sabah kalktığımda yapacaklarımın listesinde yoktu. Ama işte buradayız.
I'm gonna miss her, but here we are.
Onu özleyeceğim, ama bu çok fazla.
But here we are.
Fakat işte buradayız.
I was afraid that you were too good to be true, that maybe I didn't deserve someone so pure and beautiful and loving as you are. But here we are, surrounded by the people that I love the most. And I feel so proud and so blessed to be your wife.
Senin gerçek olamayacak kadar iyi olduğuna ve benim senin gibi bu kadar iyi, güzel ve sevgili birini hak etmediğimden korkuyordum ama en sevdiğim insanlarla çevrili haldeyiz ve senin karın olmaktan çok gurur duyuyorum.
Gale, I don't want to talk about it either, but here we are.
Gale, bende bunu konuşmak istemiyorum ama buradayız işte.
But here we are in the town.
Ama burada kasabadayız.
Governor Devlin, Warden Glynn, graduates, families, friends. It is with great pride that I stand before you now to mark not only the academic achievement of the individuals we are here to honour, but also the communal victory to which every person in this room has contributed.
Vali Devlin, Müdür Glynn, mezunlar, aileleri ve dostlar, şu anda önünüzde büyük bir övünç ile duruyorum, sadece bir eğitim başarısına dikkat çekmek için değil aynı zamanda bu kişileri onurlandırmak için de, ve yine bu odada bulunan
We are all here as you requested, but so far we have seen nothing.
İstediğiniz gibi buradayız ama hiçbir şey görmedik.
The laws here aren't as liberal about that sort of thing as they are in your country, but we did have a little accident.
- Buradaki kanunlar ülkenizdeki bazı şeyler gibi serbest değil, lakin küçük bir kaza yaşandı.
We are but colonists here ourselves.
Biz burada koloni kuranlardan başka bir şey değiliz.
We're picking up traces of the hull, but our sensor readings are being refracted by all the debris in here.
Kaplamaya ait bazı izleri bulduk, ama sensörlerimiz burada pek verimli çalışmıyorlar.
Our coordinates are in here, too, but we have our own security concerns, Captain.
Koordinatlarımız burada ama bizim de bazı güvenlik kaygılarımız var, Kaptan.
None of us are nice people here. But we delivered, you got your dough.
Hiç birimiz iyi insan değiliz ama sözümüzü tuttuk ve sen de paranı aldın.
We're probably happier to have you than you are to be here, but you know, just - just think of it as Parkhead.
Buraya geldiğine herhalde pek sevinmemişsindir ama Parkhead gibi düşün.
Listen, what we do here amongst ourselves is one thing, but we are not gonna parade around talking about football at a time like this.
DiNLE BURDA YAPMAMIZ GEREKEN SEYLER VAR, AMA BOYLE BiR ZAMANDA ETRAFDA GEZiNiP FUTBOL KONUSAMAYIZ.
Comrades of Castelcuto, we are gathered here today... to share in the tragic but honorable mourning... which has struck our town.
Castelcuto yoldaşları, bugün buraya kasabamızda meydana gelen, trajik ama onurlu bir yası.. paylaşmak için toplandık.
But I tell you, after what we seen here tonight, a lot of people are gonna be saying, "Michael who?"
Fakat bu gece burada gördüklerimizden sonra, bir çok insan şöyle diyecektir, "Michael'da kim?"
But what are we doing here?
Ama burada ne yapiyoruz?
But the courts have rejected freedom to quitas a defense in sexual harassment cases. The court should also do so here. Are we saying that Georgia Thomas bearsno responsibility?
Ama mahkemeler çekip gitme özgürlüğünü, cinsel taciz davalarında, bir savunma olarak kabul etmiyorlar.
All right, but if I'm right, the only way that they are going to let us go home is if we bring that baby back here by midnight.
Peki, eğer ben haklıysam, bizim eve gitmemize izin vermelerinin tek yolu gece yarısından önce o bebeği buraya getirmemiz.
- But we are here to help.
- Ama yardım etmek için buradayız.
I could use a vodka tonic, but... here we are.
Votka tonik verebilirdim ama... buradayız.
You are senior here, Varla, but I resist the temptation to terminate the prize that we were sent to retrieve!
Sen burada üst rütbelisin, Varla, ama almak için gönderildiğimiz ödülü yok etme eğilimine karşıyım.
Nobody talks about it. Okay. but why are we here?
Peki ama biz neden buradayız?
Here you can buy all the familiar fish which we love to eat, but in the UK, we're eating fish whose stocks are dangerously low,
Burada yemekten zevk aldığımız tüm bildik balıkları alabilirsiniz ama Britanya'da stokları tehlikeli derecede düşük olan balıkları yiyoruz.
But we are here and I have become'mummy'from a mother.
ama biz buradayız ve "anne" den "mummy" ye döndük.
But we are just so overjoyed... to have someone with your kind of talent here.
Ama senin gibi yetenekli birini... aramızda görmek bizi çok mutlu ediyor.
But they are so out of here before we get to Boulder.
Ama Boulder'a gelmeden bizden ayrılacaklar.
We are not here to judge, but to heal.
Burada yargılamak için bulunmadığımızı hatırlatmak isterim. - Siz ne diyorsunuz?
But we are here.
Ama biz buradayız.
But we ARE here.
Ama buradayız.
Your parents are on their way, but since time is a factor here we'd like to get an ID quickly.
Ailen yolda, ama zaman çok önemli, bir an önce suçluyu teşhis etmen gerekiyor.
I don't what kind of monkey business is going on around here, but we are this close to shutting this entire branch down.
Burada nasıl bir düzenbazlık dönüyor bilmiyorum ama bu şubeyi tamamen kapatmamıza ramak kaldı.
But see, we're all there trying to map out a game plan and rehearsal schedule... and I'm sure whatever you two are talking about here... is so much more fascinating and important and, let's just say it, fun... but I'd really like to get an'A'on this assignment, and to do that... you'll have to discuss your sock hops and clambakes some other time.
Şurada plan yapmaya çalışıyoruz. Eminim konuştuğunuz konular çok daha ilğinç,.... ... önemli ve eğlencelidir, ama bu ödevden A almak istiyorum.
Doug, I appreciate what you're trying to do for me here, but I think we both know that amish people are pretty great.
Doug, yapmaya çalıştığın şey için sana minnettarım ama ikimiz de Amişlerin harika insanlar olduğunu biliyoruz.
His condition isn't life-threatening, but we are going to keep him here to run some tests tomorrow just so we can find out exactly what's going on.
Hayati bir tehlikesi yok. Ama yarın birkaç test yapmak için onu burada tutacağız. Sorunun ne olduğunu tam olarak anlamak istiyoruz.
Right here, at Sacred Heart, we are not only gonna feed his sheep but we gonna clothe them.
Iste tam burada, Kutsal kalpte, sadece onun koyununu beslemeyecegiz ama onu giydirecegiz.
We may not like Valen's tactics, but he and his crew are still alive after five years in here.
Valen'in taktiklerinden hoşlanmayabiliriz ama o ve mürettebatı beş yıldır burada hayatta kalmayı başardı.
No offence, but what are we doing here?
Gücenmeyin ama, bizim burada ne işimiz var?
I don't know who you are or how you got in here but we don't allow visitors.
Üzgünüm. Kim olduğunuzu veya... buraya nasıl geldiğinizi bilmiyorum ama ziyaretçiler giremez.
George... your concerns are mine, as well as you know but we're no where nea the point you suggest, and many here agree there's a good chance that Ho Chi Minh will quit if we start makin him pay.
GEORGE SENİN SORULARIN BENDE DE VAR AMA, TAVSİYE NOKTASINDA
Don't make this hard, but what are we adding here - - protons and... Neutrons?
Hiç zor değil, burada topladıklarımız - - protonlar ve...
But if you are just fooling around, We must part here.
Ama yalnızca gönül eğlendirdiysen... burada ayrılmalıyız.
Sex is a party, a game, it's... but here in this country we are all serious fools. We don't know how to make love.
Seks oyundur ama burada... bu ülkede, çok ciddiyiz nasıl aşk yapılacağını bilmiyoruz.
Yeah, Mulder, but what are we doing here?
Evet, Mulder, ama burada ne işimiz var?
But we are here... ... because Claire looks the way she looks.
Ama buradayız çünkü Claire nasıl görünüyorsa öyle.
But, you know, here we are.
Ama işte birlikteyiz.
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but here's the deal 31
but here it is 16
but here i am 78
but here you are 88
but here goes 21
but here 306
but here's the good news 17
here we are 2264
but here's the problem 16
but here's the deal 31
but here it is 16
but here i am 78
but here you are 88
but here goes 21
but here 306
but here's the good news 17
here we are 2264
here we are now 19
here we are again 79
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
here we are again 79
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are coming 52
we are fucked 33
we are done 75
we aren't 48
we are ready 99
we are here 152
we are back 37
we are who we are 38
we are a family 40
we are not friends 33
we are fucked 33
we are done 75
we aren't 48
we are ready 99
we are here 152
we are back 37
we are who we are 38
we are a family 40
we are not friends 33