But here you are traducir turco
1,944 traducción paralela
But here you are talkin'to me.
Ama konuyu senin açtığını görüyorum.
- Well, We are going with friends to Odessa to the concert of "B-2" sea, girls... But here YOU are.
" Biliyor musunuz arkadaşlarımla Odessa'ya BI-2'nin konserine gidiyorum...
But here you are accepting a cash payment for the fake handbags.
Ama burada sahte çantalar için para alıyorsunuz.
[Laughs] I mean, I didn't believe it, but here you are.
Buna pek inanmamıştım ama işte buradasın.
I was gonna tell you in class, but here you are.
Sınıfta söyleyecektim, ama hazır buradayken söyleyeyim.
Policemen are asking for our help... but I need you to stay here a little longer, okay?
Polisler bizden yardım istiyor ama ben senin biraz daha burada kalmanı istiyorum, tamam mı?
Well, I don't know, but my bosses thought that it would be a good idea to talk to the club members that are still here, and I figured you'd be the best way into that.
Ben de bilmiyorum ama patronum, geride kalan kulüp üyeleriyle bu konu hakkında konuşmanın iyi bir fikir olduğunu düşündüler ve ben de en iyi yolun senden geçtiğini fark ettim.
You were lucky to find a nasty D'Haran to kill last night, but... now, here you are, leagues from the nearest town with nobody to kill.
Dün gece öldürdüğün pis D'Haran'ı bulmada şansın yaver gitti. Ama şu an burada en yakın kasabadan fersah fersah uzaktasın ve öldürecek kimse yok.
I'm used to being an only child and I know I didn't exactly roll out the welcome wagon when you arrived but I am now completely horrified you are here.
Ben onu kullanamam daha çocuğum, Biliyoruz ki bunu aralarından aldın, Ben şimdi, senin burada olduğundan dolayı tamamen dehşete düşüyorum.
I don't mind but are you really okay here?
Önemli değil. Ama burada gerçekten rahat mısın?
But are you sure he'll get here today?
Ama onun bugün burada olacağından emin misin?
- But you are from here originally though, right?
Ama sen zaten buradan gitmiştin, değil mi? Evet.
But, you are living here so it's even more ridiculous
Üstelik sen de burada yaşıyorsun zaten! Daha da saçma yani!
But seriously, you really are screwing things up for me here.
Ama gerçekten, buraya gelerek işleri batırdınız.
But if his time comes early on account of any of you, his father here on Earth is gonna see to it you are gutted like trout.
Ama sizin yüzünüzden zamanı erken gelirse yer yüzündeki babası balık gibi deşildiğinize emin olur.
Mind you, it wasn't the worst set of rapids in the world, but it makes you realise that if you're taking a bulky cargo like coal down here, then either it or us are going to end up in the drink, at the bottom of the river.
Hatırlatayım, bunlar dünyanın kötü çırpıntıları değildi ama eğer kömür gibi büyük bir kargo taşıyor olsaydınız kömürlerin veya sizin suyun dibine batacağınızı farketmenizi sağlıyor.
Now, I know some of you probably aren't real excited to be here, but I guarantee you it's going to be a great day, because not only are we Fun for All, why, we're all for fun.
Biliyorum, bazılarını burada olduğu için çok da heyecanlı değil ama sizi temin ederim ki harika bir gün olacak çünkü sadece eğlence için burada değiliz eğlence bizleriz.
But if it doesn't, and Kahlan and I are trapped here forever, you'll still have the Stone.
Çalışmazsa da Kahlan'la sonsuza kadar burada kalırız ama Taş yine de sizde olur.
That you're moving back in, but this is Jenny's room now. All her things are here.
Geri dönüyor olman harika ama burası şu an Jenny'nin odası.
But now I am, and here you are, and...
Ama şimdi buradayım, sen de buradasın. Bu harika.
But-but then - but then you think, What if these signs are here for a reason And-and ignoring them just makes me a coward?
Ama sonra, sonra düşünüyorsun ya bu işaretlerin bir nedeni varsa ve görmezlikten gelmek beni sadece korkak yapıyorsa.
Whoa, whoa, I don't like Ollie any more than you do, but we are a 21st-century family, and I will not have that kind of talk here.
Ollie'ye ben de fazla sevmem ama biz modern bir aileyiz ve bu laflar hiç yakışmıyor.
But it's good you all are doing this here today.
Ama bugün burada bunu yapıyor olmanız çok güzel.
So, I don't know where the fuck you are or why you think you can fucking run away from the FBI, but you better get back here...
Hangi cehennemdesin ya da neden FBI'dan kaçıyorsun bilmiyorum ama hemen dönsen iyi edersin!
But what are you dοing here?
Ama sen burada ne yapıyorsun?
Of course you are, but I like to have the heavy luggage back and unpacked before they get here.
Tabii ki ama ağır valizleri getirip onlardan önce boşaltmak istedim.
You think all of your problems are over but I'm here to tell you, nothing's been solved.
Bütün sorunlarınızın çözüldüğünü sanıyorsunuz ama size, hiçbir şeyin çözülmediğini söylüyorum.
Now, I really don't expect you to appreciate the difficulty of what I'm doing here, but there are not that many doctors who could single-handedly... how'd you get around the double-blind system to direct this heart to Mary Witten?
Yaptığım şeyin zorluğunu, takdir etmenizi beklemiyorum, Ama bunu, tek başına yapabilecek fazla doktor yoktur..... Nasıl oldu da bu kalbin, "çift kör" sistem testlerini
Okay, so I see two robbers here, but you say there are more?
Tamam, burada iki hırsız görüyorum, ama sen daha fazla olduğunu söylüyorsun.
Ha, ha, ha, ha. Now your treats are over here... but with all the fog, you may not be able to see... ahead.
Şekerleriniz burada ama sise dikkat edin zira birbirinizin "yüz" ünü göremeyebilirsiniz.
No, Dixon, the tests are not usually here, but you see, this year, West Bev is a test center,
Dixon, testler genellikle burada değil. Ama bu sene West Beverly'nin test merkezi olduğuna dair..
I was gonna suggest clapping erasers, but you guys are mostly dry-erase here, so...
Tahta silgilerini birbirine çarpmayı önerecektim ama burada tebeşir tozlu silgi kullanmıyorsunuz, o zaman- -
I... but what are you doing here In a Needles?
Ben.. fakat siz ne ariyorsunuz burada?
Um, and I don't wanna have to overstate the obvious here, but you are African-American, yeah?
Burada zaten belli olan bir şeyi abartmak istemem ama sen Afrikan-Amerikansın.
But are you here for our benefit or yours?
Ama bizim menfaatleriniz için mi buradasınız yoksa sizinkiler için mi?
But you both have offices, so why are you here?
İkinizin de ofisi var. Neden burada buluşuyorsunuz?
He knows you're safe now here in the cell, but a riot will give him the chance to kill you when the guards are distracted.
Şimdi hücrende güvende olduğunu biliyor. Ama isyan çıkarsa, gardiyanlar başkalarıyla meşgulken, seni öldürme şansı yakalayabilir.
Look, I know that it hurts that you're stuck here while Jesse and I are out after the list, but this is the smart play.
Jesse ile birlikte, listenin peşine düştüğümüz sırada ; buraya tıkılıp kalmaktan hoşnut olmadığını biliyorum. Lakin, yapılması gereken bu.
I know, boss, I'm as shocked as you are, but Ziva invited the gremlin up here.
Biliyorum patron, ben de senin gibi şok oldum ama Ziva Gremlin'i buraya davet etmiş.
But the shoes are over there, and you are over here.
Fakat ayakkabılar orada ve sen buradasın.
But since you are here, and if you'll forgive us, we need your help.
Oscar'ın seni buraya getirmemesi gerekiyordu ama madem buradasın ve şayet bizi affedersen, yardımına ihtiyacımız var.
Listen, I'm cutting you slack here, I'm trusting you, but out there somewhere, some poor bastard's covered in Semtex and he's just waiting for you to solve the puzzle, so just tell me, what are we dealing with?
Bak, sana serbestlik tanıyorum, sana güveniyorum,... orada zavallının biri patlayıcılara sarılmış halde senin bulmacayı çözmeni bekliyor, bana neyle karşı karşıya olduğumuzu söyle.
Here you have an ensemble of horses, but their open mouths suggest that the animals are whinnying.
Burada bir at topluluğumuz var. fakat açık ağızları, hayvanların kişnediği izlenimini uyandırıyor.
But the galaxy needs me, just like you are needed here.
Ama galaksinin bana ihtiyacı var, tıpkı sana burda ihtiyaçları olduğu gibi.
- Look, you can deny that strange things are going on around here, but we need to press the rev, and we need to press him hard.
Bak burada tuhaf şeyler olduğunu inkâr edebilirsin ama Pedere baskı yapmamız gerek. Fazlasıyla hem de.
But he's not here, and you are.
Ama o burada değil, sen buradasın.
Oh, I tried calling you, but your phone must be turned off for the test. Why are you here?
Seni aramaya çalıştım, ama sınav yüzünden telefonunu kapatmışsın.
But what are you doing here?
Ama burada ne yapıyorsun?
There may not be audio up here, but there are cameras everywhere, so eat the delicious snack we came up here to enjoy, and then please tell me what you've done to Truxton Spangler to make him show up at my home at 6 : 00 a.M.
Burada dinleme cihazı olmayabilir ama her yerde kamera var buraya tadını çıkarmak için geldiğimiz güzel yemeğini ye ve sonra da lütfen bana Truxton Spangler'ın, sabahın 06.00'sında evime gelmesini gerektirecek ne yaptığını söyle.
I don't know where the fuck you are or why you think you can fucking run away from the FBI, but you better get back here...
Hangi cehennemdesin ya da nasıl oluyor da FBI'dan kaçabileceğini düşünüyorsun bilmiyorum ama hemen dönsen iyi edersin!
- But here you are... in the middle of the night. It's not that simple.
O kadar basit değil.
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but here we are 98
but here i am 78
but here it is 16
but here's the deal 31
but here goes 21
but here 306
but here's the good news 17
here you are 1966
but here's the problem 16
but here we are 98
but here i am 78
but here it is 16
but here's the deal 31
but here goes 21
but here 306
but here's the good news 17
here you are 1966
you are 6060
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177
you are so sweet 63
you are amazing 104
you are my friend 67
you are beautiful 191
you are an angel 28
you are mine 68
you are so beautiful 123
you are the best 102
you are welcome 177
you are dead to me 22
you aren't 92
you are right 482
you are good 169
you are free 73
you are not alone 88
you are crazy 148
you are wrong 155
you are lying 79
you are clever 20
you aren't 92
you are right 482
you are good 169
you are free 73
you are not alone 88
you are crazy 148
you are wrong 155
you are lying 79
you are clever 20