But you did it traducir turco
3,027 traducción paralela
It couldn't have been easy, but you did it anyway, and for that, you deserve something special.
Hiç kolay olmadı ama yine de yaptın bunun için özel bir şey hak ediyorsun.
I've got to say, I didn't think you were gonna be able to pull it off, but you did it.
Açıkçası yapabileceğini sanmıyordum ama başardın.
I said no, but I realized, yeah, it kinda did, you know?
Hayır dedim ama fark ettim ki istiyorum.
♪ But did you know that when it snows
# Ama biliyor muydun? Kar yağdığında #
You may not know it, but you did something today.
Belki bunu bilmiyorsun ama bugün bir şey yaptın.
We don't think you did anything wrong, but an M.E.'s report will be released soon, and if it says his brother was alive up until the explosion, Thorne will come after you, the department, and the city of Chicago.
Yanlış bir şey yaptığınızı düşünmüyoruz ama adli tıp raporu yakında çıkacak ve adamın patlamadan önce hayatta olduğu yazarsa Thorne, itfaiye şubesi ve bütün şehir seni suçlayacak.
No, but how did you do it in such a short time?
Değildim ama bu kadar kısa zamanda nasıl yıkadın?
- Those names you gave our DCI, it took a while to follow them up, but it's a good job we did.
- Komisere verdiğiniz isimler araştırmak biraz zaman aldı. Ama iyi bir iş çıkardık.
But still, don't make it as easy as you did today.
Bugün, kendine yeteri kadar güvenin varmış ki ağlamadın.
"But the other guys right now, they're in other precincts and they're saying that you did it."
"Ama başka polis merkezlerinde olan diğer çocuklar senin yaptığını söylüyor."
But if you did it to save a life, if you had to, then it's all right.
Ama eğer bunu bir hayat kurtarmak için yaptıysan eğer zorundaydıysan o zaman sorun yok demektir.
But I've come to realize in the end, not only did you find the money, but you handed it over to me.
Ama sonra parayı bulmakla kalmayıp bana getirdin.
But I have to ask you to let it slide. Leon, what did you do to piss these guys off?
Leon, bu adamları kızdıracak ne yaptın?
Um, I don't know if we're supposed to say our names, but I did, so you can all deal with it.
İsim söylemek yasak mı bilmiyorum ama söyledim bile, yapacak bir şey yok.
I was thinking it, but I did not want to say it because I am a good friend and you are a bad friend!
Aklımdan geçiyordu, ama iyi bir arkadaş olduğum için söylemek istemedim!
She hated putting on a show, but she did it for you, to impress you.
Gösterişli giyinmekten nefret ederdi. Ama senin için yaptı, seni etkilemek için.
Hard to feel like it, but you did.
Öyle hissetmek zor ama bunu yaptın.
Duke, I know what you did saved lives, but I know you, and I don't trust that that'll be the end of it.
Duke, ne yaptığını biliyorum, bir sürü kişinin hayatını kurtardın ama seni tanıyorum ve bunun son olacağı konusundan sana güvenmiyorum.
Um, no, it's not, but I'm glad you're there. - How did it go with Leroy?
Aslında değil ama orada olduğun için mutluyum.
I know it was my idea, but why did I bring you to Italy?
Bunun benim fikrim olduğunu biliyorum, ama seni neden İtalya'ya getirdim ki?
After that, when you realized that she had a sex tape. She said she erased it, but did you actually see her do it?
Sonra onun bir seks kaseti olduğunu fark ettiğinde sana sildiğini söyledi ama ama onu bunu yaparken gördün mü?
I don't know how you did it, but I cannot thank you enough.
Nasıl yaptın bilmiyorum ama teşekkür etmek hafif kalır.
'I did make you a souffle, but it was too beautiful to live.'
Sana bir sufle yaptım, ama yaşamak için çok güzeldi.
Look, I understand why you did it, but...
Bak, bunu neden yaptığını anlıyorum, ama,
It must've been so hard for you to call me but you did, and that's a huge step.
Beni aramak çok zor gelmiş olmalı ama aradın. Bu da büyük bir adım.
Look, it was really cool what you did, but a few days of rehearsal and practice doesn't make me as good as you.
Bak, yaptığın çok güzeldi ama birkaç günlük prova ve çalışma senin kadar iyi olmamı sağlamaz.
But not only did you save me and my friends, it's like you guys saved our jobs, too.
Sadece beni ve arkadaşlarımı kurtarmadınız bize işlerimizi de geri kazandırdınız gibi.
But why did you need to lie to me about it?
Ama... Neden böyle bir yalan söyledin?
You did very well in the first match but it seems that you have some injuries.
İlk karşılaşman iyi gitti ama görünüşe göre yara almışsın.
But I did it, so now you have to hide me, because these people...
- Ama olan oldu bir kere.
But why did you keep it a secret all this time?
Neden bunu sakladın?
But how did it become that, in my eyes, you're the one who's troubling Jae Hee.
Ama nasıl, benim gözümde, Jae Hee'nin canını sıkan sen oldun.
I'm not saying that I'm willing to forgive you for what you did to Elena, but I'm willing to set it aside and start over.
Elena'ya yaptığın şey için seni affetmeye razı olduğumu söylemiyorum ama bunu bir kenara bırakmaya ve baştan başlamaya razıyım.
She said she erased it, but did you actually see her do it?
Sildiğini söyledi ama silerken gördün mü?
So I'll go to city hall on Monday and see what I can do, but... you did it, Cam!
Pazartesi günü belediyeye gidip neler yapabileceğime bir bakarım ama başardın, Cam!
Uh, I'm with the crime lab, and I'm sure that you don't want anything to do with this, but in all honesty, a man was murdered tonight, and your camera may be the key to finding out who did it.
Adli tetkik laboratuarında çalışıyorum ve buna karışmak istemediğinden eminim ancak açıkça söylemek gerekirse bu gece bir adam öldürüldü ve kameran belki failin bulunmasında önemli olabilir.
- But you know who did it.
- Ama kimin yaptığını biliyorsun. - Evet.
And as far as the end-to-side transfer, yeah, it's state-of-the-art, but once you take away my good nerve, I will have less function than I did before.
Uç-yan sinir nakline gelince evet, çok gelişmiş bir yöntem ama sağlıklı sinirimi aldığın zaman işlev öncesine oranla azalacak.
But she'll always have those memories. I know I won't forget'em, and I just heard about it. You didn't actually clip your toenails in front of her, did you?
Fakat onun tüm bunları hatırlayacak Bilirsin, ben bunları unutamayacağım, ki ben sadece işittim Sen gerçekten ayak tırnaklarını onun önünde kesmedin, değil mi?
I might not like what you did, but I suppose I have to... respect your right to do it.
Yaptığın şeyden hoşlanmamış olabilirim, ama sanırım... bunu yapma hakkına saygı duymak zorundayım.
Mr. Szabo, you say you compared the shoe impression to my client's sneakers, but did you also compare it to Troy Mallick's sneakers?
Bay Szabo,... diyorsunuz ki, ayakkabı izini müvekkilimin spor ayakkabısıyla karşılaştırdınız,... peki ya Troy Mallick'inkilerle de karşılaştırdınız mı?
But if it would make you feel better, I could hack into their network and make it look like I did.
Ama dilerseniz ağlarına sızıp öyle olmuş gibi gösterebilirim.
I mean, come it's crazy, we're not going to do it, but if you did, there'd be a pattern, to make it their problem, not our problem.
Çılgınca gelebilir, biz bunu yapamıyoruz ama eğer ki sen yaparsan, bu onların problemi olurdu, bizim değil.
But I did not know it was intended for you.
Ama sizin için olduğunu bilmiyordum.
Sure, the world didn't end, but when you thought it was going to, you didn't blow everything to have fun, like Rosa did.
Evet, dünya sona ermedi ama sen sona erecek sandığın zaman Rosa gibi her şeyden vazgeçip eğlenceyi düşünmedin.
The Nazis gained support, but so did the Communists. 'It was a ray of hope that Socialism would be coming,'that unemployment would be vanquished,'that you would have a right to a job and you'd be paid more.'
Ülkemiz çok kalabalık ve kaynaklarımız yetersiz.
Not terminal velocity but there's a tiny brake on it,'cause they need to slow you down before the end so obviously if they did that the last bit of it would look weird,'cause you'd be braking like that.
Küçük yavaşlamalar vardı. Çünkü yere çarpmadan önce yavaşlaması gerekiyordu. Sonuçta bunu tam gaz bir hızla yapsalar garip görünürdü.
It can be gardening, but I think you have to do something and enjoy it and fill you free time and stand back and think, "I did that."
Bahçivanlık da olabilir. Sonuçta bir şey yapmalı ve bundan da zevk almalısınız. Boş zamanınızı değerlendirmeli ve geriye dönüp baktığınızda "İşte, bunu ben yaptım." diyebilmelisiniz.
You probably did not have a lot of time but, it was prepared quite well.
Bu süre çok uzun sürmemişti ama, Yine de gayet iyi hazırlanmışlardı.
I did hand in the investigation report even though I was uncertain of it... But you were good wiggling your way out of it.
Belirsizlikler olsa da bu soruşturma raporunu ben ele aldım ama sen bu işten iyi çıkış yolu buldun.
In my mind, this man is not in Bucharest but it would be good for me to know if my mind is wrong and he is in Bucharest. Would it help our situation with you if I did know?
Aklımda, bu adam burada değil, Bucharestte ama bunu bilmem iyi çünkü eğer aklım yanılır da bu adam Bucharestteyse ve sizin de bizim durumumuza yardımınız olduğunu bilseydim?
but you did it anyway 18
but you 1775
but you can't hide 39
but you didn't 486
but you know what 1239
but you said 161
but you don't 308
but you and i 59
but you didn't listen 29
but you know 863
but you 1775
but you can't hide 39
but you didn't 486
but you know what 1239
but you said 161
but you don't 308
but you and i 59
but you didn't listen 29
but you know 863