English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Cameramen

Cameramen traducir turco

106 traducción paralela
I haven't fooled with a cameramen since.
O andan beri kameramanlarla uğraşmıyorum. Kendi işimi kendim yapıyorum.
It'll drop a flare. Then Air Force cameramen will get pictures.
İşaret fişeği atacak ve sonrada Hava Kuvvetleri kameramanı resmini çekecek.
Cameramen A. MOSKVIN, D. MESKHIYEV
Kamera A. MOSKVIN, D. MESKHIYEV
This film is dedicated to the war correspondents who died in Madrid and all those : journalists, reporters, cameramen, who, by doing their job in Spain, allowed us to make this movie.
Bu film savaşta hayatını kaybeden Madridlilere ve tüm gazetecilere, muhabirlere, kameramanlara İspanya'da işini yapan herkese ve bu filmde bize yardımcı olanlara adanmıştır.
Cameramen, technicians, we must take a picture of this.
Kameramanlar, teknisyenler, bu anı çekmemiz lazım.
Looks like Boom Boom has not only racked up 55 yards but also one of our cameramen.
"Bum Bum" Jackson yalnızca çizgiyi geçmekle kalmadı..... kameramanımızı da devirdi.
ICAIC cameramen film some scenes of provocations by the military troops and counter-revolutionaries in the base.
Kameramanımız orada saklanan devrim karşıtlarının ve askeri personelin provokasyonlarından bazılarını filme alıyor.
Five cameramen have been killed, one in Germany.
5 kameraman öldürüldü. Biri Almanya'da öldü.
Those were Italian cameramen.
Kameramanlar İtalyan'dı.
I got baseball, a nervous city... plus I got chickenshit cameramen that are afraid... to go into the ghetto without police protection.
Beysbol var, gergin bir şehir burası. Ayrıca kameramanlarım polis koruması olmadan kenar mahallerine gitmeye korkuyorlar.
Our sneaky crew of cameramen hidden away in camouflaged trucks and packing boxes... arranged for her to act for them.
Sinsi kameraman grubumuz da kamuflaj araçlarından... aktristimizin rolünü kayda alıyorlar.
German newsreel cameramen had a field day.
Alman haber kameramanına gün doğmuştu.
I broke in a couple of newsreel cameramen.
Birkaç kameramanla araya girdim.
Faye Daniels, his girlfriend and script girl. and there two cameramen, Jack Anders and Mark Tomaso
Faye Daniels, onun kız arkadaşı ve iki kameraman ayrılmaz arkadaşlar Jack Anders ve Mark Tomaso
Then in five minutes the place will be swarming with television cameramen.
Beş dakika içinde her yer televizyon kameralarıyla dolar.
Guys, I will be talking to the cameramen on the headset.
Arkadaşlar, kulaklıktan kameramanla konuşacağım.
Among them, William Saroyan, the playwright Holly Morse, assistant director for Roach Studios Bill Hamilton, soundman from Columbia Studios novelist-screenwriter Irwin Shaw writer Ivan Moffat and cameramen Ken Marthey, Jack Muth, Dick Kent and William Mellor.
Aralarında, oyun yazarı William Saroyan... Roach Stüdyoları'nın müdür yardımcısı Holly Morse... Columbia Stüdyoları'nın ses teknisyeni Bill Hamilton... romancı, senaryo yazarı Irwin Shaw... yazar Ivan Moffat... ve kameramanlar Ken Marthey, Jack Muth, Dick Kent ve William Miller bulunuyordu.
And we felt a little more qualified than some of the Signal Corps cameramen.
Muharebe birliği kameramanlarının bazılarından daha tecrübeliydik.
We had cameramen like William Mellor, who was an Academy Award winner Joe Biroc, who is currently filming all the great shows of today.
Akademi ödülü sahibi... William Miller gibi, bugün bütün harika programları çeken... Joe Biroc gibi kameramanlarımız vardı.
We got 12 cameramen, 6 support... that's 18.
On iki kameramanımız var, 6 destekçimiz... hepsi 18.
I don't need to be hearing about no dead cameramen, all right?
Ölü kameramanı duymasam da olur, tamam mı?
- The cameramen sure loved that.
Kameramanlar bayıldı! - Kameramanlar mı?
- Cameramen? What are we doing?
Daha ne bekliyoruz?
By late 1942, we were officially training combat cameramen.
1942'nin sonlarına doğru savaş kameramanları eğitiyorduk.
Many of the cameramen had been photographers in civilian life.
Kameramanların çoğu sivil hayatta kameramandı.
Eventually about 1,500 men, not a lot for a war this huge, would become motion-picture combat cameramen.
Sonunda bu kadar büyük bir savaş için yeterli olmasa da 1500 erkek ve kadın, savaş kameramanı oldu.
[Hanks] The Pacific war favored the cameramen.
Pasifik savaşı kameramanları seviyordu.
[Brooks] When the landing boats came in for a landing at the beach, the cameramen came in first. They came in first so they could photograph the marines coming in to make the invasion.
Çıkarma gemileri yanaştığında önce kameramanlar inerdi, böylece işgal için gelen deniz piyadelerini çekebiliyorlardı.
"Is there any way, General, that our combat cameramen can carry side arms?"
"General, acaba savaş kameramanlarınızın tabanca taşımasının bir yolu var mı?" dedim.
[Hanks] The Signal Corps cameramen lived with a bitter irony.
Sinyal Birlikleri kameramanları acı bir ironiyle yaşıyorlar :
Almost the entire surviving photographic record of D day on the American beaches was shot by coast guard cameramen.
D-Günü'yle ilgili görüntülü kayıtların çoğu sahil koruma kameramanlarınca çekildi.
By the end of the day, the cameramen were ready to surrender their hard-won footage.
Gün sonunda kameramanlar zorla çektikleri görüntüleri teslim etti.
The ordinary skein of human life goes on, and our cameramen recorded that, too.
İnsan hayatının sıradan düzeni devam ediyordu. Kameramanlarımız bunu da kaydetti.
[Hanks] The pilots, armed with their gun cameras, were also combat cameramen.
Tüfek kameralı pilotlar aynı zamanda savaş kameramanıydı.
The combat cameramen recorded the last days, hours, moments, even the last breath of many of those who lie here.
Savaş kameramanları burada yatan pek çok kişinin son günlerini, saatlerini, anlarını, hatta son nefeslerini çekti.
[Hanks] The cameramen in Europe had one more duty to history.
Avrupa'daki kameramanların tarih açısından bir görevi daha vardı.
[Hanks] What the cameramen found behind these gates was beyond their imagining, but the inhumanity they recorded is literally undeniable.
Kameramanlar hayallerinin ötesinde şeyler buldu ama kaydettikleri insandışılık inkar edilemez.
[Hatch] People would always contest whether or not this was the first or whether the other one was the first, but Bob Campbell didn't like the position that the other two cameramen were in, so he got over to the side, and he's got a beautiful picture
İnsanlar hep bu ilk mi, öteki mi ilk diye tartışıyor. Bob Campbell öteki iki kameramanın pozisyonunu sevmedi.
Rather innocently, Lloyd Durant decided to shoot a film on combat cameramen here.
Lloyd Durant masum bir şekilde savaş kameramanlarını çekti.
" let me find the cameramen we have out there,
"ve oradaki kameramanlarımızı bulayım." dedim.
But it may be that after the shooting stops, the combat cameramen achieve their finest hour. Text :
Belki de savaş kameramanları en iyi anlarını çatışmalar durduktan sonra yaşıyordur.
Don't need cameramen.
Kameramana ihtiyaç yok.
The cameramen think we're taking Chris to soccer practice.
Kameraman Chris'i futbol antremanına götürdük sanıyor.
He said he didn't want cameramen or photographers around. He yelled to the police : "Get him out of there!"
Bunun bir rehin alma vakası, kendimin de otobüsün içinde bir rehine olduğunu farketmemiştim.
This looks like something Carson Mackie shot, or one of his cameramen.
Carson Mackie filmine benziyor. Veya kameramanlarından biri.
One hundred and thirty-seven pilots, 87 airplanes 35 cameramen, 2000 extras. How long will it be before this picture ends up costing as much as the real war?
137 pilot, 87 uçak 35 kameraman ve 2000 figüran.
Documentary cameramen have to always have this eye open.
Belgesel kameramanının bu gözü daima açık olmalıdır.
Did you get the visas for the cameramen we're sending to Baghdad?
Bağdat'a yollayacağımız kameramanlara vizelerini aldınız mı?
When you announce that one of your staff was hurt, you expect phone calls from the families of all these reporters and cameramen.
Bir elemanınızın yaralandığını duyurduğunuz zaman, tüm muhabir ve kameramanların aileleri telefonla arar.
I'd like you to come to an exclusive interview, it'll be very private, just you, me and the cameramen, no one else.
Seni özel bir röportaja davet ediyorum. Çok özel olacak bir kamera ekibi, sen ve ben olacağız.
The cameramen and the director's gallery?
Adam ve Ros'la bağlantıyı kaybettim. - Kameraman ve yönetmen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]