Caused traducir turco
9,780 traducción paralela
It caused something of a scandal, to put it mildly.
Bir skandala sebep oldu. En hafif deyimiyle.
Well, what caused the burn, then?
Yanığa ne sebep oldu, peki?
There was nothing... and even if I was willing to speak in your defense and so gain for you the support you'll need to unseat Caiaphas and heal the wounds you've caused, have you no shame that you'd plot against your own son-in-law?
- Elimizden gelen... - Sizi savunmaya ve Caiaphas'ı yerinden edip, yol açtığınız yaraları sarmanıza destek bulmaya razı olsam dahi, kendi damadına karşı entrika düzenlemekten hiç mi utanmıyorsun?
I've caused enough damage.
Size yeterince zarar verdim.
The wounds have abraded margins, which could've been caused by something dense Or blows that were delivered with tremendous pressure.
Yaraların kenarları aşınmış, ki bu yoğun bir şey ya da darbeyle yapılan... muazzam bir basınca neden olmuş olabilir.
The twisting pattern is caused by pressure being exerted by a moving object.
Bu şekildeki zedelenmeler hareketli bir obje... tarafından baskılı bir güç kullanılarak olur.
He made a mistake, and one that has caused you so much... pain and... anger.
O bir hata yaptı ve bu çok şeye sebep oldu... acı ve... kızgınlık.
Fringe from a jacket could have caused that pattern.
Bir ceket saçağı buna sebep olmuş olabilir.
That must have caused you a great deal of unnecessary pain, since you'll die regardless.
Bu sana çok acı vermiştir, sorumsuzca öleceksin.
I'm... I know I've caused you enough suffering.
Aciçekmene sebep oldugumu biliyorum.
The cider just caused it.
Elma suyu sadece teşvik etti.
Oh. You know, Kevin, maybe if we figure out what caused Raymond's bad mood, we could fix it.
Biliyor musun Kevin, eğer Roymond'un moralini bozan şeyi bulabilirsek belki sorunu düzeltebiliriz.
It is precisely their failure to pay that has caused the drought.
Ödeme güçlüklerine kuraklığın neden olduğu gayet açık.
It's a predictive model of the destruction caused by Powers.
Güçlü'lerin neden olduğu yıkımın tahminî bir modeli.
I can only hope that this disease is caused by the deep nostalgia of not having you beside me, and I beg you to forgive me for expressing these dark feelings.
sadece bu hastalığın derin bir nostaljiden, yanımda olmamandan kaynaklandığını umup, bu karanlık duygulardan dolayı beni affetmen için yalvarabilirim.
When we wave that prick's head around, he becomes the symbol for the bloodbath that he caused.
O herifin kafasını etrafta salladığımız zaman herkes gerçekleşen cinayetlerin sorumlusunun o olduğunu anlayacak.
Piranha 2 is an early manifesto bearing witness to the ecological destruction caused by man's interference in the natural order, symbolized in the film by genetically engineered, flying carnivorous grunion.
"Piranha 2" filmi, insanların doğal düzene müdahele etmelerinin bir sonucu olarak ekolojik düzenin bozulmasını, genetik olarak değiştirilmiş uçan bir etçil balık üzerinden bizlere anlatarak hikâyeye tanık olmamızı sağlıyor.
Hence, the immediate withdrawal reaction and the resurgent pain caused by your underlying condition... end-stage diabetes with gangrene of the lower extremities, I gather.
Sonucunda ani çekilme tepkimesi ve öncelikli durumunuzla ortaya çıkan acı aşağıdaki uzantıların kangrenli olduğu son seviye diyabet sanıyorum.
Hillary, scans show that the fall caused an artery under your skull to bleed.
Düşme sonucu kafatasının altındaki arterlerde kanama başlamış Hillary.
I'm sorry for the pain I've caused, but...
Neden olduğum acı için özür dilerim, ama...
I caused that guy to run into traffic.
O adamın yola atlamasına ben neden oldum.
He maimed our brother and caused his death!
O kardeşimizi yaraladı ve ölümüne neden oldu!
Probably caused by the fact that today is Sweets'birthday.
Muhtemelen sebebi bugün Sweets'in doğum günü olması.
Whatever tool was used to fell the tree caused significant damage to the skull.
Ağacı kesmek için kullanılan araç kafatasına büyük zarar vermiş.
Metal would have caused a lot more damage.
Metal çok daha fazla zarar verirdi.
We tested the equipment that you use to fix the flooring in the building, and your mallet caused the victim's injuries and tested positive for her blood.
Binanın yerlerini onarmak için kullandığınız malzemeleri test ettik ve maktuldeki yaralara tokmağınızın sebep olduğunu ve onun üzerinde maktulün kanı olduğunu tespit ettik.
Yes, that was caused by the mallet that was thrown at her by the landlady.
Evet, apartman yöneticisinin fırlattığı tokmak yüzünden.
No, not if the mallet blow could have caused a subdural hematoma.
Ama hasar önemli olmayacak kadar ufak. Tokmak darbesi beyin zarı altı kanamasına yol açmışsa ufak değil.
The blood would accumulate and expand in the intracranial space until something caused it to rupture and kill her.
Kan toplanır ve kafatasının içine yayılır ta ki bir şey zarın yırtılmasına ve onun ölümüne sebep olana kadar.
What caused the rupture?
Ayrılığınıza ne sebep oldu?
The fracture pattern indicates that the blunt force trauma was caused by a cylindrical weapon.
Çatlağın şekli, silindirimsi bir objeyle vurulduğunu gösteriyor.
Look at the pine tar. The blunt force trauma to the temporal bone was caused by the bat.
Şakak kemiğine gelen darbe, beyzbol sopasındanmış.
Well, ignoring her advances might have caused her to escalate.
Reddetmeniz onu saldırganlaştırmış olabilir.
Can you say what caused it?
Buna neyin neden olduğunu söyleyebilir misin?
What could have caused this?
Buna ne neden olmuş olabilir?
I don't want to worry you, but the bottle from this morning caused skin burns.
Endişelendirmek istemiyorum ama sabahki o şişe, cilt yanıklarına sebep oldu.
I did a research on the movement of objects caused by the explosion,
- Patlamadan etkilenen nesnelerin hareketlerini yeniden modellemek için bir adli algoritma programı kullandım.
Do you know what caused the outburst?
Patlamaya neyin neden olduğunu biliyor musun?
As a simple accident caused by drowsy driving.
Uykulu araba kullanmaktan kaynaklanan bir kaza olduğu sonucuna varıldı.
I wanted to make up for the pain I caused you during that time.
Bunu yaparak geçmişte sebep olduğum acıları telafi etmeyi umuyorum.
You've remembered the pain and memories that caused the separation of your personality, and we've roughly gotten to know the background of how each personality came into life.
Kendini parçalara ayırmana neden olan acıyı hatırladın. Ayrıca her kişiliğin nasıl oluştuğunu biliyorsun.
The manhunt you have caused risks everything we've worked so hard to achieve.
Adamların peşine düşmesi onca sıkı çalışmadan sonra risk teşkil ediyor.
The former is caused by demonic possession.
Öncekine şeytan girmesi neden olur.
Caused when the killer pulled on the Kevlar straps to release the bullets.
-... kevlar telleri çekince oldu.
Apparently, Antonio caused a little stir there this morning.
Görünüşe göre, Antonio bu sabah küçük bir problem çıkarmış.
What caused this?
- Sebebi ne?
Can you think of anything that may have caused Dozerman to be startled?
Krizi başlatmış olabilecek aklınıza yaptığınız herhangi bir şey geliyor mu?
No, you plugged ten fax machines into one outlet and caused a fire.
Hayır, 10 tane faks makinesini tek bir girişe bağladığınız için yangın çıktı.
It caused the problem.
Problem çıkarmıştı.
He said it reminded him of all the trouble he caused.
O dövmeden nefret ederdi.
No, Zack Blumenthal was killed by a toxin that caused acute systolic heart failure. Basically, this guy's heart broke.
Adamın bildiğin kalbi kırılmış.
cause 1614
cause i love you 40
cause of death 239
cause i just 26
cause i can't 21
cause i know 21
cause i'm 64
cause i do 33
cause it's 61
cause i don't 63
cause i love you 40
cause of death 239
cause i just 26
cause i can't 21
cause i know 21
cause i'm 64
cause i do 33
cause it's 61
cause i don't 63
cause i 215
cause it 25
cause i'm not 41
cause i am 21
cause you know 52
cause if you don't 56
cause if you do 44
cause you're 33
cause of you 28
cause and effect 30
cause it 25
cause i'm not 41
cause i am 21
cause you know 52
cause if you don't 56
cause if you do 44
cause you're 33
cause of you 28
cause and effect 30